Hz. İbrahim ile ilgili kuran'da geçen ayetler

Konusu 'Kuran-ı Kerim ayetleri' forumundadır ve Adile tarafından 25 Kasım 2014 başlatılmıştır.

  1. Adile

    Adile Admin

    Kur’an-ı Kerim’de Hazreti İbrahim (aleyhiselam) ile ilgili pek çok ayet vardır ve hatta Hazreti İbrahim (aleyhiselam) Kur’an-ı Kerim’in en çok bahsettiği peygamberlerden biridir ve ayrıca Kur’an-ı Kerim’de İbrahim suresi adında Hazreti İbrahim (aleyhiselam)'dan bahseden bir sure ile birlikte pek çok surelerde Hazreti İbrahim (aleyhiselam)'ı anlatan ayetler vardır. Bu ayetlerden bazıları şunlardır.

    İbrahim’in dininden kendini bilmezlerden başka kim yüz çevirir? Andolsun ki, biz onu dünyada (elçi) seçtik, şüphesiz o ahirette de iyilerdendir. (Bakara, 2/130)

    Kur’an-ı Kerim’de Hazreti İbrahim (aleyhiselam)'ın peygamber seçilmesi ile ilgili ayetler. Bakara suresi 124-132

    “Bir zamanlar Rabbi İbrahim’i bir takım kelimelerle sınamış, onları tam olarak yerine getirince: Ben seni insanlara önder yapacağım, demişti. “Soyumdan da (önderler yap, ya Rabbi!)” dedi. Allah: Ahdim zalimlere ermez (onlar için söz vermem) buyurdu.

    125. Biz, Beyt’i (Kabe’yi) insanlara toplanma mahalli ve güvenli bir yer kıldık. Siz de İbrahim’in makamından bir namaz yeri edinin (orada namaz kılın). İbrahim ve İsmail’e: Tavaf edenler, ibadete kapananlar, rükû ve secde edenler için Evim’i temiz tutun, diye emretmiştik.

    126. İbrahim de demişti ki: Ey Rabbim! Burayı emin bir şehir yap, halkından Allah’a ve ahiret gününe inananları çeşitli meyvelerle besle. Allah buyurdu ki: Kim inkar ederse onu az bir süre faydalandırır, sonra onu cehennem azabına sürüklerim. Ne kötü varılacak yerdir orası!

    127. Bir zamanlar İbrahim, İsmail ile beraber Beytullah’ın temellerini yükseltiyor (şöyle diyorlardı ) Ey Rabbimiz! Bizden bunu kabul buyur; şüphesiz sen işitensin, bilensin.

    128. Ey Rabbimiz! Bizi sana boyun eğenlerden kıl, neslimizden de sana itaat eden bir ümmet çıkar, bize ibadet usullerimizi göster, tevbemizi kabul et; zira, tevbeleri çokça kabul eden, çok merhametli olan ancak sensin.

    129. Ey Rabbimiz! Onlara, içlerinden senin ayetlerini kendilerine okuyacak, onlara kitap ve hikmeti öğretecek, onları temizleyecek bir peygamber gönder. Çünkü üstün gelen, her şeyi yerli yerince yapan yalnız sensin.

    130. İbrahim’in dininden kendini bilmezlerden başka kim yüz çevirir? Andolsun ki, biz onu dünyada (elçi) seçtik, şüphesiz o ahirette de iyilerdendir.

    131. Çünkü Rabbi ona: Müslüman ol, demiş, o da: Alemlerin Rabbine boyun eğdim, demişti.

    132. Bunu İbrahim de kendi oğullarına vasiyet etti, Yakub da: Oğullarım! Allah sizin için bu dini (İslam’ı) seçti. O halde sadece müslümanlar olarak ölünüz (dedi).” (Bakara, 2/124-132)

    Hazreti İbrahim (aleyhiselam)'ın Nemrutla mücadelesi ise şöyle anlatılmaktadır:

    “Allah kendisine mülk (hükümdarlık ve zenginlik) verdiği için şımararak Rabbi hakkında İbrahim ile tartışmaya gireni (Nemrut’u) görmedin mi! İşte o zaman İbrahim: Rabbim hayat veren ve öldürendir, demişti. O da: Hayat veren ve öldüren benim, demişti. İbrahim: Allah güneşi doğudan getirmektedir; haydi sen de onu batıdan getir, dedi. Bunun üzerine kafir apışıp kaldı. Allah zalim kimseleri hidayete erdirmez.” (Bakara, 258)

    Hazreti İbrahim (aleyhiselam)'ın Ölüleri Nasıl dirilttiğini Allah Azze ve celle'den istesi şöyle anlatılır:

    İbrahim Rabbine: Ey Rabbim! Ölüyü nasıl dirilttiğini bana göster, demişti. Rabbi ona: Yoksa inanmadın mı? dedi. İbrahim: Hayır! İnandım, fakat kalbimin mutmain olması için (görmek istedim), dedi. Bunun üzerine Allah: Öyleyse dört tane kuş yakala, onları yanına al, sonra (kesip parçala), her dağın başına onlardan bir parça koy. Sonra da onları kendine çağır; koşarak sana gelirler. Bil ki Allah azîzdir, hakîmdir, buyurdu. (Bakara, 260)


    Meleklerin Hazreti İbrahim (aleyhiselam)'a bir oğlu olacağı müjdesi ile gelmeleri ve Hazreti İbrahim (aleyhiselam)'ın mleleklerle tartışmasıise şöyle anlatılmaktadır:

    69. Andolsun ki elçilerimiz (melekler) İbrahim’e müjde getirdiler ve: “Selam (sana)” dediler. O da: “(Size de) selam” dedi ve hemen kızartılmış bir buzağı getirdi.

    70. Ellerini yemeğe uzatmadıklarını görünce, onları yadırgadı ve onlardan dolayı içine bir korku düştü. Dediler ki: Korkma! (biz melekleriz). Lût kavmine gönderildik.

    71. O esnada hanımı ayakta idi ve (bu sözleri duyunca) güldü. Ona da İshak’ı, İshak’ın ardından da Ya’kub’u müjdeledik.

    72. (İbrahim’in karısı) Olacak şey değil! Ben bir kocakarı, bu kocam da bir ihtiyar iken çocuk mu doğuracağım? Bu gerçekten şaşılacak bir şey! dedi.

    73. (Melekler) dediler ki: Allah’ın emrine şaşıyor musun? Ey ev halkı! Allah’ın rahmeti ve bereketleri sizin üzerinizdedir. Şüphesiz ki O, övülmeye layıktır, iyiliği boldur.

    74. İbrahim’den korku gidip kendisine müjde gelince, Lût kavmi hakkında (adeta) bizimle mücadeleye başladı.

    75. İbrahim cidden yumuşak huylu, bağrı yanık, kendisini Allah’a vermiş biri idi.

    76. (Melekler dediler ki): Ey İbrahim! Bundan vazgeç. Çünkü Rabbinin (azap) emri gelmiştir. Ve onlara, geri çevrilmez bir azap mutlaka gelecektir!” (Hûd, 11/69-76)

    Yahudi ve Hıristiyanların, Hazreti İbrahim (aleyhiselam)'ın Yahudi ve hıristiyan olduğu iddiasına şöyle cavap verilir:

    “Ey ehl-i kitap! İbrahim hakkında niçin çekişirsiniz? Halbuki Tevrat ve İncil, kesinlikle ondan sonra indirildi. Siz hiç düşünmez misiniz?

    66. İşte siz böyle kimselersiniz! Hadi hakkında bilgi sahibi olduğunuz konuda tartıştınız; fakat bilgi sahibi olmadığınız konuda niçin tartışıyorsunuz! Oysa ki Allah, her şeyi bilir, siz ise bilmezsiniz.

    67. İbrahim, ne yahudi, ne de hıristiyan idi; fakat o, Allah’ı bir tanıyan dosdoğru bir müslüman idi; müşriklerden de değildi.

    68. İnsanların İbrahim’e en yakın olanı, ona uyanlar, şu Peygamber (Muhammed) ve (ona) iman edenlerdir. Allah müminlerin dostudur.” (Al-i İmran, 3/75-78)

    Hz. İbrahim’in babası ve kavmi ile mücadelesi ve etrafındaki delillerden yola çıkarak Allah’ın varlığını ve birliğine ulaşması şöyle anlatılır:

    42. Bir zaman o babasına dedi ki: Babacığım! Duymayan, görmeyen ve sana hiçbir fayda sağlamayan bir şeye niçin taparsın?

    43. Babacığım! Hakikaten sana gelmeyen bir ilim bana geldi. Öyle ise bana uy ki, seni düz yola çıkarayım.

    44. Babacığım! Şeytana kulluk etme! Çünkü şeytan, çok merhametli olan Allah’a asi oldu.

    45. Babacığım! Allah tarafından sana azap dokunup da şeytanın yakını olmandan korkuyorum.

    46. (Babası) Ey İbrahim! dedi, sen benim tanrılarımdan yüz mü çeviriyorsun? Eğer vazgeçmezsen, andolsun seni taşlarım! Uzun bir zaman benden uzak dur!

    47. İbrahim: Selam sana (esen kal) dedi, Rabbimden senin için mağfiret dileyeceğim. Çünkü O bana karşı çok lütufkardır.

    48. Sizden de, Allah’ın dışında taptığınız şeylerden de uzaklaşıyor ve Rabbime yalvarıyorum. Umulur ki (senin için) Rabbime dua etmemle bedbaht (emeği boşa gitmiş) olmam.

    49. Nihayet İbrahim onlardan ve Allah’tan başka taptıkları şeylerden uzaklaşıp bir tarafa çekildiği zaman biz ona İshak ve Ya’kub’u bağışladık ve her birini peygamber yaptık.” (Meryem, 19/42-49)

    74. “İbrahim, babası azer’e: Birtakım putları tanrılar mı ediniyorsun? Doğrusu ben seni de kavmini de apaçık bir sapıklık içinde görüyorum, demişti.

    75. Böylece biz, kesin iman edenlerden olması için İbrahim’e göklerin ve yerin melekûtunu gösteriyorduk.

    76. Gecenin karanlığı onu kaplayınca bir yıldız gördü, Rabbim budur, dedi. Yıldız batınca, batanları sevmem, dedi.

    77. Ay’ı doğarken görünce, Rabbim budur, dedi. O da batınca, Rabbim bana doğru yolu göstermezse elbette yoldan sapan topluluklardan olurum, dedi.

    78. Güneşi doğarken görünce de, Rabbim budur, zira bu daha büyük, dedi. O da batınca, dedi ki: Ey kavmim! Ben sizin (Allah’a) ortak koştuğunuz şeylerden uzağım.

    79. Ben hanîf olarak, yüzümü gökleri ve yeri yoktan yaratan Allah’a çevirdim ve ben müşriklerden değilim.

    80. Kavmi onunla tartışmaya girişti. Onlara dedi ki: Beni doğru yola iletmişken, Allah hakkında benimle tartışıyor musunuz? Ben sizin O’na ortak koştuğunuz şeylerden korkmam. Ancak, Rabbim’in bir şey dilemesi hariç. Rabbimin ilmi herşeyi kuşatmıştır. Hala ibret almıyor musunuz?

    81. Siz, Allah’ın size haklarında hiçbir hüküm indirmediği şeyleri O’na ortak koşmaktan korkmazken, ben sizin ortak koştuğunuz şeylerden nasıl korkarım! Şimdi biliyorsanız (söyleyin), iki guruptan hangisi güvende olmaya daha layıktır?”

    82. İnanıp da imanlarına herhangi bir haksızlık bulaştırmayanlar var ya, işte güven onlarındır ve onlar doğru yolu bulanlardır.

    83. İşte bu, kavmine karşı İbrahim’e verdiğimiz delillerimizdir. Biz dilediğimiz kimselerin derecelerini yükseltiriz. Şüphesiz ki senin Rabbin hikmet sahibidir, hakkıyle bilendir.” (En’am, 6/74-83)


    Hazreti İbrahim (aleyhiselam)'ın babası için af dilemesi ise şöyle anlatılmaktadır:

    44. Babacığım! Şeytana kulluk etme! Çünkü şeytan, çok merhametli olan Allah’a asi oldu.

    45. Babacığım! Allah tarafından sana azap dokunup da şeytanın yakını olmandan korkuyorum.

    46. (Babası) Ey İbrahim! dedi, sen benim tanrılarımdan yüz mü çeviriyorsun? Eğer vazgeçmezsen, andolsun seni taşlarım! Uzun bir zaman benden uzak dur!

    47. İbrahim: Selam sana (esen kal) dedi, Rabbimden senin için mağfiret dileyeceğim. Çünkü O bana karşı çok lütufkardır.

    48. Sizden de, Allah’ın dışında taptığınız şeylerden de uzaklaşıyor ve Rabbime yalvarıyorum. Umulur ki (senin için) Rabbime dua etmemle bedbaht (emeği boşa gitmiş) olmam.” (Meryem, 44-48)

    113. (Kafir olarak ölüp) cehennem ehli oldukları onlara açıkça belli olduktan sonra, akraba dahi olsalar, (Allah’a) ortak koşanlar için af dilemek ne peygambere yaraşır ne de inananlara.

    114. İbrahim’in babası için af dilemesi, sadece ona verdiği sözden dolayı idi. Ne var ki, onun Allah’ın düşmanı olduğu kendisine belli olunca, ondan uzaklaştı. Şüphesiz ki İbrahim çok yumuşak huylu ve pek sabırlı idi.” (Tevbe, 9/113-114)
     
  2. Adile

    Adile Admin

    Hazreti İbrahim (aleyhisselam)'ın Gördüğü Rüya Üzerine Oğlunu Kurban Etmek İstemesi ve Bunu Oğluna iletmesi:

    100. O : “Rabbim! Bana salihlerden olacak bir evlat ver”, dedi.

    101. İşte o zaman biz onu uslu bir oğul ile müjdeledik.

    102. Babasıyla beraber yürüyüp gezecek çağa erişince: Yavrucuğum! Rüyada seni boğazladığımı görüyorum; bir düşün, ne dersin? dedi. O da cevaben: Babacığım! Emrolunduğun şeyi yap. İnşallah beni sabredenlerden bulursun, dedi.

    103. Her ikisi de teslim olup, onu alnı üzerine yatırınca:

    104.Biz ona: ” Ey İbrahim!” diye seslendik.

    105. Rüyayı gerçekleştirdin.Biz iyileri böyle mükafatlandırırız.

    106. Bu, gerçekten, çok açık bir imtihandır.

    107. Biz, oğluna bedel ona büyük bir kurban verdik.

    108. Geriden gelecekler arasında ona (iyi birnam) bıraktık:

    109. İbrahim’e selam! dedik.

    110. Biz iyileri böyle mükafatlandırırız.

    111. Çünkü o, bizim mümin kullarımızdandır.

    112. Salihlerden bir peygamber olarak O’na (İbrahim’e) İshak’ı müjdeledik.

    113. Kendisini ve İshak’ı mübarek (kutlu ve bereketli) eyledik. Lakin her ikisinin neslinden iyi kimseler olacağı gibi, kendine açıktan açığa kötülük edenler de olacak.(Saffat:100 – 113)