Çocukta Saldırganlık Ve Şiddet Nasıl Önlenir?

Konusu 'Sağlık Rehberi' forumundadır ve Lasey tarafından 27 Aralık 2016 başlatılmıştır.

  1. Lasey

    Lasey Admin

    Çocukta saldırganlık çok sık görülen bir durumdur. Hem okul öncesi hem okul çağında çocukların çoğunda görülebilir. Çocuk her an kavga etmeye hazır durumdadır. Özellikle oyun oynarken aniden oyun kavgaya dönüşebilir. Çocuk tepkilerini ısırarak, tükürerek, tekme atarak veya arkadaşına vurarak, kurallara utmayarak saldırgan davranışlar gösterir. Çocuk kendi yaşıtlarıyla veya kendinden büyük çocuklarla kavga edebilir. Çocuk sürekli saldırmaya hazır olduğu için sinirli ve gergindir. Hiçbir şekilde kimseyle anlaşamaz ve geçinemez. Kısaca saldırganlık çocuğun duygularını farklı şekilde anlatması denilebilir. Mutlu olma yerine mutsuz olma, kendini güvende hissetme gibi duygulara kapılabilir. Bu var olan duygular, farklı şekilde otaya çıkar. Erkek çocukları kız çocuklarına oranla daha çok saldırgan davranışlar gösterir. Saldırganlık davranışını çocuk iki şekilde gösterebilir. Sözel ya da fiziksel olarak gösterir. Saldırganlık çocukların ebeveynleriyle ve kardeşleriyle olan iletişim şekillerinden kaynaklanabilir. Saldırgan çocukların anne ve babaları çocukla konuşmak yerine fiziksel cezalar uygulayarak disiplin sağlamaya çalışır. Bu da çocuğu olumsuz etkiler ve çocuk sorunlarını konuşarak çözmez, onun yerine şiddetle çözmeyi seçer.

    Çocuklarda şiddetin nedenleri

    Çocuk anne ve babadan sürekli şiddet görüyorsa, çocuğun dayak yemesi ve yeteri kadar aileden ilgi ve sevgi görmüyorsa bu hareketleri gösterebilir.

    Çocuğun sık sık fiziksel ya da sözel şiddete maruz kalması,

    Aile içinde sürekli tartışmalar olması, özellikle anne ve babanın çocuğun önünde sürekli kavga etmesi gibi nedenler çocukta saldırgan davranışlar oluşturur.
    Anne ve babanın çocuğa baskı yapması, çocuğu sürekli kontrol altında tutmaları, tutarsız davranması ve disiplin sağlama çabaları nedeniyle çocuk bu davranışları gösterebilir

    Çocuğun anne ve babasını örnek alması ve onları kendine model olarak görmesi çocuğun kafasında kesin yargılar oluşturur. “Babam böyle yapıyor, bende böyle yaparım” gibi fikirler oluşur çocuğun kafasında.

    Ailenin çocuğun saldırgan davranışlarını destekliyor ise çocukta yaptığı hareketleri korkmadan rahatça yapabilir. Özellikle erkek çocuğu olan babalar “çocuğum kimseden dayak yemesin, herkesi dövsün” gibi bir yaklaşımla yaklaşırlar. Ancak bu yanlıştır çocuk bu hareketleri ileri yaşlarda da yapmak isteyecektir.

    Çocuğun saldırgan davranışlar sergilemesinde televizyonlarında rolü vardır. Çocuk izlediği programlardan etkilenerek etkilendiği karakter gibi olmak ister. Şiddet içerikli filmler çocuğu şiddete yönlendirir.

    Çocukta saldırganlık ve şiddeti engellemek için ne yapmalı?

    İlk olarak ebeveynler çocuğun bu davranışının nedenini bulmalıdır ve ona göre bir önlem almalıdır.

    Çocukta saldırganlığa neden olan sebepler bulunduktan sonra çocukla uygun bir dille konuşup, gerekli ihtiyacı karşılanmalıdır.

    Çocuğa anne ve baba model olurken dikkat etmelidir. Çocuğu şiddete yönlendirecek davranışlardan kaçınılmalıdır.

    Disiplin sağlarken, yanlış tutumlardan kaçınılmalıdır. Sürekli cezalar vermek yanlış olur. Bunun yerine çocukla konuşmak, ona sevgiyle yaklaşmak daha mantıklı olur. Çocuğa sürekli ceza vermek onu asi ve daha hırçın yapar.

    Çocuğunuzla beraber vakit geçirin, onunla oyunlar oynayın. Ancak şiddete dayalı oyunlar oynamaktan kaçının. Mümkünse çocuğunuza bir oyun köşesi oluşturun. Geniş oyun alanlarında oyun oynamasına izin verin. Bu çocuktaki enerjiyi ve gerilimi alacaktır.

    Aile içindeki olumsuz bir meseleyi çocuğun önünde bağırarak çözmeyin. Her zaman daha sakin konuşmaya özen gösterin. Hiçbir şekilde şiddet uygulamayın.

    Çocuğunuzu kimseyle kıyaslamayın, başka kişilerin yanında eleştirmeyin. Mümkün olduğunca olumsuz davranışlarını görmemeye ve yaptığı olumlu davranışlarda ödüllendirme yöntemini uygulayın.

    Çocukta var olan saldırganlık davranışını yenmek için çocuğu başka şeylere yönlendirin. Örneğin karate veya yüzme gibi spor falları çocuğa faydalı olabilir.

    Çocuğa şiddet içerikli filmler izletmeyin ve çocuğa belirli bir yatma saati belirleyin.

    Kardeş kavgası öğreticidir
    Çocuklu evlerde yaşanan kardeşler arası çatışma normaldir. Ancak, bu sırada anne babanın tutumu büyük önem taşır. Çocuklarınız tartışırken nasıl davranmanız gerektiğini biliyor musunuz?

    Bağrış, çağrış, saç saça, baş başa… İçeride gene kıyamet kopuyor. Bütün tembihleriniz, verilen bütün sözler tamamen unutulmuş durumda. Psikologlar bu konuda, “Kardeşler arasında kavga son derece normaldir. Hatta önemlidir. Çünkü çocuklar bu kavgalar sonucunda kendi sınırlarını, haklarını ve taleplerini fark eder, aynı zamanda anlaşma yapmayı da öğrenirler” diyor. Yine de uzun süren kardeş kavgalarında, durumu kontrol altına alabilmeniz için önerilerimizi dinlemenizde fayda var.

    HAKEM OLMAYIN

    Çocuklarınız tartışırken aralarında hakem olmayın. Kavgayı kimin başlattığıyla ilgilenmeyin. Bunu öğrenmeye çalışmak çocukların birbirlerini suçlamasına yol açar. Kim başlatırsa başlatsın, sonuçlarına birlikte katlanmaları gerektiğini hatırlatın. Kavga ettiklerinde ise, mümkün olduğunca az karışın. Çocuklar meseleleri kendi aralarında halletmenin yollarını keşfetmelidirler. Sadece yaralanma tehlikesi varsa müdahale edin.

    KISKANÇLIK BÜYÜK SEBEP

    Çocuklar arası kavgaların en büyük sebebi, kıskançlıktır. Bazen anne ve babaların yanlış tutumları da bu tür kavgalara neden olabilir: “Niye o yapıyor da, bana izin vermiyorsunuz?” gibi. Bu yüzden birine, diğerinden fazla ayrıcalık tanımayın, istikrarlı olun ve sınır koyun.

    SEBEP-SONUÇ İLİŞKİSİ

    Her şeyin eşit olmasına çalışmayın. “Ama Ayşe’ye izin verdin, biz neden oynayamıyoruz?” dediğinde, “Üzgünüm, ancak kardeşinle kavgayı siz devam ettirdiniz. Ayşe kavgaya karışmadı, bu yüzden oynayabilir. Ayrıca, bu sizin kuralları bozmanızın bir sonucu” diyebilirsiniz. Adil olun. Eğer dövüşüyorlarsa, kuralları her ikisi de çiğnemiş demektir.

    KIYASLAMA YAPMAYIN

    Kardeşleri birbirlerine karşı asla kışkırtmayın. “Kardeşin senden çok daha uslu” dediğiniz anda hem dik başlılığı hem de rekabeti tetiklemiş olursunuz. Çocuklarınızın doğru şekilde davranmalarını sağlamak amacıyla “Kardeşin ne kadar uslu, sen neden öyle değilsin?” demek, sadece aralarında bir ayrışmaya, rekabete ve belki de düşmanlığa bile yol açar.

    KONUŞMALARINA İZİN VERİN

    Çocukların isteklerini açık ve net bir şekilde dile getirmelerine yardımcı olun, böylece kavga çıkmasına mani olursunuz: “Can, kardeşine oyuncağını geri ver ve ’Ödünç alabilir miyim?’ diye sor.”

    SEVGİNİZİ DIŞA VURUN

    Onlara ilgi gösterin. Çocuklarınızı sık sık kucaklayın, sevin. Şunu da unutmayın, kardeşler birbirini sevseler bile, sık sık kavga edebilirler.

    Uzman Görüşü:

    Vizyon Psikolojik Danışma Hizmetleri

    Temelde kardeş kavgası normaldir. Sadece kavga sınırlarının birbirine fiziksel ve duygusal zarar verecek düzeye gelmemesi gerekir. Özellikle kardeş kavgaları, çocuklara daha az sorumluluk düşen evlerde daha sık görülür.

    AİLENİN TUTUMU

    Sorun çoğunlukla çocuklardan değil, onlara nasıl davranmasını bilemeyen anne-baba tutumlarından kaynaklanabilir. Özellikle kavga edilmemesi için, kardeşlerin kullandıkları eşya, oyuncak, oda gibi ayrımın yapılması, paylaşım noktalarını azalttığından rekabet duygusunu körükler. Bunun yerine birlikteliği ve paylaşımı destekleyen tutum ve davranış, kısa dönemde olmasa bile, orta ve uzun dönemde kardeşler arasındaki ilişkileri pozitif etkileyecektir.

    ALANLAR YARATIN

    Kardeş kavgasında, çocukların sahip oldukları yetenek ve eğilimlerin iyi tespit edilmesi önemlidir. Aileler, farklı yönlerin çocuklara sağladığı avantajları görebilmelidir. Kardeşlerin farklı hobi ve uğraş alanları olması, hem aynı alana yönelik paylaşım kavgalarını azaltır. Çocukların yaş ve özelliklerine göre sorumluluk dağıtımına özen göstermelisiniz. Çocukların hepsine aynı davranış da kavga nedeni olabilir.

    Konu ile alakalı etiketler: oyuncak oynamayan çocuk, oyun oynayan çucuk gelişimi ile oyunoynamayan çocuklar, kavgacı çocuklar, oyuncakla oynamayan cocuk, oyuncak oynamayan çocuğa ne yapmalı, kavgaci çocuklar, kavgacı, oyuncaklarıyla oynamayan çocuklar, oyuncakla oynamayan çocuklar, kavgacı çocuk, oyuncak ile oynamayan çocuklar, kavgacı çocuk için ne yapmalı, kavgacı buyuk cocuk oyunlar, büyükçocukoyunlar, oyuncakları ile oynamayan çocuklar, ouncak kavgası yapan cocuklar, oyuncaklar oynamayan cocuklar, kavgacı çocuk olması için, kavgacı çocuk için ne yapmalıyız, hiç oyuncakla oynamayan cocuk, kavgacı çocuğun sonu, oyuncak oynamayan cocuklar, kavgac yuzde c4 yuzde b1 yuzde c3 yuzde a7ocuklar, çocukların oyuncaklarla oynamaması, çocuk kavgacı ne yapmalıyım,
     
  2. Lasey

    Lasey Admin

    Oyun oynamayan çocuk kavgacı oluyor

    Oyun oynamasına fırsat tanınmayan çocuklar, biriken enerjiyi harcayamadıkları için depresyona girebiliyor. Sorumluluk almayı, işbirliğini ve diğer insanlara saygılı olmayı oyunla öğrenen çocuklar, girişimci olma, tehlikeyi göze alma, karar verme ve problem çözme yeteneğini de oyunla geliştiriyor. Bunların yanı sıra, özgüven gelişimi, duygusal ve sosyal ihtiyaçlarını karşılamada kendine yetebilme gibi nitelikler de kazanıyor. Yaşlarına uygun oyunlara yönlendirilen çocuklar, toplum içindeki sosyal rolünün ve kendini diğer bireylerden ayıran özelliklerin farkına varıyor. Oyun sırasında kendisini ve çevresiyle ilgili bilgileri ifade etme imkanı buluyor.
    Memory Center Nöropsikiyatri Merkezi’nden Çocuk Ergen Psikiyatrisi Uzmanı Dr. Serdar Alparslan, çocukların fiziksel, zihinsel, dil ve sosyal kapasite gelişiminde oyunların büyük öneme sahip olduğunu vurguluyor. Miniklerin sosyal kuralları oyun içinde öğrenerek hayata hazırlandığını belirten Alparslan, oyun oynayamayan çocukların depresyona girebileceğini dile getiriyor. Psikiyatr Serdar Alparslan’a göre, vücudunda biriken negatif enerjiyi oyunla harcayamayan çocuklar, agresifleşerek çevreye şiddet uygulamaya başlıyor.
    Çocuğun dikkatini yoğunlaştırmasına oyunların imkan sağladığını dile getiren Alparslan, şu bilgileri veriyor: “Oyun sırasında dikkatini bir noktaya toplama deneyimleri yapan çocuk bunu günlük yaşantısına da aktaracaktır. Oyun oynayan çocuk, zaman ve mekan kavramlarına ait bilgileri çok doğal bir ortam içinde öğrenir. Grup oyunlarında bekleme, devam etme, başlama, bitirme gibi durumlar zaman kavramının hayat içinde özümlenmesini sağlar. Ayrıca, bahçede, sınıfta değişik köşelerde yapılan etkinlikler de mekan kavramının gelişimini destekleyici niteliktedir. Bunların yanı sıra, çocuk oyun materyallerini değişik durumlarda kullanarak, renkleri birbirine karıştırarak, nesneleri bir kaba doldurup, boşaltarak materyallerin özellikleri hakkında bilgi edinir.”
    Psikiyatr Serdar Alparslan’a göre, sosyal oyun ortamında kendini korumayı öğrenen çocuk, anne babaların aşırı müdahaleci olması durumunda bunu öğrenemez. Hep anne baba desteğine ihtiyaç duyar. Bu da özgüveninin gelişmesini engeller. Klinik Psikolog Hande Ertaş, yeteneklerini iyi tanımanın, çocukların davranışlarını kontrol ve gelişimlerini takip etmede kolaylık sağladığını söylüyor. İçe kapanık çocuklarda çoğunlukla özgüven sorunu bulunduğunu aktaran Psikolog Ertaş’a göre, özgüvenin gelişmesi için çocuk, kendini ifade edebileceği ve yeteneklerini ortaya koyabileceği aktivitelere katılmalı. Ertaş, uyum sorunları yaşayan çocuklara sosyal uyumu destekleyici grup sporları veya şiddete eğilimini azaltmaya faydalı bireysel sporlar öneriyor.

    Oyuncak alırken nelere dikkat edilmeli?

    Oyuncaklar çocuğun yaşına uygun olmalı. Kolayca kopup, çocuğun ağzına atacağı küçük parçaları olmamalı. Sivri uçları, kesici kenarları bulunmamalı. Parmaklarının sıkışabileceği ek yerleri olmamalı. Gözlerine zarar verebilecek çıkıntıları olmamalı. Çocuğunuza uygun büyüklükte ve ağırlıkta olmalı. Zehirsiz boyalarla boyanmış olmalı. Oyun değeri olmalı ve sadece yıkıcı deneyler yapmak için kullanılmamalı. Oyuncaklar düzenli olarak gözden geçirilmeli, hasarlı ve kırık olanlar atılmalı. Oyun alanının tabanı yumuşak, etrafı çitle kaplı olmalı. Oyun alanından zehirli bitkiler temizlenmeli. Bozuk paralar, kibrit, çakmak, sigara izmariti oyun alanında olmamalı. Oyun araç ve gereçleri yere güvenli bir şekilde sabitlenmeli.

    Oyuncakların birçok faydası var

    Tırmanma, itme ve çekme aleti, büyük top, yuvarlanma minderi ve bisiklet gibi oyuncaklar büyük kasların gelişimini destekler. Renkli kağıtlar, makas, dikiş panoları, boncuk, ip ve boş kutu gibi oyuncaklar küçük kasların gelişimine yardım eder. Farklı özelliklerdeki dokunma panoları, yıkanabilir, kırılmaz bebekler, ses çıkaran oyuncaklar duyu ve kasların gelişimini destekler. Yap-boz, takmalı-sökmeli oyuncaklar, boncuk, halka, anahtar, kilit, ayna, büyüteç, mıknatıs, boncuklu hesap tahtası ve kitap gibi oyuncaklar da belleği çalıştırır, problem çözme becerisini geliştirir.