Hz. Hüseyin ve Kerbela Olayı

Konusu 'İslam büyüklerinin hayatları' forumundadır ve saadet tarafından 8 Ekim 2016 başlatılmıştır.

  1. saadet

    saadet Moderatör Admin

    Hz. Hüseyin ve Kerbela Olayı

    Hz. Hüseyin Hz. Ali (a.s) ve Hz. Muhammet'in kızı Hz. Fatıma’nın (a.s) ikinci oğludur. Hicretin dördüncü senesinde doğdu. Abisi Hz. Hasan Mücteba (a.s) şehit olduktan sonra Allah Tealanın emri ve abisinin vasiyeti üzerine imamet makamına ulaştı.

    Hz. Hüseyin (a.s) on. sene imamet etti. Yaklaşık altı ay dışında bu müddetin bütünMuaviye’nin hilafeti döneminde en ağır koşullar, acı durumlar ve en zor baskılar altında geçti. Çünkü birinci olarak dini yasalar toplumda önemini kaybetmiş, hükümetin istelkeri , Allah ve Peygamber'in isteklerinin yerini almıştı. İkinci olarak da Muaviye ve dostları tümü mümkün yollara baş vurarak Ehl-i Beyt’i ve Şiileri ezip, Ali’nin (a.s) adını yok etmek istiyorlardı. Ayrıca Muaviye, oğlu Yezid’in hilafet temellerini atıp pekiştiriyordu. İnsanların bir kısmı Yezid’in hiç bir şeye bağlı olmadığından onun hilafetine razı göstermemiştir. Muaviye de muhalefetlerin yayılmasını önlemek için daha çok baskılara başvuruyordu.


    Hz. Hüseyin (a.s) istesede istemesede bu karanlık günleri geçiriyor, Muaviye tarafından yapılan her çeşit ruhsal işkence ve baskılara katlanıyordu. Hicretin altmışıncı senesinde Muaviye öldü ve yerine oğlu Yezid geçti.

    Biat meclisi, Arapların içinde saltanat, imaret ve sair önemli durumlarda bir genelekti. Toplum bilhassa tanınmış kişiler bu durmlarda sultana yahut emire biat eli veriyorlardı. Biatin ardından itaatsizlik etmek o kavme ar ve zillet sayılırdı. Aynı dönemde imzaladığı şeyden kaçmak kesin suç olarak bilinirdi. Hz. Muhammet siresinde de bu, baskı olmadan yapılırsa geçerli kılınmıştır.

    Muaviye hayattayken ünlü kişilerden Yezid’e biat almıştı. Fakat Hz.Hüseyin’e (a.s) dokunmayıp, biat teklifinde bulunmamıştı. bilhassa oğlu Yezid’e vasiyet etmişti “Hüseyin b. Ali biat etmezse fazla ısrar etme ve öylece bırak kalsın.” Çünkü Muaviye meselenin önünü ve arkasını iyice algılamıştı.

    Fakat Yezid, gururu ve çekinmemezliği sonucu babası öldükten sora onun vasiyetini unutup, Medine valisine emir verdi ki, Hz. Hüseyin’den benim hilafetime biat etmesini iste, kabul etmesse başını Şam’a gönder.

    Medine valisi Yezid’in isteğini Hz. Hüseyin’e (a.s) duyurunca İmam ondan bu durumda düşünmesi için vakit istedi. ve geceleyin ailesini de alarak Mekke’ye hareket edip İslam’da resmen emniyetli ve güvenceli yer olarak ilan edilen Allah’ın Haremi’ne (Mekke’ye) sığındı.

    Bu olay, hicretin altmışıncı senesinde Recep ayının sonları ve Şaban ayının evvellerinde vuku bulmuştur. Hz. Hüseyin (a.s) yaklaşık dört ay Mekke’ye sığınarak yaşadı. Bu haber yavaş yavaş İslam Devletlerinde yayıldı. Bir yandan Muaviye devrindeki haksızlıklara razı olmayıp Yezid’in hilafetine karşı çıkanlar Hz. Hüseyin’in (a.s) yanına gidip yardım edeceklerine dair söz veriyorlardı. Bir yandan da Irak’tan özellikle Kufe şehrinden arka rakaya mektup gönderip Hz. Hüseyin’in (a.s) Irak’a gidip Müminlere önderlik ederek işkence ve adaletsizliği yok etmesini ısrarla istiyorlardı. Elbette bu konu Yezid için çok tehlikeliydi.

    Hz. Hüseyin (a.s) hac zamanına kadar Mekke’de kaldı. Müslümanlar İslam Devletinde grup grup hac görevlerini yapmak için Mekke’ye akın akın gittiler. Bu sırada Hz. Yezid’in onu öldürtmek amacıyla hacı kılığında bir grup memur gönderdiği haberini aldı. Bunlar amel sırasında ihram altına sakladıkları silahlarla Hz. Hüseyin’i şehit edeceklerdi.

    Hz. Hüseyin (a.s) hac görevlerini yarıda keserek bir toplantıda kısa bir konuşma yaptı ve Irak’a hareket edeceğini belitti. Ve bu konuşmada şehit olacağını da belirtti. Müslümanlardan onun yanında olmalarını ve bu hedef yolunda canlarını vermelerini istedi. Ertesi gün de Ehl-i Beyt’i ve dostlarını alarak Irak’a doğru yola çıktılar.

    Hz. Hüseyin (a.s) biat etmemeğe kesin karar vermişti. Bu yolda şehit olacağını da iyi biliyordu. Umumi fesad, fikri inhitat ve toplumun Bilhassa Iraklıların iradesizliğiyle pekiştirilen Ümeyye oğullarının büyük ve korkunç savaş gücünün onu yok edeceğini tahmin ediyordu.

    Bilindik kişilerden bir grup, Hz. Hüseyinin yanına gelip bu hareket ve kıyamın tehlikeli olduğunu hatırlattılar. İmam Hüseyin şöyle buyurdu: “Ben biat etmeyeceğim. Zulüm ve fesat hükümetine boyun eğmeyeceğim. Nereye gitsem, nerede olsam da beni öldüreceklerini biliyorum. Mekke’den ayrılmamın sebebi ise, benim kanımın dökülmesiyle Kabe’nin hürmetinin kırılmamasıdır.”


    Hz. Hüseyin’in Kerbela Yolculuğu


    Hz. Hüseyin (a.s) Kufe doğru yoluna koyuldu. Daha Kufe’ye birkaç günlük yol varken Kufe’de Yezid’in valisi tarafından, kendi elçisinin ve tanınmış arkadaşlarından birinin şehit olup valinin emri ile ayaklarına ip bağlanıp Kufe sokaklarında gezdirildiğini duydu. Kufe ve yöresinin denetim altına alındığını veHz Hüseyinle savaşacak mücehhez bir ordunun hazırlandığını öğrenince ölümden başka bir yol olmadığını anladı. İşte burada şehit olmak için kesin karar aldığını açıkça söyledi. Kufe’nin yaklaşık olarak yetmiş km yakınlarında Kerbela adındaki bir çölde Yezid’inaskerleri onları ablukaya aldı. Sekiz gün burada kaldılar. Busırada güngeçdikce abluka çemberi daralıyor ve sürekli düşmanın sayısıartıyordu. Bilahare Hz. Hüseyin (a.s) çok az sayıda ashabıyla birlikte otuz bin kişiden oluşan askerin muhasarasında kaldı. Ve Kufe’ye doğru hareketini devam ettirdi



    Bu bir kaç gün içinde Hz. Hüseyin (a.s), askerinin yerlerini ayarlayıp arkadaşlarını tasfiye etmeye karar verdi. Ashabına seslendi. Kısa bir konuşma yaptı: “Bizim ölüm ve şahadetten başka bir yolumuz yoktur. Ben biatımı sizden kaldırdım. Gitmek isteyen, gecenin karanlığından yararlanıp kendisini bu tehlikeli meydandan kurtarsın. Çünkü onlar bir tek beni öldürmek istiyorlar.”

    Daha sonra ışıkların söndürülmesine emir verdi. Maddi maksatlar için Hz Hüseyin’e (a.s) koşunlar terkedip dağıldılar. Ama hak aşıklarından çok azı (40 kişiye yakın yaranı) ve Beni Haşim’den olan yakınlarıkaldılar.

    Hz. Hüseyin (a.s) yine kalanları toplayıp konuştu ve şöyle dedi: “Sizden her kim isterse gecenin karanlığından yararlanıp ve kendisini tehlikeden kurtarsın. Onlar bir tek beni istiyorlar.” Ama bu defa Hz. Hüseyinin vefalı arkadaşları bir bir kalkıp, çeşitli beyanlarla cevap verdiler ki, biz hiçbir zaman senin önder olduğun hak yolundan dönmeyeceğiz. Senin temiz eteğindenayrılmayacağız. Ve elimiz kılıç tutanakadar ve kan damarımızdan akana dek savaşıp, senin hürmetini koruyacağız.

    Muharrem ayının dokuzuncu İmam o geceyi ibadet için vakit alıp yarınki savaşa hazırlandı.

    Aşura Günü ve Kerbela Olayı

    Hicretin 61. senesi Muharrem ayının 10. günü Hz.Hüseyin , bir avuç arkadaşlarıyla (toplam doksan kişiden azdı. Kırk kişi önceden yanında olanlar ve otuzdan biraz fazlası savaş günü ve gecesi düşman ordusundan dönenler,ötekileride Hz. Hüseyinin akrabaları. Örneğin oğulları, kardeşleri, kardeşi ve bacısı oğulları ve amcası oğullarıydı) sayısız düşman ordusu karşısında saf durdular ve savaş başladı.

    O gün sabahtan akşama dek savaştılar. Hz.Hüseyin (a.s), Haşimi gençleri ve sair arkadaşları son kişiye kadar şehit düştüler. (Şehitlerin içinde Hz. Hasan’ın (a.s) iki küçük oğlu, Hz. Hüseyin’in bir küçük oğlu ve daha kundakdaki bebeği.)

    Savaş sona erdikten sonra düşman ordusu, Hz. hüseyin (a.s) haremini yağma ettiler ve çadırları ateşe vererek şehitlerin başını kesip elbiselerini çıkardılar. Cesetleri defnetmeden Ehl-i Beyt esirlerini teşkil eden sığınaksız kızları ve kadınları, şehitlerin başlarıyla birlikte Kufe’ye doğru yola çıkdılar. (Esirlerin içinde erkek olaraHz. Hüseyin’in (a.s) yirmi iki yaşındaki oğlu dördüncü İmam Zeynelabidin (a.s) ağır hasta olarak, bir de onun oğlu beşinci İmam Muhammed b. Ali ve İmam Hasan’ın (a.s) oğlu Hasan-ül Müsenna da aralarındaydı. Hasan-ül Müsenna savaşta ağır yaralı olarak şehitlerin aralarında kalmıştı. Ama son anlarda diri olarak bulundu. Düşman komutanlarının birinin arabuluculuğuyla başı kesilmedi ve esirlerle beraber Kufe’ye götürdüler.) Kufe’den de Dimeşk’e, Yezid’in yanına gittiler.


    Kerbelaolayı, kadınların esir alınıp şehirlerde gezdirilmesi, (esirler içinde bulunan) Hz. Ali’nin (a.s) kızı (Zeynep) ve dördüncü İmamın Kufe ve Şam’daki toplantı yerlerinde yaptığı konuşma, Ümeyye oğullarını rezil etti ve Muaviye’nin senelerce yaptığı tebligatı etkisiz bıraktı. ayrıca Yezid, Kerbela’da memurları eliyle yapılan bu işlerden kendisini aklamaya çalıştı. Kerbela olayı, etkisi geç olmakla beraber Ümeyye oğulları gösterdiği etki farklı kıyamlar ve bunun yanı sıra da on iki sene süren kanlı savaşlar.

    Hz hüseyin ve kerbela olayı.
     
    Son düzenleme: 9 Ekim 2016