Bir nefes sevgi Sevgi , nefes almak gibi olmalıdır... O sadece sendeki bir nitelik olmalıdır... Nerede olursan , kiminle olursan ol, ya da tek başına da olsan sevgi senden taşmaya devam eder... Okyanusu bir kaba sığdıramazsın... O küçük bir akıntı değildir... Sevgi senin tüm varlığındır... Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse (bilsin ki) Allah, yakında öyle bir toplum getirecek ki O, onları sever, onlar da O'nu severler..." (el-Mâide 5/54) Bu âyet, Allah ile kul arasında karşılıklı bir muhabbet bağının gerekliliğini açık bir şekilde vurgulamaktadır. Din, bir teslimiyet ise teslimiyetin esası da muhabbettir. Bu itibarla bizzat Allah'tan muhabbet talebinde bulunmak, kulluğun zarurî bir gereği olmaktadır. Efendimiz -sallallâhu aleyhi ve sellem-'in: "Allâhım! Sen'den sevgini, Sen'i sevenlerin sevgisini ve Sen'in sevgine ulaştıracak ameli talep ediyorum. Allâhım! Sen'in sevgini bana nefsimden, âilemden, malımdan ve soğuk sudan daha sevgili kıl!" (Tirmizî, Deavât, 72) mealindeki duâları da böyle bir talebin gerekliliğine işaret etmektedir. İnsanın şiddetle muhtaç olduğu Allah sevgisini, kalbimizde duyabilmek için, O'nun yarattıklarını, bilhassa eşref-i mahlukât olan insanı sevmek gerekir. Nitekim Resûlullah -sallallâhu aleyhi ve sellem-'in "Îmân etmedikçe cennete giremezsininiz, birbirinizi sevmedikçe de îmân etmiş olamazsınız " (Müslim, Îmân, 93) buyruğu gerçek îmânın, dolayısıyla gerçek sevginin boyutlarını belirtmesi bakımından önemlidir.