Tahiyyat Ve Mirac Gecesi

Konusu 'Mübarek Günler ve Geceler' forumundadır ve Lasey tarafından 3 Nisan 2018 başlatılmıştır.

  1. Lasey

    Lasey Admin

    Miraç Kandili Hakkında bilgi

    Hüzün yılıydı. Hazreti Hatice (radıyallahu anha) validemizin vefatının ardından Allah’ın Elçisi’ne destek olan amcası Ebu Talip de ölmüştü. Kureyşli müşrikler, Müslümanlar üzerindeki baskı ve zulmü artırmıştı.

    İşte böyle bir dönemde Recep ayının 27. gecesinde Allah Azze ve celle, Efendimiz (s.av)’e Miraç mucizesini bahşetti. Cebrail aleyhisselam vasıtasıyla Mekke’den alınan Resul-i Ekrem Efendimiz (s.a.v), “Burak” adlı bir binekle Kudüs’te bulunan Mescid-i Aksa’ya getirildi. Kur’an-ı Kerim’de “isra” yani “gece yürüyüşü” olarak adlandırılan bu hadise hakkında Allah Teala mealen şöyle buyurmaktadır:

    “Bir gece kendisine ayetlerimizden bir kısmını gösterelim diye kulunu (Peygamberini) Mescid-i Haram’dan, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa’ya götüren Allah noksan sıfatlardan münezzehtir. O gerçekten işitendir, görendir.” (İsra, 1)

    Resul-i Ekrem Efendimiz’in (s.a.v) gerçek yolculuğu bundan sonra başlamıştır ve bu yolculuk yukarı çıkmak, yükselmek anlamına gelen “Miraç” kelimesiyle ifade edilir. Miraç hadisesinde Resul-i ekrem Efendimiz'in (s.a.v) Cebrail a.s.’ın refakatiyle her katta peygamberlerle görüşerek yedi kat semaya yükselmiş ve hiçbir varlığın ulaşamadığı bir yakınlık derecesiyle Rabbimizin huzuruna vasıl olmuştur.

    Tahiyyat Ve Mirac Gecesi.

    Hadis-i şerifte beyan olunduğu üzere, Resul-i Ekrem Efendimiz'in (s.a.v) yakınlık derecesi “İki yay arası, hatta daha yakın” olduğunda Cebrail a.s., Rabbine selam vermesini işaret etti. Bunun üzerine Allah Resulü (s.a.v) şöyle dedi;

    “et-Tahiyyatü lillahi ve’s-salavatü ve’t-tayyibat: En güzel övgüler, selamlar, ibadet ve taatler Allah’a mahsustur. O’na layıktır.”

    Bunun üzerine Allah Azze ve celle, Peygamberi’ne şöyle karşılıkta bulundu:

    “es-Selamü aleyke eyyühe’n-nebiyyü ve rahmetullahi ve berekatühü: Selam sana olsun ey Nebi! Allah’ın rahmeti ve bereketi sana olsun.”

    Resul-i Ekrem Efendimiz (s.a.v.)bu selamdan, rahmet ve bereketten ümmetinin de nasiplenmesini murad etti ve şöyle dedi:

    “es-Selamü aleyna ve ala ibadillahi’s-salihîn: Selam (Allah’ın rahmeti, esenliği ve bereketi) bize ve Allah’ın salih kullarına olsun.”

    Bunu gören Cebrail aleyhisselam ve semalardaki bütün melekler şöyle dediler:

    “Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve rasûlühû: Şahitlik ederim ki Allah’tan başka ilah yoktur ve şahitlik ederim ki Muhammed O’nun kulu ve rasulüdür.”

    Biz bu büyük selamlaşma ve duayı her namazın tahiyyatında okuyarak Resul-i Ekrem Efendimizin (s.a.v) miracına atıfta bulunuyor, namazımızın kendi miracımız olabileceğini hatırlamış oluyoruz.