Uhud savaşı nedir kısaca

Konusu 'Dini bilgiler' forumundadır ve Lasey tarafından 29 Aralık 2015 başlatılmıştır.

  1. Lasey

    Lasey Admin

    Uhud Muharebesi

    Uhud Gazası, hicretin üçüncü senesinde Mekke müşrikleri ile yapılmıştır. Müşrikler Bedir’de mağlup olunca 3000 kişi topladılar. 700’ü zırhlı, 200’ü atlı idi. Medine karşısındaki Zülhuleyfe’ye geldiler. Resul-i Ekrem Efendimiz (s.a.v.) 700 sahabe ile karşı çıktı ve içlerinden 100’ü zırhlı, ikisi süvari idi. Uhud vadisine yerleştiler ve şevval’in yedisi, cumartesi günü iki ordu karşılaştı.

    Hz. Hamza, bir mızrakla vurulup şehid oluncaya kadar cengaverce savaştı. Allah Azzeve cell onu gökte Allah’ın arslanı diye isimlendirdi. Hanzala bin amir (r.a.) şehid olunca Resulullah: “Hanzala’yı melekler yıkıyor” buyurdular. Resulullah’ın sancakdarı Mus‘ab bin Umeyr de şehid oldu. Nebi aleyhisselam, sancağı Hz. Ali’ye verdi ve müşrikler dağıldılar. Lakin bu sırada İslam ordusunun ardını gözetleyen okçular, ganimet arzusuna düşüp Resulullah’ın durmalarını emrettiği yerden ayrılınca müşrikler oradan hücum ettiler ve İslam ordusunda mağlubiyet baş gösterdi.

    O gün Müslümanların en zor günü oldu. Yetmiş kişi şehid düştü ve müşriklerden on iki kişi öldü. Atılan bir taşla Resulullah (s.a.v.) yaralandı, azı dişlerinden birisi düştü, miğferinin iki halkası mübarek yüzüne battı. Resulullah (s.a.v.) akan kanını silerken şöyle buyurdu: “Eğer bu kan yere damlasa idi onlar üzerine gökten hemen azap inerdi.” Sonra şöyle dua etti: “Allahım! Kavmime hidayet ver, onlar ne yaptıklarını bilmiyorlar.”

    Yaralandıktan sonra Resulullah’ı (s.a.v.) ilk tanıyan Ka’b bin Malik (r.a) oldu. Yüksek sesle haykırdı:

    “Ey Müslümanlar! İşte Resulullah!” Müslümanlar, hemen Resulullah’ın bulunduğu vadiye toplandılar ve Uhud’a arka verdiler. Müslümanların toplanması üzerine müşrikler artık onları tamamen bitiremeyeceklerini anladılar. Müşrikler bu derece galip gelmiş iken Cenab-ı Hak kalplerine korku verdi. Hemen muharebeden vazgeçtiler ve Mekke yolunu tutup geri gittiler. (Hulasatu’l-Ahbar)