Hile ve Yalan Söylemek Yalan, aldatmak düşüncesiyle kasten ve gerçeğe aykırı olarak söylenen sözdür. Ayrı bir yönden ise; olmuş bir olayı olmamış, bir olayı olmuş gibi göstermektir. Yalan, kasten başkasını aldatmak düşüncesiyle söylenir. Yalan, insanın onurunu zedeleyen ve onu küçülten bir davranıştır. Yalan, bir bakıma kişinin kendisine karşı dürüst olmayışıdır. Bu durum, kişinni kendine olan güvenini zedeler. Yalancı olarak tanınan kişiye toplumda kimse değer vermez ayrıca güven duymaz. Yeryüzünde hâk ve hukukun korunması, kişiye saygı gösterilmesi, suçluların cezalandırılması yalnızcayalan söylememekle doğru olur. Yalan söyleyen insanlar bir dönem başarılı görünseler dahi eninde sonunda başarısız olurlar. Yalan söylemek insanı olumsuz davranışlara götürür. Bu sebebden İslam dini yalan söylemeyi yasaklamıştır: [Yalan sözden kaçının.] (22/Hacc suresi, 30), Resulullah (s.a.v) Efendimiz’de inanan kişinin yalancı olmaması gerektiğini söylemiştir. (Malik, Muvatta, Kelâm, 19) Başkalarını aldatmak niyeti ile yapılan hareket ve söylenen söze [hile] denilir. Hilenin gayesi, kandırmak ve başkalarına zarar vermektir. Dürüst kişi, hiçbir işinde hile yapmaya çalışmaz. İnsanları aldatarak ya da kandırarak mal veya yarar elde etmek haksız gelirdir. Hile yaparak elde edilen herçeşit gelir kul hakkına girer. Allah Azze ve Celle Kur’an-ı kerim’de hileden kaçınmamızı öğütler: [İnsanlardan alırken ölçüp tarttıklarında tam ölçmeyen, onlara vermek için ölçüp tarttıklarındasa noksan ölçen hilekârlara yazıklar olsun.] (83/Mutaffifîn suresi, 1-3) Fahri Kainat (s.a.v) Efendimiz’de: [Hile yapan bizden değildir.] (Hadis Ansiklopedisi, C. 17, s. 258) sözü ile hile yapmaktan sakınmamızı istemiştir.