Ezan ve kamet ne demektir Ezan, farz namazların vaktini bildirmek için okunan, belirlenmiş sözlerdir. Peygamber efendimiz (sallallahu aleyhi vesellem) Medine'ye hicret ettikten sonra müslümnlar, namaz vakitlerini bilmekte güçlük çekiyorlardı. Buna bir çare bulmak maksadıyla toplanıp iştihare ettiler. Kimi, namaz vakti geldiğini bilmek ve cemaatten geri kalmamak için bir işaret veya sancak dikilmesini, kimi davul, def veya çan çalınmasını, kimi de ateş yakılmasını teklif etti. Resul-i Ekrem Efendimiz, hıristiyan adeti olduğu için çan çalınmasını; Rumlar'ın adeti olduğu için davul çalınmasını; Mecusiler'in adeti olduğu için de ateş yakılmasını reddetti. Sancak dikmek önerisini de uygun bulmadı. Bu toplantıda bir karara varılmadığından Resulullah (sallallahu aleyhi vesellem) tasalı olarak meclisten ayrıldı. Ezan ve kamet ne demektir Onun bu halini gören Abdullah b. Zeyd de (radıyallahu anh) üzüntü içerisinde kalkıp evine gitti. Geceleyin rüyasında bir melek kendisine ezân ve kameti öğretti. Bu rüyasını Peygamber Efendimiz'e anlattığında, Resul-i Ekrem'e (sallallahu aleyhi vesellem) bu rüyaya uygun olarak vahiy de gelmişti. Bunun üzerine Allah Resulü, namaz kılınacağı zaman ezan okunup kamet getirilmesini emretti. Kamet ise, farz namazlardan önce, namazın başladığını bildiren ve ezan lafızlarına benzeyen sözlerdir. Ezandan farklı olarak, “hayya ale’l-felâh” cümlesinden sonra, “kad kameti’s-salât” cümlesi eklenir. İster cemaatle, isterse tek başına kılınsın, erkeklerin her farz namazdan önce kâmet getirmeleri sünnettir. Ezanın Fazileti Ezan okumanın çok faziletli ve sevap bir iş olduğunu sevgili Peygamberimiz şöyle ifade buyurmuşlardır: "İnsanlar ezanda ve birinci saftaki fazilet ve sevabı bilseydiler ve bunun için de (ezan okumak ve birinci safta yer alabilmek için) kura çekmekten başka çıkar yolu bula-masaydılar mutlaka bunu yaparlardı". (Buhari, Ezân,9). Ezana icabet etmek Müezzinle birlikte ezan kelimelerini tekrarlamak sünnettir. Bununla ilgili olarak Sevgili Peygamberimiz şöyle buyurmuşlardır: "Ezân okunurken müezzinin sesini duyduğunuzda onun söylediklerinin aynısını söyleyin."(Buhari, Ezân, 7.) Ezan okunurken, dinleyen kişi, "hayye ale's-salah" ve "hayye ale'l-felah" cümlelerinin aynısını tekrarlamaz. Bunların yerine, "la havle ve la kuvvete illa billah" denir. Aynı şekilde sabah ezanında "es-salatü hayrün mine'n-nevm" denildiğinde buna karşılık olarak, "Doğru söyledin, iyi söyledin" anlamında, "Sadakte ve berirte" denir. Ezân okunması ve ezana karşılık verilmesi tamamlandıktan sonra şu duayı okumak sünnettir: Allahumme Rabbe hazihi'd-da'veti't-tamme. Vesselatil kâimeti ati Muhammedenil vesilete vel fazilete ved-dereceter-refîah. Vebashu makamen Mahmudenillezi veadteh. İnneke lâ tühlifü'l-mîâd Anlamı Ey şu tam da'vetin ve vakti gelen namazın sahibi olan Rabbim! Muhammed aleyhisselâma şefâat vesîlesini ve üstünlüğünü ver. Ve onu kendisine va'detdiğin makam-ı mahmûd'a ulaştır" Ezandan sonra salat okumak Ezandan sonra gerek müezzin gerekse başkalarının Peygamber Efendimiz'e salat okumaları sünnet ve sevaptır. Nitekim bununla ilgili olarak sevgili Peygamberimiz şöyle buyurmuşlardır: "Ezan okurken müezzinin sesini duyduğunuzda, onun söylediklerinin aynısını söyleyin. Sonra da bana salat getirin". (Müslim, Salat, 10,11)