Takva nedir nasıl takva sahibi olunur

Konusu 'Manevi Hayatımız' forumundadır ve Lasey tarafından 26 Ocak 2019 başlatılmıştır.

  1. Lasey

    Lasey Admin

    Takva nedir nasıl takva sahibi olunur?

    Takva-nedir-nasıl-takva-sahibi-olunur.

    Takva, insanın kendisini zarar veren şeylerden (günahlardan) korumasıdır. Kelime kişinin dışarıdan gelecek yıkıcı bir kuvvete karşı kendisini savunması anlamında doğru yoldan insana alıkoyan kötülüklerden sakınmayı çağrıştırır. İlk dönemde bu ve benzeri kavramların içeriğine doğru anlaşılmalarını kolaylaştırmak için fazla dokunulmamıştır. Sadece iyimana konu olduğunda dışarıdan gelebilecek kötülükler, daha da belirginleşmiştir. Örneğin Şems Suresinde takva, suç (fücur) işlemenin karşılığı olarak kullanılır. Suç, bu surede tuğyan etmekle örneklendirilir. Haddini aşma tavrı olarak bilinen tuğyan ise burada Semud Kavminin suçudur. Bilindiği gibi Semud kavmi, kendi içinde zavallı ve zayıf insanlara yaptığın kötülüklerle anılmış ve onlara yaptığı eziyetlerle ünlenmiştir. İnsanlar arasında yaptıkları sınıfsal ayrım, helaklerinin önemli bir gerekçesi olmuştur. Dolayısıyla takva bu ayrıma karşı durmak anlamında siyasi ve sosyal bir içeriğe sahiptir.


    Müslümanların zayıf ve mazlum olduğu ilk dönemde takva, bu bilinci taşımanın adıdır. Sonraları iktidar olmanın getirdiği galip zihinde yerini, ahlâkın bireysel bir formuna bırakmıştır. Kur’an’ın İlk muhatapları bir insan için güzel ahlaklı ya da takvalı dediklerinde onun çevresinde görüldüğü haksızlıklara boyun eğmediğini ifade etmişlerdir. Bugün daha bireysel ve içe dönük bir özellik kazanmıştır.

    Her şeye rağmen takva, kendini savunmak adına kötülüklerden sakınma anlamını kaybetmemiştir. Bu sakınma, hesap verme düşüncesiyle sorumluluklarının farkında olmak ve bunları yerine getirmek anlamında kendine ve başkalarına zarar vermeme hassasiyetinin açık bir ifadesidir.

    Kişinin inandığı veya düşündüğü konularla aynı düzlemde bir eylem sahibi olması önemli kabul edilir. Bundan daha önemlisi kişinin inanç ve amelini kendisine yakıştırması ve onunla bütünleşmesi gerekir. Aciz, fakir, günahkar ve sonunda bir hiç olduğunu düşünmek insan fıtratına ters bir yaklaşımdır. Yaratıldığı için değerli olduğunu bilmek, kibre dönüşüp ayrıcalıklı bir hal almadığı sürece insan için önemli bir özelliktir. Çünkü kendisine değer vermeyen birinin haksızlıklara karşı çıkması da beklenemez.


    Takvalı olduğunu kabul eden insanın zaman zaman hata veya günah işlemesi de mümkündür. Önemli olan yaptığı yanlışları fark ettiğinde bu konuda ısrarcı ve inatçı olmaması ve durumunu düzeltmesidir. Bilindiği gibi günahlar, insanın kişiliğini çıplak bırakıp onu hastalandırır. Her günah, fıtrata vurulan bir darbe olarak aynı zamanda bir suçtur. Bu yüzden takva kişi suçluluk hissinden de korur. İnsanın kötülüklerle mücadelede başarılı olması için bu elbiseye ihtiyacı vardır.