Üç aylarda yapılan ibadetler nelerdir Üç Aylarda Yapılacak İbadetler ve Dualar Üç aylar başlıyor; nasıl değerlendirmeli? Rahmet denizi.com Üç (3) aylarda yapılacak ibadetler Receb ayının ilk günü Allah (c.c.) rızası için iki rekât nafile namaz kılınır. Sonra samimiyetle işlemiş olduğumuz günahlara tövbe edilir. Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.s) Şaban ayında çok oruç tutardı. Hz. Aişe, Rasûlüllah (s.a.s)`ın bu aydaki orucu hakkında şöyle der: "Şaban ayındaki kadar çok oruçlu olduğu bir ay görmedim" (Tecrid-i Sarıh, VI, 295). Üç aylar içinde alışkanlık kazanılması gereken ibadetlerden biri de nafile namazlardır. Farz namazlarla beraber kıldığımız sünnetlere ilaveten, teheccüd, kuşluk, evvabin gibi nafile namazları da kılmaya alışkanlık kazanmaya çalışılmalıdır. Nafile ibadetlerinde Allah (c.c.) katında büyük ecri vardır. Konuyla ilgili bir hadiste "Allahü Teala buyuruyor ki, hiçbir kulum kendisine farz ettiğim şeylerden bence daha sevimli bir şeyle bana yakınlık kazanmamıştır. Bu bereketli aylar içinde ibadetlerde yoğunlaştığımız gibi ibadet içinde değerlendirilen dua etmeye de önem vermeliyiz. İbadetlerle ve dualarla ihya edilmeye kalbimizin ihtiyacı vardır, insanın dua etmesi yaratılışının gayesi, kulluğunun da en güzel ifade şeklidir. Bu gerçek "Ey Muhammed! De ki duanız olmasa Rabbim size ne diye değer versin" ayetinde ifadesini bulmaktadır. Manevi bir ticaret mevsimi olan bu aylarda farz ve nafile ibadetlere önem verdiğimiz kadar nefis muhasebesi yapmak suretiyle kötü sayılabilecek alışkanlıklarımız varsa onları da terk etmeye çalışılmalıyız. Üç aylar içinde idrak ettiğimiz bereketli gün ve geceler, hoş olmayan davranışlarımızın giderilmesine vesile olmalıdır. Üç ayları bir fırsat bilerek Rabbimizin bize sunduğu affımıza vesile olacak rahmet ve mağfiret lütufları olarak değerlendirilmeye çalışılmalıyız. Hz. Peygamber (s.a.s.)'in, "Allah'ım Recep ve Şaban aylarını bize mübarek eyle ve bizi Ramazana kavuştur" duasıyla üç aylara ne kadar değer verdiğini hatırımızdan çıkarmamalıyız. Üç ayların müminler için değeri çok büyüktür. Nitekim Efendimiz s.a.v. receb-i şerif girdiğinde şöyle dua etmiştir: “Allahım, receb ve şabanı hakkımızda hayırlı ve mübarek kıl, bizi ramazana ulaştır” (Ahmed b. Hanbel) Peki, bu büyük fırsatı nasıl değerlendirmeliyiz? Öncelikle böyle zamanlarda kulluğumuzu gözden geçirerek, eksik ve hatalarımızı ele almalı ve bunları düzeltebilmenin yollarını aramalıyız. Yani hesaba çekilmeden önce burada kendimizi hesaba çekmeliyiz ki ahiretteki hesabımız kolay olsun. Üç ayları günahlarımızın affı için bir fırsat bilmeli ve bol bol tövbe ve istiğfarda bulunmalıyız. Özellikle müslümanların içinde bulunduğu sıkıntıları düşünerek dua edip Allah’a yalvarmalıyız. Eğer kaza namazlarımız varsa bunları kılmalı, kaza namazımız yoksa bile, çokça nafile namaz kılmaya çalışmalı ve özellikle geceleri iyi değerlendirmeliyiz. İmkanımız nispetinde çokça Kur’an-ı Kerim okumalıyız. Akrabalarla, komşu ve dostlarımızla olan yakınlığımızı bir kat daha arttırmalı ve yapacağımız ziyaretlerle onların gönlünü almalıyız. Etrafımızdaki fakir fukaraya yardım etmeli, imkanımız ölçüsünde sadaka vermeliyiz. Çünkü bu zaman dilimlerinde vereceğimiz sadakalar veya zekât bize kat kat sevap getirecektir. Üç aylar ve mübarek geceler, öncelikle Rabbimize, ailemize, akrabalarımıza ve ülkemize karşı görev ve sorumluluklarımızı hatırlatmalı, hatalarımızdan ve günahlarımızdan tövbe etmemize vesile olmalıdır. Nitekim yüce Allah, engin rahmetine sığınıp tövbe etmemizle ilgili olarak şöyle buyurmaktadır: “(Ey Muhammed!) De ki: Ey kendilerine kötülük edip aşırı giden kullarım! Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin, doğrusu Allah günahların hepsini bağışlar. Çünkü O, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.” (Zümer, 39)