Dua Yağmur Yağması İçin Okunacak Dua ve anlamı

Konusu 'Dua hazinesi' forumundadır ve Lasey tarafından 24 Ekim 2016 başlatılmıştır.

  1. Lasey

    Lasey Admin

    Yağmur yağması için okunacak dua

    Yağmurun yağması için çokça zikirle meşgul olmak, dua etmek, günahların bağışlanması için istiğfar etmek, Allah'a karşı bir tevazu ve hakirlik içinde bulunmak müstehaptır. Yağmurun yağması için yapılan dua şudur:

    Yağmur-Yağması-İçin-Okunacak-Dua-ve-anlamı.

    "Allahümme'skınâ, gaysen, mugîsen, hanîen, merîen, gadekan mücellilen sahhan âmmen tabakan, dâimen. Allahümme ale'z-zırâbi ve menâbiti'ş-şeceri ve butûni'l-evdiyeti. Allahümme innâ nestağfirüke inneke künte gaffâren fe-ersili's-semâe aleynâ midrâren. Allahümme'skıne'l-gayse ve lâ tec'alnâ mine'l-kânitîne. Allahümme! Enbit lene'z-zer'a ve edirre lena'd-dar'a veskınâ min berekâti's-semâi ve enbit lenâ min berekâti'l-ardı. Allahümme'rfa' anne'l-cehde ve'l-cûa ve'l-urâ vekşif annâ mine'l-belâi mâ lâ yekşifühû gayrük."

    Manası: "Allahım! Bize öyle bir yağmur ver ki bereketli olsun, afiyetli olsun, bol olsun, her tarafa yayılmış olsun, gökten boşanırcasına olsun, bir yere değil her yere yağsın. Devamlı olsun. Allahım! Tepelere, ağaç diplerine ve vadilerin içine yağdır. Allahım! Biz senden bağışlanmayı diliyoruz: çünkü sen mağfireti bol olansın. Üzerimize yağmuru bol yağdır. Allahım! Bize yağmur yağdır ve bizi rahmetinden ümit kesenlerden yapma. Allahım! Ekinleri büyüt, sütleri çoğalt, gökyüzünün bereketiyle bize yağmur yağdır. Yerin bereketlerinden bizim için nebatatları bitir. Allahım! Bizden sıkıntıyı, açlığı ve çıplaklığı gider ve senden başka hiç kimsenin kaldıramayacağı belaları üzerimizden kaldır."

    Eğer yağmur duasına katılanların arasında, salih, ehl-i takva bir kişi varsa, duaya, "Allahım, senden şu kulun yüzü suyu hürmetine yağmur yağdırmanı istiyoruz" demek de müstehaptır.

    Ömer b. Hattap (radıyallahu anh) anlatıyor: "Kıtlık olduğu zamanlar insanlar yağmur duasında Peygamberimiz'in amcası Abbas'ın (radıyallahu anh) hürmetine yağmur yağmasını isterler ve şöyle derlerdi: 'Allahım! Peygamberimiz'i vesile ederek senden yağmur istiyoruz. Bize yağmur ver. Allahım! Peygamberimiz'in amcasını vesile ederek senden yağmur istiyoruz; bize yağmur ver.' Biraz sonra da yağmur yağmaya başlardı." (Buhârî, İstiskâ, 3. )

    Cabir b. Abdullah (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah'ın yanına bazı kadınlar ağlaya ağlaya geldiler. Kuraklığın sona ermesi için dua etmesini istediler. Bunun üzerine Resul-i Ekrem (sallallahu aleyhi vesellem),

    -Allahım! Bize yardım eden, bereketli, bol zararlı değil yararlı, geciken değil acele yağmur ihsan et, diye dua etti. Akabinde gökyüzü kat kat bulutlarla doldu ve yağmur yağmaya başladı." (İbn Mâce, İstiskâ, 3.)

    Hz. Aişe (radıyallahu anha) anlatıyor: "İnsanlar Resulullah'ın yanına gelip kuraklıktan şikayet ettiler. Bunun üzerine Resul-i Ekrem, bir minber konulmasını emretti. Namaz kılınan yere (musalla) kendisi için bir minber konuldu. Yağmur duasına çıkacağı günü ahaliye bildirdi. ( Kararlaştırılan gün gelince) Hz. Peygamber güneşin ilk ışınları görününce gidip minberin üzerine çıktı. Tekbir aldı. Allah'a hamdetti sonra şöyle dedi:

    - Siz memleketinizin kuraklığından ve yağmurun ilk zamanından geciktiğinden şikayet ettiniz. Halbuki Allah Teala size, kendisine dua etmenizi emretti ve duanızı kabul edeceğini vaat etti.

    Resulullah (sallallahu aleyhi vesellem) sonra da şöyle devam etti:

    -Hamd, lemlerin Rabb'i, Rahim ve Rahman, kıyamet gününün tek hakimi olan Allah'a mahsustur. Allah'tan başka ilah yoktur. O dilediğini yapar. Ey Rabbim! Sen Allah'sın, senden başka ilah yok! Sen zenginsin biz muhtacız, bize yağmur indir. İndirdiğini bize kuvvet ve bir zamana ulaştıracak azık kıl.

    Sonra Resulullah ellerini kaldırdı, bu kaldırışa koltuklarının beyazı görününceye kadar devam etti. Bilahare sırtını cemaate döndü, cübbesini ters çevirdi. Bunları yaparken elleri hala kalkıktı. Daha sonra insanlara doğru döndü, minberden inip iki rekat namaz kıldırdı. Hemen akabinde Cenab-ı Allah, bir bulut meydana getirdi, bunun peşinden gök gürledi, şimşek çaktı, sonra Allah'ın izni ile yağmur yağdı. Resul-i Ekrem (yollardan) seller akıncaya kadar mescidine gelmedi. İnsanların (yağmurdan korunmak için) kuytuya koştuğunu görünce azı dişleri görünceye kadar güldü ve şöyle buyurdu:

    - Şahitlik ederim ki Allah, her şeye kadirdir, ben de Allah'ın kulu ve Resulüyüm." (Ebû Davud, İstiskâ, 3.)