Sünnet-i seniyye hayat modelinin önemli hedefleri vardır, bunlardan iki tanesini başlıklar halinde şu şekilde özetleyebiliriz: Sünnetin birinci hedefi; huzur-u İlahiyi temin etmek ve ömür sermayesini ibadete dönüştürmektir. Evet bir insan hayatını sünnete uygun bir şekilde tanzim ederse, her halinde ve amelinde Allah’ı hatırlar. Zira sünnet niyeti ile yapılan bir iş; önce Peygamberimizi (s.a.v) sonra da Allah’ı hatırlatır. Üstad Hazretleri bu hususa şöyle işaret ediyor: "Doğrudan doğruya Sünnete ittiba etmek, Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v)'i hatıra getiriyor. O ihtardan, o hatıra, bir huzur-u İlahi hatırasına inkılap eder. Hatta en küçük bir muamelede, hatta yemek, içmek ve yatmak adabında Sünnet-i Seniyyeyi müraat ettiği dakikada, o adi muamele ve o fıtrî amel, sevaplı bir ibadet ve şer’î bir hareket oluyor. Çünkü o adi hareketiyle Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v) ittibaını düşünüyor ve şeriatın bir edebi olduğunu tasavvur eder. Ve şeriat sahibi o olduğu hatırına gelir. Ve ondan, Şari-i Hakikî olan Cenab-ı Hakka kalbi müteveccih olur. Bir nevi huzur ve ibadet kazanır."(bk. Lem'alar, On Birinci Lem'a.) Sünnetin ikinci hedefi ise; insan ile fıtrat arasında bir adaptör olmasıdır. Yani insan İlahi bir yazılım, fıtrat ise İlahi bir donanımdır, sünnet de bu yazılım ile donanın arasında tanıtım ve adaptörlük yapan bir sürücü gibidir. İnsan fıtrata ters düşüp maddi ve manevi azap çekmek istemiyor ise; sünnete uymalıdır. Yani Sünnet-i seniyye aynı zamanda bir sünnetullah ve adetullah hükmündedir diyebiliriz.