Her türlü günahı sildiren tövbe duası: Seyyidül İstiğfar اَللَّهُمَّ أَنْتَ رَبِّي لاَ إِلَهَ إِلاَّ أَنْتَ خَلَقْتَنيِ وَ أَنَا عَبْدُكَ، وَ أَنَا عَلَى عَهْدِكَ وَ وَعْدِكَ مَا اسْتَطَعْتُ، أَعُوذُ بِكَ مِنْ شَرِّ مَا صَنَعْتُ، أَبُوءُ لَكَ بِنِعْمَتِكَ عَلَىَّ و أَبُوءُ بِذَنْبيِ فَاغْفِرْ ليِ فَإِنَّهُ لاَ يَغْفِرُ الذُّنُوبَ إِلاَّ أَنْتَ Bu duayı bize Şeddad b. Evs (r. anha) rivayet etmektedir.[Buharî, De’avat, 2, 15; Tirmizî, De’avat, 15; Nesaî, İstiaze, 57; EbuDavud ve İbnMace’nin rivayetlerinde bu dua Büreyde’den rivayet edilmektedir, bkz. EbuDavud, Edeb, 101; İbnMace, Dua,14] Şeddad b. Evs Hazrec Kabilesinden bir ensardır. Künyesi EbuYa’la veya Ebu Abdurrahman’dır, babasının adı Evs b. Sabit, annesinin adı Sarime veya Sırma’dır. Şeddad aynı zamanda Efendimiz’in (s.a.v) şairlerinden olan Hassan b. Sabit’in (r. anha) de yeğenidir. Peygamberimizden 50 kadar hadis rivayeti vardır. Kendisi h. 58 yılında 75 yaşındayken Humus’ta vefat etmiş ve Beytü’l-Makdis’e defnedilmiştir. [ bkz. Güler, Zekeriya, “Şeddad b. Evs”, DİA, XXXVIII, 408-409.] Ubade b. Samit (r. anha) Şeddad b. Evs hakkında “Şeddad b. Evs kendisine ilim ve hilim verilen kimselerdendir, kimi insanlara bunlardan biri verilir.” demiş; EbuHureyre de (r. anha) “Şeddad b. Evs iki hasletle üstün olmuştur: Konuştuğu zaman güzel konuşmakla, kızdığında öfkesine hakim olmakla.” diyerek onun güzel hasletlerine işaret etmişlerdir.[ İbnSa’d, Muhammed, Tabakat, ter: Heyet, Siyer Yayınları, İstanbul 2014, V, 337; el-Askalanî, İbn Hacer, el-İsabe fi Temyizi’s-Sahabe, ter.: Naim Erdoğan, İz Yayıncılık, İstanbul 2010, II,502-503.] Şeddad b. Evs (r. anha) Kufeli bir takım kimselerle yolculuğa çıkmıştı. Konakladıkları bir sırada KufelilerŞeddad'a kim olduğunu sordular, Şeddad kim olduğunu söyleyince ondan Allah Resulü’nden duyduğu bir şeyi nakletmesini istediler. Şeddad b. Evs yazı malzemesi istedi ve “Yaz! Allah Resulü’nün şöyle dediğini duydum diyerek şunları yazdırdı: “Kim ki sabah ve akşam vaktine girdiğinde inanarak ‘Allah’ım! Sen benim rabbimsin. Senden başka ilah yoktur. Beni sen yarattın. Ben senin kulunum ve gücüm yettiğince sana verdiğim söz üzereyim. Yaptıklarımın şerrinden sana sığınırım. Senin bana verdiğin nimetleri tahdis ediyorum, günahlarımı da itiraf ediyorum. Benim günahlarımı bağışla zira senden başka günahları bağışlayacak kimse yoktur.’ derse (bu duayı okuduğu) gününde veya gecesinde öldüğü zaman Allah onu affeder ve cennetine koyar.”[İbnSa’d, Tabakat, V, 338-339.] Bir rivayette de Efendimiz (sas) Şeddad’a (r. anha) “İstiğfar etmenin en güzelini sana öğreteyim mi?” diyerek bu duayı öğretmiştir. Efendimiz (sas) bu duayı bize sabah ve akşam (en az) bir defa okumamızı tavsiye etmekte, böylece sabah okunduğunda o günün gündüzünde, akşam okunduğunda o gece okuyan vefat ederse Allah’ın onu affedip cennetine koyacağını bildirmektedir. Peki bu duanın özelliği ne olmalı ki insan okuduğu zaman böyle büyük bir müjdeye nail olmakta seyyidü’l-istiğfar diye isimlendirilmektedir? İnsan hayatı boyunca hataya düşer ve günah işler. Ancak Allah'ın rahmeti gazabını geçmiştir. Nitekim Allah›ınKur’an'da geçen Rahman, Rahim, Tevvab, Gafur isimleri buna işaret etmektedir. Bundan dolayı kullarından bağışlanma talep etmelerini ister, buna istiğfar denir. Kişi yaptığı hatadan, işlediği günahtan pişmanlık duyar ve bir daha o hataya dönmemek için azmederse bu da tövbe olur. İstiğfar ve tövbede esas olan kişinin derin bir pişmanlık duyması ve bir daha işlemiş olduğu o hataya dönmemeye kesin karar vermiş olmasıdır. Bize nakledilen bu hadiste de Efendimiz (s.a.v) bu duayı okuyan kişinin inanarak ve ihlaslı bir şekilde okuması gerektiğini belirterek buna işaret etmektedir.