Tevekkül ne demektir? Doğru tevekkül anlayışı nasıl olmalıdır?

Konusu 'Dini bilgiler' forumundadır ve Lasey tarafından 21 Aralık 2017 başlatılmıştır.

  1. Lasey

    Lasey Admin

    Doğru tevekkül anlayışı nasıl olmalıdır?

    Tevekkül, Cenab-ı Allah’a teslim olmak, güvenmek, dayanmak ve sığınmak demektir. Dini terim olarak ise bir amaca ulaşmak için elden gelen tüm gayreti gösterip gerekli olan her türlü tedbiri aldıktan sonra, o işin sonucunun Allah Azze ve celle'ye bırakılmasıdır. İnançlı insanın özelliklerinden biri de yaptığı ve yapacağı işlerde Allahü Teala'ya güvenmesidir. Bilinçli bir Müslüman gücü oranında elinden gelen tüm gayreti gösterdikten sonra sonucu ve başarıyı Allah Azze ve celle'ye bırakır. Çünkü YüceAllah’ın destek ve yardımı olmadan hiçbir şeyin gerçekleşmeyeceğini bilir.

    Tevekkül, Müslümanların imanlarının bir sonucudur. Tevekkül eden kimse Allah’a (c.c) kayıtsız şartsız teslim olmuş, O’ndan razı kimsedir. Tevekkülde başkasının yardımına güvenmeyip yalnız Allah Azze ve celle'ye sığınarak çalışmak inancı vardır. Konuyla ilgili bir sözünde Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Bir şey istediğin zaman yalnız Allah’tan iste. Yardım dilediğin zaman Allah’tan dile. Şunu iyi bil ki bütün yaratılmışlar el birliği ile sana bir menfaat bahşetmek isteseler, Allah’ın sana yazdığından daha fazlasını bağışlayamazlar. Yine yaratılmışların tümü elbirliği ile sana bir zarar vermek isteseler, Allah’ın sana takdir ettiğinden fazlasını yapamazlar.” (Tirmizi Sünen, fi sıfati’l- Kıyame, 60)

    İnsanın çalışmayı bırakıp tembellik yapıp kendisinin yapması gereken işleri Cenab-ı Allah’a havale etmesi, doğru bir tevekkül anlayışı değildir. Mesela bir öğrenci dersine çalışmadan “Ben yüce Allah’ın yardımına güveniyorum, Allah (c.c) bana yardım eder.” diyerek sınava girmesi yanlış bir tevekkül anlayışıdır. Çalışmadan, hiçbir çaba göstermeden başarılı olmayı beklemek tembelliktir, miskinlik tir.

    Tevekkül, tembellik ve miskinliği gerektirmez. Gerçek işini oluruna bırakmış çalışmadan kazanılmayacağını, ekmeden biçilmeyeceğini bilen kimsedir. Konuyla ilgili ayette: “...Kim Allah’tan korkarsa Allah ona (darlıktan genişliğe) bir çıkış yolu ihsan eder. Ve ona beklemediği yerden rızık verir. Kim Allah’a güvenirse Allah, ona yeter. Şüphesiz Allah emrini yerine getirendir. Allah her şey için bir ölçü koymuştur.” (Talak Suresi, 2 ve 3. ayet)

    Resul-i Ekrem Efendimiz (s.a.v) yaşadığı birçok olayda öncelikle tedbirini almış, sonra Allah’a tevekkül etmiştir. Resul-i Ekrem Efendimiz (s.a.v) tevekkülden önce tedbir almanın önemini şöyle vurgulamıştır: ”Bir adam Peygamberimize gelerek: ‘Hayvanımı bağlayarak mı yoksa serbest bırakarak mı Allah’a tevekkül edeyim?’ diye sormuştu. Peygamberimiz de, ‘Bağla ve tevekkül et!’ buyurdu.” (Tirmizî, Kıyamet, 61.)