Tahrim Suresi Hakkında Bilgi (سورة التحريم) Kur’an-ı Kerim’in altmış altıncı suresi. Medine döneminin ikinci yarısında nazil olmuştur. Müteharrim, Nebi ve Nisa suresi diye de anılır. ayet sayısı on iki olup fasılası “ا، ر، م، ن” harfleridir. Hz. Peygamber’in aile hayatını, dolayısıyla kadının din ve inanç yönünü konu edinen surenin muhtevasını üç bölüm halinde incelemek mümkündür. Birinci bölüm, “Ey peygamber! Hanımlarının bir kısmını memnun etmek için Allah’ın sana helal kıldığı şeyleri neden kendine haram kılıyorsun?” sorusuyla başlar. Surenin adının kaynaklandığı tahrim (haram kılma) olayı hakkında tefsir ve hadis kaynaklarında yer alan farklı rivayetlerin değerlendirilmesinden anlaşılacağı üzere Resul-i Ekrem ile hanımları arasında bir kırgınlık meydana gelmiş, Resulullah da eşleriyle bir ay kadar beraber olmamaya -yemin mahiyetinde- karar vererek ayrı bir yerde yatmıştı. Bunun yanında hanımlarından Hafsa’ya aile hayatına veya kendisinden sonra yönetimi Ebu Bekir ile Ömer’in yürüteceğine dair sır niteliğinde bazı şeyler söylemiş, fakat Hafsa bunları aişe’ye anlatmış, ayrıca Hafsa ile aişe kıskançlıkları yüzünden Resul- i Ekrem’e karşı bir nevi tavır almıştı. Surenin ilk bölümünde, yapılan yeminin gerektiğinde bozulabileceği ve kefaretinin ödeneceği belirtilir. Ardından söz konusu olaya değinilerek huzursuzluğa sebep olan Hafsa ile aişe’ye -isim zikredilmeksizin- hitap edilir ve tövbe etmeleri öğütlenir; aksi takdirde Allah’ın, Cebrail’in, samimi müminlerin ve meleklerin Resulullah’a yardımcı olacağı ifade edilir. Hz. Peygamber’in hanımlarını boşaması durumunda Cenab-ı Hakk’ın kendisine daha üstün nitelikli hanımlar vereceği bildirilir (ayet: 1-5). İkinci bölümde cehennemin dehşetinden söz edilerek müminlere hem kendilerini hem de sorumlulukları altında bulunan yakınlarını ondan korumaları istenir. İnkar yolunu tutanlara kıyamet günü mazeret ileri süremeyecekleri uyarısında bulunulduktan sonra tekrar müminlere hitap edilir; samimi bir tövbe ile Allah’a yöneldikleri takdirde günahlarının bağışlanacağı ve cennete girecekleri müjdelenir. Ardından Resul-i Ekrem’e kafirler ve münafıklarla amansızca mücadele etmesi emredilir (ayet: 6-9). Surenin üçüncü bölümünde kadının dini hayatı ve ebedi kurtuluşuyla ilgili önce olumsuz, sonra olumlu örnekler zikredilir. İnkarcılarla uzun süre mücadele eden Hz. Nuh’un karısı ile ahlaksızlığa karşı büyük mücadele veren Hz. Lut’un karısı kocalarının yolundan gitmeyip inkara sapmış ve ebedi felakete maruz kalmıştır. Bunun yanında, alemlerin rabbiyle yarışma iddiasında bulunacak kadar kendini büyük gören Firavun’un karısı ile Hz. isa’yı babasız dünyaya getirmesi sebebiyle ağır ithamlara maruz kalan İmran kızı Meryem’in bütün güçlüklere rağmen gönülden Allah’a bağlanarak kadınlara üstün örnek teşkil ettikleri ve ebedi mutluluğa hak kazandıkları belirtilir (ayet: 10-12). Tahrim suresi nazil olduğu sırada müslümanların refah düzeyi nisbeten yükselmişti. Buna rağmen Hz. Peygamber aile fertleriyle birlikte sade bir hayat yaşıyordu. Resul-i Ekrem’in hanımları arasında bazı kıskançlıkların görülmesi tabii olduğu gibi bir kısmının ashap hanımlarına bakarak daha rahat bir hayat istemesi de yadırganacak bir durum değildir. Fakat Ahzab suresinin bu konuya temas eden ayetlerinde (33/28-29) peygamber hanımlarının dünyevi refahı istedikleri takdirde Resulullah’tan boşanıp serbest kalabilecekleri, sabır ve kanaati ilke edinip Allah’ı, resulünü ve ahiret mutluluğunu tercih etmeleri halinde ise Cenab-ı Hakk’ın büyük mükafatına nail olacakları ifade edilmiştir. Müfessir Taberi bu ayetlerin Tahrim suresinin gelişiyle bağlantılı olduğunu ileri sürmüştür (CamiǾu’l-beyan, XXI, 187-188). Tahrim suresinin, kendilerine kitap indirilen diğer peygamberlere nisbetle Resulullah’a has bir mazhariyet olarak nitelendirilen ve Kur’an’ın özünü teşkil eden kısa (sık sık fasılalarla ayrılan, mufassal) surelerden olduğu bilinmektedir (İbrahim Ali es-Seyyid Ali isa, s. 313-314). Tahrim suresini okuyan kimseye Cenab-ı Hakk’ın tevbe-i nasuh nasip edeceği yolunda rivayet edilen hadisin (Zemahşeri, I, 684-685) mevzu olduğu belirtilmiştir (Muhammed et-Trablusi, II, 723). Ebu Dayf Mücahid Hasan, Suretü’t-Taĥrim adıyla tefsir ve tahlil mahiyetinde bir çalışma yapmış (Kahire 1987); Ahmet Şark Tahrim Suresinin Eğitim Açısından Yorumu (1993, MÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü) ve Bilal Işık Tahrim Suresinde Aile İçi İlişkiler (1999, MÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü) adıyla yüksek lisans tezi hazırlamışlardır. Abdülhakim Mahmud “Tefsirü sureti’t-Taĥrim” başlığı altında surenin muhtevası hakkında değerlendirmelerde bulunduğu makaleler yayımlamıştır (Mecelletü’l-İslam ve’t-taśavvuf, I/10 [Kahire 1959], s. 21-25; I/11, s. 19-22; I/12, s. 18-21; II/1, s. 20-22; II/3, s. 16-19; II/5, s. 15-17).