Guzeyye Binti Cabir (r. anha) Hayatı

Konusu 'İslam büyüklerinin hayatları' forumundadır ve Beyza tarafından 3 Ekim 2012 başlatılmıştır.

  1. Beyza

    Beyza Moderatör

    Su’da Binti Kureyz (r. anhâ) kimdir?

    Guzeyye (radıyallahu anhâ), Amir ibn-i Lüeyoğullarındandır. Eşi,Ebu’l-İkr’dir. İslâm’ın ilk yıllarında Müslüman olmuş ve eşinin de Müslüman olmasına vesile olmuştur.Hz. Peygamber (aleyhisselâm), Medine’ye hicret edince, Guzeyye’nin (radıyallahu anhâ) eşi Ebu’l-İkr, Devs kabilesinin hicret ettiği esnada, Ebû Hüreyre (radıyallahu anh) ile birlikte hicret etti. Eşinin hicretinden sonra birçok işkenceye maruz kalan Guzeyye, bir vakayı şöyle anlatır:
    “Ebu’l-İkr’in akrabaları bana geldi ve dediler ki:
    – Herhalde sen de eşinin dini üzeresin öyle mi? Ben:
    – Evet, tabii onun dini üzere olacağım, dedim.
    – O zaman sana feci bir işkence yapacağız, diyerek beni evimizden alıp götürdüler. Bir devenin üzerine bindirdiler. Bol bol bal ve ekmek yedirip hiç su vermediler. Nihayet öğle oldu. Güneş kızdı ve benim içim yanmaya başladı. Kendileri gidip çadırlarını kurdular. Beni ise, güneşin ortasında bıraktılar. Sıcağın etkisiyle sonunda aklımı, gözümü, kulağımı kaybettim. Bunu bana üç gün yaptılar. Üçüncü gün bana:
    – Dinini terk et, dediler. Bana yapılan işkenceden dolayı onların söylediklerini anlamıyordum. Ancak, sürekli parmağımı havaya kaldırıp “Allah birdir” diyordum. Ben bu hâl üzere iken, çok zor duruma düştüm. Birdenbire göğsümde bir kovanın soğukluğunu hissettim. Hemen tutup ondan bir yudum içtim. Sonra çekilip benden alındı. Ben kovaya bakarken, o yer ile gök arasında asılı duruyordu. Ona ulaşamıyordum. Tekrar kova bana sarkıtıldı; ondan bir yudum içer içmez yine kaldırıldı. Hâlâ gökte asılı duruyordu,ben de ona bakıyordum. Üçüncü kez kova sarkıtıldı. Ve ben artık kana kana içtim. Başımdan, yüzümden, elbisemden aşağıya döktüm. Müşrikler dışarı çıkıp bu durumu görünce:
    – Ey Allah’ın düşmanı, bu sana nereden geldi, dediler. Ben:
    – Allah’ın düşmanı onun dinine muhalefet edenlerdir. Sizin ‘nereden?’ sorunuza gelince, bu, Allah’ın kendi katından bana vermiş olduğu bir rızıktır, dedim. Hemen gidip kovalarına baktılar.Kovanın dolu olduğunu gördüler. Bu hakikat karşısında:
    – Şehâdet ediyoruz ki, senin Rabbin bizim de Rabbimizdir. Seni rızıklandıran ve İslâm’ı gönderen zatın o olduğuna şehâdet ederiz, diyerek Müslüman oldular. Beni de yanlarına alarak Medine’ye hicret ettiler.”

    Cabir ibn-i Abdullah (radıyallahu anh), Guzeyye’den (radıyallahu anhâ) şu hadiseyi nakleder: Guzeyye’nin yanında Peygamberimiz’e (aleyhisselâm) hediye etmek istediği, içinde yağ bulunan bir çömlek vardı.Zamanla, bu yağ bitti. Bir gün çocuklar yağ isteyip duruyorlardı. Guzeyye yağ kalmadığını göstermek için kalkıp çömleği aldı.Bir de baktı ki, çömleğin içi yağ dolu. Buna hayret ederek ondan döküp çocuklarına yedirdi. Epeyce bir zaman yediler. Ne kadar kaldığını merak ederek yağı boşalttıklarında, yağ hemen bitti. Guzeyye (radıyallahu anhâ) Resûlullah’a gidip durumu anlattı. Peygamber (aleyhisselâm): “Tamamını döktün mü? Eğer dökmeseydin ebediyen yemeğe devam edecektiniz.” buyurdu.

    İkrime ibn-i Ebû Cehil, Ahzap Sûresi’nin 50. ayetinde bahsedilen kadının Guzeyye (radıyallahu anhâ) olduğunu söyler.