Hicret ne demek kısaca

Konusu 'Dini islami isimler' forumundadır ve Lasey tarafından 7 Ağustos 2016 başlatılmıştır.

  1. Lasey

    Lasey Admin

    HİCRET:

    Bir yerden başka bir yere göç etmek.
    1. Resûlullah efendimizin Mekke-i mükerremeden Medîne-i münevvereye göç etmesi.
    Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) elli üç yaşında iken, Allahü tealanın izni ile Mekke-i mükerremeden Medîne-i münevvereye hicret eyledi. Safer ayının yirmi yedinci Perşembe günü sabah erken evinden çıkarak, öğleden sonra Ebû Bekr-i Sıddîk'in evine geldi. Birlikte Sevr dağındaki mağaraya gittiler. Bu dağın yolu çok bozuk idi. Peygamber efendimizin mübarek ayakları kanadı. Mağarada üç gece kalıp, Pazartesi gecesi yola çıktılar. Bir hafta yolculuktan sonra Eylül ayının yirminci ve Rebî-ul-evvelin sekizinci Pazartesi günü Medîne'de Kuba köyüne geldiler. Rebî-ul-evvelin on ikinci Cuma günü Medîne'yi şereflendirdiler. (Ahmed Cevdet Paşa, Kastalanî)
    Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellem Medîne'ye hicret edince; "Mü'minlere saldıran zalimlerle cihad yapmaya izin verildi" mealindeki Hac sûresi 139. ayet-i kerîmesi geldi. (Kadı Beydavî)
    2. Müslüman bir kimsenin, dînini korumak için, kafir memleketinden, İslam memleketine göç etmesi.
    İşte ben de dînimi korumak için Allah yolunda hicret ediyorum. Karısını dul, çocuklarını yetim bırakmak, anasını ağlatmak isteyen varsa önüme çıksın. (Hazret-i Ömer)
    Dar-ül-harbde (müslüman olmayan memlekette) îmana gelenin, Dar-ül-İslam'a (İslam memleketine) hicret etmesi vacib olur. (İbn-i abidîn)
    3. İslam memleketinde fitne ve kötülük bulunan bir yerden iyi bir yere göç etmek.
    Herc (karışıklık) , fitne zamanında yapılan ibadet, benim yanıma (Mekke'den Medîne'ye) hicret etmek gibidir. (Hadîs-i şerîf-Müslim)
    Dînini muhafaza için hicret eden, Cennet ile müjdelendi. Bir mahallede salih, arif kimse kalmayıp, bozukluk ve bid'at, dinde olmayan şeylerin yapılması artınca, başka mahalleye hicret etmek veya böyle bir şehirden başka şehre hicret etmek vacib olur. (İsmail Hakkı Bursevî)