Umreye gitmeden önce hak sahipleriyle helalleşmek, Borçları varsa ödemeli, hak sahipleriyle helalleşmeli, günahlarına tevbe etmelidir. Bunlara ... (Hacca giderken veya gelirken ölenin geçmiş günahları af olur. “Kötü söz söylemeden ve büyük günah işlemeden hacceden kimse, annesinden doğduğu gündeki gibi günahsız olarak (evine) döner.” (Buhârî, Hac 4, Muhsar 9, 10; Müslim, Hac 438) Bağışlanacağı söylenen günahlara kul hakları dâhil değildir. Bu yüzden kendilerine hak geçmesi muhtemel olan konu komşu, akraba ve dostlarla helalleşmek gerekir ki Allah’ın izni ile bütün günahlar affedilsin. Hacdan hediye getirilmesi, tebrikleşmeler dinin bir emri olmamakla beraber yapılmasında herhangi bir sakınca bulunmamaktadır. Diğer ibadetlerde bu tür şeylerin olmaması Hac ibadetinin yapısından kaynaklanmaktadır. Hacc ibadeti dinimizin en büyük ve en faziletli ibadetlerinden biridir. Bu konudaki hadislerden bir kaç tanesi şöyledir: Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Bir umre, diğer umreye arada işlenenler için keffarettir. Hacc-ı Mebrûr’un karşılığı cennetten başka bir şey olamaz!” (Buhari, Umre 1; Müslim, Hacc 437, (1349); Tirmizi, Hacc 90; Nesâî, Menâsik 3, 5; İbn Mâce, Menâsik 3; Muvatta, Hacc 65) Ebû Hureyre radıyallahu anh şöyle dedi: Nebî sallallahu aleyhi ve sellem‘e: - En üstün amel hangisidir? diye soruldu. - “Allah ve Resulü’ne iman etmektir” buyurdu. - Sonra hangisidir? Denildi. - “Allah yolunda cihad etmektir” buyurdu. - Sonra hangisidir? Denildi. - “Makbul olan hacdır” buyurdu. (Buhârî, İman 18, Hac 4, 34, 102, Umre 1, Sayd 26, Cihâd 1, Tevhîd 47; Müslim, İman 135, Hac 204, 437) Yine Ebû Hüreyre radıyallahu anh dedi ki, ben Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğunu işittim: