Yardımlaşmadan söz açınca çoğunlukla ilk akla gelen zekat, sadaka, infak, ihsan gibi kavramlar da ifade edilebilecek maddi yardımlaşmalarıdır. Ancak yardımlaşma gerek maddi gerekse manevi her türden desteği ifade eder. Mesela fıkir danışana doğru ve uygun görüş bildirmek, zulüm ve haksızlığa uğrayan kimseyi zalimin zulmünden kurtarmak ve korumak, zalim bir insanın zulmüne engel olmak, hata yapan bir kişiyi affetmek, arası bozuk kişilerin arasını yapmak, güzel kalpleri fethetmek, kederli kişilerin kederlerine teselli bulmaya çalışmak, hastayı ziyaret etmek... Kısacası yardım, insanlar arasındaki ilişkilerde tarafların ayakta kalmalarına ve hayatlarını sürdürmelerine küçük ya d büyük her türlü desteği vermektir. Yardımsız kalmak her bir sorunla ve düşmanla tek başına karşılaşmak anlamına gelir. Yardımlaşma, toplum halinde yaşamanın tabii bir sonucudur. Hem başkaları ile yaşamak hem de yardıma ihtiyaç duymamak imkansızdır. "Komşu komşunun külüne muhtaçtır." Birbirleriyle sırf Allah'ın hoşnutluğunu kazanmak için yardımlaşan Müslümanlar; -Yaptıkları yardım karşılığında muhataplarından bir şey beklemezler. -Yardımlarını başa kakmazlar. -Yardım olarak sundukları şeyin kendileri için de değerli olmasına özen gösterirler. -Yardıma ihtiyacı olup bunu dile getirmeyenlere de ulaşmaya çalışırlar. Yardımlaşmanın hem bu dünyada hem de ahirette güzel sonuçları vardır. Yardımlaşma sayesinde kardeşlik anlayışı yaygınlaşır, kardeşler arasında birlik ve beraberlik duyguları gelişir. Nefret ve düşmanlık gibi kötü duygu ve düşünceler engellenir. İş bölümü yapılarak toplumsal dayanışmaya hizmet edilir. Böylece hem maddi ve manevi refah artar hem de felaha doğru hep birlikte yol alınır.