Stres Nedir ve Belirtileri Nelerdir Stres belirtilerini çoğunlukla tanırız. Hissederiz. Sinirleniriz, kalbimiz çarpar, yüzümüz ısınmış gibi gelir, stres çok tanıdık bir baş ağrısı ya da mide bozukluğu hissederiz, koltuk altlarımız terlerken kullandığımız deodorantın birdenbire gücünü yitirdiğini düşünürüz, felaketin çok yakında olduğu duygusuna kapılırız ve en küçük şeylere bile öfkeleniriz. Bazı insanlar için stresin pek az dışarıya dönük etkisi vardır. Bu kişiler yüzeyde hissettiklerini içselleştirirler ve bazen depresyon ya da hastalık olarak ifade ederler. Daha doğrusu birçoğu, stres belirli bir noktaya kadar yükselip dışarı sızmadıkça, strese kapıldığını bilinçli olarak fark etmez ve inanmaz.Stres Nedir ve Belirtileri Nelerdir Bugün kullandığımız anlamdaki stres sözcüğü 1936 yılında araştırmalarının kurucularından Hans Selye tarafından ortaya atılmış ve “herhangi bir değişme talebine karşı bedenin spesifik olmayan tepkisi” olarak tanımlanmıştı. Temelinde Selye, sürekli strese maruz kalınca hem insanların hem de hayvanların özel patojenlerin neden olduğu düşünülen kalp krizi ve felç gibi yaşamı tehlikeye atan rahatsızlıklara yakalanabileceğini ileri sürmüştü. Bu açıklama çok önemlidir, çünkü günlük yaşam ve deneyimlerin yalnızca duygusal sağlığımızı değil fiziksel sağlığımızı da nasıl etkilediğini aydınlatıyor. Stres Nedir ve Belirtileri NelerdirDuygularla bağlantılı olarak stres sözcüğü 1950’li yıllarda kelime dağarcığımıza girdi. Korkunun egemen olduğu soğuk savaş döneminin başlamasıyla kullanımı yaygınlaştı. Bir atom savaşından korktuğumuz için bombalara karşı sığınaklar inşa ettik. Toplum olarak “korku” sözcüğü yerine stres sözcüğünü kullanmaya başladık. Bugün de bizi duygusal açıdan altüst eden herhangi bir şey için sitres yarattığını, strese soktuğunu, strse altında bıraktığını söylüyoruz. Aynı zamanda stresin, taleplere ve algılara karşılık verdiğimiz zaman oluşan düşünceler, duygular, davranışlar ve fizyolojik değişiklikler olarak da tanımlanabilir. Ve bu taleplerin algıladığımız başa çıkma yeteneğimizi aştığını düşündüğümüz zaman strese gireriz. Çılgına dönmüş bir halde, tıpkı kaçış yolu arayan bir hayvan gibi sessizce kesik kesik solumaya başlarız.