Sır Saklamak “Verdiğiniz sözü ve yaptığınız antlaşmayı yerine getirin. Çünkü verilen söz, sorumluluğu gerektirir.” İsrâ sûresi (17), 34 Peygamberimiz (s.a.v) eğitim metodunda hiç şüphesiz çocuklara sır saklamalarını öğretmekte vardı. Abdullah b. Cafer dedi ki: Peygamberimiz (s.a.v) beni merkebine bindirdi ve bana bir sır verdi. ben onu insanlardan hiç kimseye söylemedim. ( Müslim, 342 Ebu davud 2551 ve İmam Ahmet) Sır vermek şüphesiz ki kişinin kendisine olan güveninin artmasına sebep olur. Peygamberimiz (s.a.v) çocuklara sır vererek onların öz güvenlerinin artmasını, taşıdıkları sır değerince kendilerini değerli hissetmelerini sağlamıştır. Peygamberimiz (s.a.v) Enes’i radıyallâhu anh bir gün bir işe göndermişti de bu yüzden Enes eve geç kalmıştı. Annesi neden geç kaldığını sorunca Resûlullah’m kendisini bir işe gönderdiğini ve bu yüzden geç kaldığını söylemişti. Annesi işin ne olduğunu sorunca Enes şöyle der: “Anne, bu sırdır. Söyleyemem.” Bunun üzerine annesi de Enes’e Resûlullah’ın sırlarını kimseye söylememesi gerektiğini öğütler. Enes radıyallâhu anh bu hadisi kendisine rivayet ettiği Sabit’ten de bu işin ne olduğunu saklamış ve şöyle demiştir: “Allah’a yemin olsun ki, şayet Resûlullah’ın bu sırrını herhangi birine söylemiş olsaydım sana da söylerdim.” Bu hadisten istifade edilen başka bir husus da şudur: “Anne ve baba çocuğunu sorumsuz bırakmamalı, günlük neler yaptığını onlara sormalı eve geç geldiği zaman ise nerede kaldığını, sormalıdır.