Ticaret ortaklığının delili nedir kısaca

Konusu 'Kuran-ı Kerim ayetleri' forumundadır ve Beyza tarafından 15 Temmuz 2012 başlatılmıştır.

  1. Beyza

    Beyza Moderatör

    Ticaret ortaklığının delili nelerdir hadisi şerifler

    Kur’an ve sünnette, “ortaklık” konusunu düzenleyen çok sınırlı bilgi vardır. Aşağıda bunların başlıcalarını vereceğiz. Bir âyette ortaklıkların en zayıf yönüne şöyle dikkat çekilir: “Doğrusu ortakların çoğu, birbirlerinin haklarına tecâvüz ederler. Ancak iman eden ve salih amel işleyenler bunun dışındadır, bunların sayısı ise ne kadar da azdır!”( Sâd, 38/ 24)

    Bir kudsî hadiste şöyle buyurulur: “Allah buyurur ki, iki ortaktan birisi, diğerine hainlik etmedikçe, ben onların üçüncüsüyüm. Onlardan biri diğerine hıyanet ederse, ben aralarından çekilirim.”( Ebû Dâvûd, Büyû’, 26)

    İnsanlar İslâm’dan önce de birbirleriyle ortak işler yapıyordu. Nitekim Hz. Peygamber de, gençlik yıllarında Hz. Hatice ile böyle bir ticaret ortaklığı yapmış, bu işteki dürüstlük ve başarısı evliliklerinde etkili olmuştur. Hadiste şöyle buyurulur: “Hz. Muhammed, Peygamber olarak gönderildiğinde, insanlar ortaklık muamelesi yapıyorlardı. O, onları onayladı.”( Ebû Dâvûd, Büyû’, 35; A. İbn Hanbel, III, 367) “Şirkette, kârın paylaşılması ortakların belirlediği şartlara göre olur. Zarara katlanma ise sermaye oranlarına göredir.”( Zeylâî, Nasbu’r-Râye, III, 475)

    Şirket ortaklarının belirleyip onayladıkları, İslâmî hükümlerle çelişmeyen “ana sözleşme maddeleri”, yöneticiler ve ortaklar için bağlayıcıdır. Çünkü mü’minin, verdiği sözlere ve yaptığı antlaşmalara, karşı taraf bozmadığı sürece uyma zorunluluğu vardır. “Ey iman edenler ! Akitlerinizi yerine getiriniz.”( Mâide, 5/ 1) ”Verdiğiniz sözü yerine getirin, çünkü verilen sözde sorumluluk vardır.”( İsrâ, 17/ 34) âyetleri bunu gerektirir. Hz. Peygamber’in şu hadisi, bu konuda genel bir ilkeyi belirler: “Müslümanlar kendi aralarında belirledikleri şartlara uyarlar. Ancak haramı helâl, helâli haram kılan şart bunun dışındadır.”( Buhârî, İcâre, 14; Tirmizî, Ahkâm, 17. Son cümle yalnız Tirmizî rivâyetinde vardır)

    İslâm’da şirketler genel olarak mülk ve akit şirketi olmak üzere ikiye ayrılır. Mülk şirketi; miras, bağış ve vasiyet gibi bir yolla, birden çok kişinin bir mala ortak olmasıdır. Burada her bir ortak diğerinin izni olmadıkça, ortak malda tasarruf edemez.
    Akit şirketi ise, sözleşme ile meydana gelen ortaklıklar olup, sekiz çeşittir.