İhlas suresinin sırları ve fazileti İhlâs Suresi iç içe sırlarla dünya ve âhiret mutluluğu ile dolu fazileti ve sevabı saymakla bitmeyen bir suredir. Kaynak:Bugün Gazetesi Sirlarla dolu ihlas suresi Halk dilinde `Kul hü` olarak da anılan İhlâs`ı yediden yetmişe herkes bilir. İhlâs`ın içinde barındırdığı esrarı Peygamberimiz`den öğreniyoruz. Ebû Hureyre anlatıyor: Bir gün Allah Resulü(a.s.m.) `Toplanınız size Kur`ân`ın üçte birini okuyacağım` buyurdu. Bunun üzerine toplanan toplandı. Sonra Resulullah(a.s.m.) hane-i saadetlerinden çıktı geldi Kul huvallâhu Ehad`i okudu ve tekrar hane-i saadetlerine girdi. Biz kendi aramızda şöyle konuştuk: `Resulullah (a.s.m.) `Size Kur`ân`ın üçte birini okuyacağım` buyurmuştu. Ben kuvvetle tahmin ediyorum ki bu kendisine gökten gelen bir haberdir.` Daha sonra Resulullah (a.s.m.) çıktı geldi ve şöyle buyurdu: `Size Kur`ân`ın üçte birini okuyacağımı söylemiştim. Dikkat ediniz o sure Kur`ân`ın üçte birine denktir.` İhlâs Suresi hem dünyanın hem de âhiretin mutluluk vesilesidir. Bu iki sırrı Peygamberimiz şöyle dile getirir: `Günde iki yüz defa İhlâs Suresi`ni okuyan kimsenin borcu hariç elli senelik günahı bağışlanır. `Uyumak için yatağa giren kimse sağ tarafı üzerine yatar sonra yüz defa İhlâs Suresi`ni okursa; kıyamet gününde Cenab-ı Hak o kula şöyle der: `Ey kulum! Cennete sağ taraftan gir.` İhlâs Suresi sevginin bir alameti cennetin bir anahtarı mesabesindedir. Kuba Mescidi`nde imamlık yapan bir sahebi vardı. Namaza durunca önce İhlâs Suresi`ni okur ardında istediği bir sureye geçerdi. Her rekâtta böyle yapardı. Cemaatten arkadaşları kendisine: `Sen bu sureyi okuyorsun sonra da onu yeterli bulmayarak başka bir sure okuyorsun. Ya sadece bu sureyi oku veya onu bırak başka bir sure oku` deyince: `Ben bu sureyi bırakacak değilim. Bu sure ile size namaz kıldırmamı istiyorsanız kıldırırım istemiyorsanız sizi bırakırım` cevabını verdi. Sonra durumu Resulullah`a (a.s.m.) bildirdiler. Resulullah (a.s.m.) kendisine `Cemaatinin sözünü ettiği şeyden seni alıkoyan ve her rekâtta bu sureyi okumaya seni sevk eden sebep nedir` diye sordu. `Yâ Resulallah ben bu sureyi seviyorum` dedi. Bunun üzerine Resulullah (a.s.m.) `Bu surenin sevgisi seni cennete girdirecektir` buyurdu. Bediüzzaman hadislerde geçen sevapların bir mübalağa/abartı olmadığını bir misalle şöyle açıklar: Meselâ içinde mısır ekilmiş bir tarla farz edelim ki bin tane ekilmiş. Bazı habbeleri yedi sümbül vermiş farz etsek her bir sümbülde yüzer dane olmuşsa o vakit tek bir habbe bütün tarlanın üçte ikisine karşılık olur. Meselâ birisi on sümbül vermiş her birinde iki yüz dane vermiş. O vakit bir tek habbe asıl tarladaki habbelerin iki misli kadardır. Ve böylece kıyas et. Şimdi Kur`ân-ı Hakîm`i nurlu kutsi semavi bir tarla olarak düşününüz. İşte her bir harfi asıl sevabıyla birer habbe hükmündedir. Onların sümbülleri nazara alınmayacak. Meselâ Kur`ân-ı Hakîm`in üç yüz bin altı yüz yirmi harfi olduğundan İhlâs Suresi besmeleyle beraber altmış dokuzdur. Üç defa altmış dokuz iki yüz yedi harftir. Demek İhlâs Suresi`nin her bir harfinin sevabı bin beş yüze yakındır. İşte buna kıyas edilerek başkalarını da tatbik etsen ne kadar lâtif güzel doğru ve mübalağasız bir hakikat olduğunu anlarsın. (Sözler `Yirmi Dördüncü Söz Dokuzuncu Asıl`)