Teravih namazı, Ramazan ayına mahsus, 20 rek’atten ibaret bir sünnet-i müekkededir. Bu namaza Resul-i Ekrem Efendimiz (s.a.v.) ile dört halifesi (r.a) devam etmişlerdir. Teravih namazı cemaatle kılınması da, sünnet-i kifayedir ve mescidlerde teravih namazı cemaatle kılındığı halde, bir özrü olmaksızın cemaati terk edip bu namazı evinde kılan kimse, fazileti terk etmiş olur. Bu kimse evinde cemaatle kılsa, cemaat sevabını alsa da, mesciddeki cemaatin faziletine eremez. Teravih namazını, her iki rek’atte bir selam vererek on selam ile bitirmek daha faziletlidir. Dört rek’atte bir selam verilerekte eda edilebilir. Teravih namazı, iki rek’atte bir selam verilince, akşam namazının iki rek’at sünneti gibi kılınır. Dört rek’atte bir selam verilerek kılınacak olursa, yatsı namazının dört rek’at sünneti gibi kılınır. Cemaatle kılındığı takdirde, cemaat hem teravihe, hem de imama uymaya niyet eder, imam da aşikare kıraat eder (sesli okur). Teravih namazında sesi güzel ve hızlı okuyan değil, düzgün okuyan imam tercih edilmelidir. Bir kimse, imamın yatsı namazını kıldırıp teravihe başladığı sırada mescide gelse, önce yatsı namazını kılar, sonra teravih için imama uyar. Cemaatle teravihi kıldıktan sonra noksan rek’atleri tamamlar. Sonra da vitir namazını kendi başına kılar. Evla olan budur. Bununla beraber vitir namazını imam ile beraber kılıp, daha sonra teravihi tamamlaması da caizdir. Teravih namazını imam ile kılmayan kimse, vitir namazını imam ile kılabilir. İmam ve cemaat, yatsı namazını cemaatle kılmamış olursa, yalnız teravih namazını cemaatle kılamazlar. Çünkü teravihin cemaatı, farzın cemaatına tabidir. Teravih -orucun değil- vaktin (Ramazan ayının) sünnetidir. Mazeretinden dolayı oruç tutamayanlar da teravihi kılmalıdırlar.