Zekat verirken niyet etmek şart mıdır?

Konusu 'Zekat vermek' forumundadır ve Lasey tarafından 2 Şubat 2017 başlatılmıştır.

  1. Lasey

    Lasey Admin

    Zekat esasen malî bir ibadettir ve namazla birlikte İslam’ın iki temelini teşkil eder. Namaz bedenî ibadetlerin, zekat da malî ibadetlerin simgesi konumundadır.

    ayet ve hadislerde zekatın çok defa namazla birlikte zikredilmiş olması da böyle bir anlam taşır. Zekat sadece bir borç değil aynı zamanda ondan istifade edecek kişilerin bir hakkıdır da. Bu sebeple devletin toplama ve dağıtma yükümlülüğünü üstlendiği bir nevi vergi olarak da nitelendirilir. Devlet onu mükelleflerden gerektiğinde zorla tahsil eder. Bunlar zekat mükellefiyetinin toplumu ve üçüncü şahısları ilgilendiren yönüdür. Bunlara ilave olarak bir de zekatın ibadet olması, Allah’ın emrine itaat edilerek, O’na kulluğun bir nişanesi olarak yerine getirilmekte oluşu sebebiyle mükellefin niyet ve kastını, onun iç dünyasını ilgilendiren yönü vardır. Bu sebeple de İslam bilginleri, zekatta ibadet bilinç ve niyetinin bulunması gerektiğini, ancak bu takdirde zekatın mükellef açısından geçerli olacağını belirtirler.

    Zekatın bu iki yönünü birlikte değerlendiren fakihler diğer ibadetlerde olduğu gibi zekat borcunun ödenmesinde de niyetin şart olduğunda görüş birliğine varmışlar, fakat bu niyetin ne zaman yapılacağında, mükellef adına başkası tarafından yapılıp yapılamayacağında (niyabet), ayrıca devlet tarafından zorla tahsil edildiğinde zekat borcunun ödenmiş olup olmayacağında farklı görüş ileri sürmüşlerdir.

    ZEKAT VERİLİRKEN HÜKMEN NİYET EDİLMİŞ OLMASI YETERLİ

    Hanefîler’e ve Şafiîler’e göre; kaide olarak niyetin ödeme anında bulunması gerekir. Çünkü zekat ibadettir ve ibadetlerde niyet şarttır. Fakat ödemeler parça parça yapıldığı için, kolaylık olsun diye niyetin, zekat borcunun çıkarıldığı anda bulunması da yeterlidir. Bu oruçta niyetin önceden yapılması gibidir.

    Zekat verilirken hükmen niyet edilmiş olması da yeterlidir. Mesela mal sahibi niyet etmeden zekat borcunu verdikten sonra henüz mal fakirin elinde iken niyet etmesi, yahut vekile vermesi anında niyet ettiği halde vekil zekat borcunu öderken niyet etmemesi gibi durumlarda niyet hükmen var sayılır. Çünkü emreden kişinin niyeti esastır.

    Hanefî mezhebinde müfta bih (kendisiyle fetva verilen) görüşe göre zekat memuru açık mallardan (el-emvalü’z-zahire) zekatı zorla almış ise, mükellefin üzerinden zekat borcu düşer, gizli mallardan zorla zekat alındı ise zekat borcundan mükellef -niyet etmemiş ise- kurtulamaz.

    Şafiîler’e göre; tercih edilen görüş -Hanefîler’de olduğu gibi- niyetin zekat borcunu çıkarma anında yapılabileceğidir. Çünkü niyeti zekat borcunu hak edenlere verirken şart koşmak güçlük doğurur. Onun için malında vekil tayin eden kişinin devir esnasında zekata niyet etmesi yeterlidir.

    Şafiîler çocuk ve akıl hastasının mal varlığından velî ve vasîlerinin zekat ödemekle mükellef oldukları görüşündedir. Bu durumda veli veya vasî onlar adına zekat öderken niyet edeceklerdir.

    Malikîler’e göre mükellef zekat malını ayırırken, bu malın verilmesinden az önce veya verilirken niyet edilmesi caizdir. Hanbelîler’in görüşü de buna yakındır. Onlara göre mal sahibinin niyeti esas olup zekat memurunun niyeti onun yerine geçmez.