Oruç Ramazan orucu tutamayan yaşlılar yolcular hastalar ne yapmalıdır?

Konusu 'Dini Sorular Ve Cevapları' forumundadır ve saadet tarafından 5 Mart 2019 başlatılmıştır.

  1. saadet

    saadet Moderatör Admin

    Ramazan orucu tutamayan yaşlılar yolcular hastalar ne yapmalıdır.
    Ramazan orucu tutamayan yaşlılar yolcular hastalar ne yapmalıdır?

    Ramazan orucu için kadınlarda ne gibi geçerli mazeretler vardır? Hangi durumlarda tutamazlar? Oruç borcunu kimler fidye (para) vererek öderler?
    Yolculuk Sırasında Oruç:
    Ramazan’da sefer mesafesi (en az 90 km.) bir yere gitmek için yola çıkacak olan kişi, geceden oruca niyet etmez. Ama niyet ettikten sonra gündüzün yolculuğa çıksa bu yolculuk esnasında meşru başka bir mazereti bulunmazsa orucunu bozmamalıdır. Başlanan bir ibadetin mazeret yoksa tamamlanması gerekiyor. Yolculuk bir mazeret olduğu için, eğer orucunu seferiliği başladıktan sonra bozarsa kendisine keffâret gerekmez, sadece kaza gerektirir. (İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, III, 402-405). Efendimiz (s.a.v.) Mekke’nin fethi için sefere çıktığında oruçlu iken, Kadîd denilen yere varınca orucunu bozması (Buhârî, Savm, 34; Müslim, Sıyâm, 88) savaş şartlarının gereği olarak değerlendirilebilir.


    Bakara Suresi: 184. Ayette : “Ramazan orucu sayılı günlerden ibarettir. O günlerde sizden her kim hasta yahut yolculuğa çıkmış olur da oruç tutamazsa, tutamadığı günler sayısınca sıhhat bulduğu başka günlerde oruç tutar.” Oruçtaki muafiyet ve ruhsat güç yetirene kadardır, sonsuza kadar değildir. Yani hasta ise iyileştiğinde, yolcu ise yoldan döndüğünde sona erer. Muafiyet sona erdiğinde, tutamadığı orucu gününe gün kaza etmesi farzdır. Meşakkatli ve zorluk olmayan yolculuklarda orucunu tutması daha iyidir.


    Hastalık Durumunda Oruç: Hastalar, oruç tutmaya güç getiremeyecek derecede zaafiyete veya acziyete düştüklerinde oruç tutmayabilirler. Bu durumda aşırı zayıf ve hâlsiz olanlar, oruca dayanamadıklarında oruç tutmayabilirler. Aynı şekilde hayız ve nifas hâlindeki kadınlar da, bu hâl kendileri için yeterli derecede eza ve sıkıntı teşkil ettiği için, temizlik dönemine kadar oruç tutmazlar.

    Kadınların hamilelik ve çocuk emzirme dönemi: Oruç tuttuğu takdirde kendisinin veya çocuğunun beslenmesinden endişeye düşen, hâlsiz düşeceğinden korkan hamile ve emzikli bayanlar oruç tutmayabilirler. Ama çocuğunu ilâve besinlerle besleyen, oruç tutması halinde kendisinin veya çocuğunun zayıf ve aciz düşeceğinden korkmayan kadınların oruç tutmaları daha iyidir..

    Yaşlılık durumunda oruç: Zaafiyete uğramış, güçten ve takattan düşmüş yaşlı kişiler de oruca dayanamayacaklarını anladıklarında oruç tutmayabilirler. Yaşlı kişiler daha sonra kaza yapacaklarından umut kesilen, ümit kesilen hasta, fakir değilse her günün orucu için fidye verir. Peygamberimiz (s.a.v) "Oruç tutamayacak kadar yaşlı veya iyi olmasından ümit kesilen hasta, fidye verir" buyuruluyor. (Nesai) Eğer fidye verebilecek malı güçleri de yoksa Cenab-ı Allah’a dua ve istiğfar bulunurlar.



    KİMLER FİDYE VERİRLER?

    Fidye ayetle sabittir. Kur’ân Bakara Suresi: 184. ayette “Oruca güç yetiremeyenler bir düşkünü doyuracak kadar fidye verirler.” Buyuruyor. Fidyenin Ramazan ayı içinde verilmesi Mübarek Ramazan ayının hürmet ve bereketine daha efdaldır. Fidye miktarı, her bir oruç günü için bir fakiri, düşkünü bir günlük doyuracak kadar para veya belirli miktarlardaki gıda maddelerinden oluşmaktadır. Ama en doğrusu oruç borcunu oruçla ödemektir. Oruç borcunu fidye ile kapatmak, Kur’ân’ın oruç tutamayacaklara getirdiği bir kolaylıktır. Bu nedenle, fidye verdikten sonra iyileşen hastaların, tutamadıkları oruçlarını yeniden gününe gün kaza etmeleri farzdır.