Biyografi Selman-ı farisi kimdir

Konusu 'Eğitim Konuları' forumundadır ve Adile tarafından 24 Ekim 2013 başlatılmıştır.

  1. Adile

    Adile Admin

    Selman-ı farisi hayatı

    Nesebi, Mabeh bin Buzahşah bin Mursilan bin Behbudah bin Firüz, lakabı Selman-ül Hayr, künyesi Ebu Abdullah'tır.
    İsfahan yakınlarındaki Cey Köyü'nde doğdu.
    Önce Mecusi, daha sonra Hıristiyan, sonra da Müslüman olan Selman-ı Farısi'ye Selman ismi Peygamber Muhammed (s.a.v) tarafından kendisine verilmiştir.
    Burada hocası ölene kadar eğitim görmüştür. Son peygamberin geliş alâmetlerini görmek ve O'nu bulmak amacıyla Arabistan'a gittiği iddia edilir.

    Arabistan çöllerinde yaşadığı talihsiz bir olay sonucu Medineli bir Yahudi'ye köle olarak satılan Salmân-ı Fârisî, Medine'ye hicretle gelen Muhammed'in peygamberlik alametlerini görüp İslam dinini benimsedi. Ancak, halen köle olan Selman'ın özgürlüğüne kavuşmasına karşılık kendisinden ödeyemeyeceği bir meblağ istenmişti ancak, peygamberinde yardımıyla Salmân-ı Fârisî kölelikten kurtuldu.

    Salmân-ı Fârisî, asıl ününü Hendek Savaşı'nda Mekkeli putperestlerin Medine şehrini kuşatması öncesinde Muhammed'e, "hendek kazılması" yönünde belirttiği fikir sayesinde savaşın Müslümanlar lehine sonuçlanması ile kazandı. Muhammed'in devlet danışmanlığına atadığı Selman, peygamberin ölümünden sonra İran Seferi'ne katılır. Medain'de valilik yaptı. Halife Ali'nin İslam Halifesi seçildiği yıl Medain'de hayata gözlerini yumar.
    İslâm'daki yeri

    Ana maddeler: İslam, Şiîlik, Alevîler, Âhiler, ve Nusayrîler

    Peygamberin Ehli Beyt'inden saydığı Salmân-ı Fârisî, İslâm'a etmiş olduğu hizmetler, Ali ile olan yoldaşlığı ve Muhammed'in ölümünden sonra Ali'nin safında yer alması gibi nedenlerle Alevîlik ve Şiî İslâm inancında da önemli bir yeri vardır. Alevîler, onu hem Yedilerden biri, hem de Kırklar Meclisi'nin pek azının kimliği bilinen erenlerinden biri sayarlar. Şiîler ve Alevîlerce önde gelen Ali yandaşlarından Erkân-ı Erbaa'dan (4 direk) biri sayılır.

    Dönemin Anadolu'sunda Ankara'ya egemen olan Âhiler onu pîrleri kabul ederler. Arap Alevileri (Nusayrî) ise geleneksel Allah-Muhammed-Ali sözünde Allah'ın Ali'nin vücudunda tecelli ettiğine inanarak bu sözü Ali-Muhammed-Selman olarak okur ve kendilerine örnek olarak Selman'ı işaret ederler. Salmân-ı Fârisî diğer Ehli Beyt önderleri ile birlikte Yedi Ulu Ozan'ın deyişlerinde anlatılır ve övülür.
    Salmân-ı Fârisî'nin Nakşibendîlik'teki yeri ve önemi

    Sünnî İslâm anlayışında ise Salmân-ı Fârisî'nin İslâmiyete yaptığı hizmetlerden ve sahabe oluşundan kaynaklanan önemli bir yeri vardır.

    "Salmân-ı Fârisî" aşağıda sıralanan tüm Nakşibendî silsilelerinde 3. sırada yer almaktadır.