Ümmü Habibe (r. anha) kimdir?

Konusu 'İslam büyüklerinin hayatları' forumundadır ve Beyza tarafından 23 Ağustos 2012 başlatılmıştır.

  1. Beyza

    Beyza Moderatör

    Ümmü Habibe (r. anhâ) Hayatı

    Asıl ismi “Ramle” olan Ümmü Habibe vâlidemiz (radıyallahu anhâ),Mekke’nin şereflilerinden Ebû Süfyan’ın kızıdır. Annesi Safiye binti As’tır. Önceleri, Ubeydullah ibn-i Cahş ile evliydi. Efendimiz’in tebliğinin ilk yıllarında, ikisi de Müslüman oldular. Habeşistan’a hicret kafilesi içinde onlar da vardı. Habibe isimli kızları burada doğdu. Kızına atfen Ramle (radıyallahu anhâ) “Ümmü Habibe” künyesini aldı.

    Hz. Ümmü Habibe ve eşi Ubeydullah iman ettiklerinden ötürü hicret etmişlerdi. Fakat Ubeydullah, imanını muhafaza edemeyerek Habeşistan’da Müslümanlığı terk edip Hristiyan oldu.Bu duruma çok üzülen Hz. Ümmü Habibe (radıyallahu anhâ), eşinin bu yanlış yoldan dönmesi için çok çaba sarf etti; fakat bunda muvaffak olamadı ve çocuğunu alarak eşinden ayrıldı. Dinini muhafaza etme uğrunda eşinden ayrılmış, yabancı olduğu bir diyarda yapayalnız kalmıştı. Onun bu halini Resûlullah duydu. Acısını hafifletmeye,içinde olduğu zor durumdan onu kurtarmaya karar verdi.Hz. Ümmü Habibe’yi nikâhına alacaktı. Amr ibn-i Ümeyye’yi Habeşistan’a göndererek, ona bir mektup verdi. Mektupta, Necaşi İslâm’a davet ediliyordu. Daha sonra da, Hz. Ümmü Habibe’nin Efendimiz’e nikâhlanmasında Necaşi’nin vekil olması isteniyordu.Necaşi mektubu okuyunca, İslâm dinini kabul etti. Cariyesini Hz.Ümmü Habibe’ye gönderip: “Ben, Resûlullah’ın emri üzere seni Hz. Muhammed’e nikâhlamakla vazifelendirildim. Seni temsil etmek üzere bir vekil tayin et.” diye haber gönderdi.Ümmü Habibe bu habere o kadar çok sevindi ki; bütün üzüntüleri birden sona erdi. Bu zor durumdan kendisini kurtaran Allah’a (celle celâluhû) hamd ü senalar edip, Halid ibn-i Said’i nikâh akdine vekil tayin etti. Necaşi, şahitlerin huzurunda, Resûlullah’ın gönderdiği 400 dirhem mehir karşılığında, Hz. Ümmü Habibe’nin nikâh akdini yaptı. Bu nikâh, hicretin yedinci yılında yapılmıştı. Nikâhtan sonra Necaşi, velime yemeği (düğün yemeği) verdi. Necaşi tarafından hazırlatılan iki gemi ile Ümmü Habibe Validemiz, diğer muhacirlerle birlikte Medine’ye, Resûlullah’ın yanına gitti.Bir gün, Hz. Ümmü Habibe’nin babası Ebû Süfyan Medine’ye geldi. Henüz Müslüman olmamıştı. Kızını ziyaret etti. Eve geldiğinde,Efendimiz’in oturduğu minder üzerine oturmak üzereydi ki, Hz. Ümmü Habibe derhal müdahale ederek babasına mâni oldu.Ebû Süfyan buna şaşırarak:
    – Kızım, bu minder, babandan daha kıymetli mi ki, beni onun üzerine oturmaktan alıkoydun, dedi. Hz. Ümmü Habibe (radıyallahu anhâ):–

    Evet, çok değerlidir. Çünkü onun üzerine Resûlullah oturmaktadır.Sen müşrik olduğun için onun üzerine oturamazsın, dedi.
    Ümmü Habibe vâlidemiz (radıyallahu anhâ) Efendimiz’e olan sadakatiniher zaman muhafaza etti. Ondan duyduğu ve gördüğü bütün güzellikleri benimser ve yerine getirmeye çalışırdı. Efendimiz’den otuz hadis rivayet etmiştir. Hadis rivayet edeceği zaman, abdest alır; dinleyecek kimselerin de abdestli olmasını arzu ederdi. Bu validemiz, hicretin 44. senesinde vefat etti.