Şehitlerimize ve Gazilerimize Sevgi

Konusu 'Manevi Hayatımız' forumundadır ve Lasey tarafından 13 Eylül 2018 başlatılmıştır.

  1. Lasey

    Lasey Admin

    Şehitlerimize ve Gazilerimize Sevgi

    Geçmişte vatanımızın toprakları çeşitli düşmanlar tarafından saldırıya uğramış, işgal edilmiştir. Milletimiz, bu saldırılara karşı her zaman direnmiştir. Vatanını ve bağımsızlığını korumak için savaşmış, bu uğurda canını feda etmekten çekinmemiştir. Milletimiz, vatanın bağımsızlığı ve ülkenin bütünlüğü için pek çok şehit vermiştir. Savaşlarda yaralanan veya sakatlanan birçok insanımız da gazi olmuştur. Şehit; vatanını, bağımsızlığını, milli ve manevi değerlerini korumak amacıyla savaşırken ölen kişilere denir. Düşmanla savaşıp sağ dönen kimseler ise gazi olarak adlandırılır. Yüce dinimiz, gerektiğinde milli ve manevi değerler uğrunda savaşmayı emreder. Peygamberimiz (s.a.v.), “... Düşmanla karşılaştığınız zaman sabır ve gücünüzle karşı koyunuz...”(Müslim, Cihad, 19.) buyurmuştur. İslamiyette şehitlik, peygamberlikten sonraki en yüce makam sayılır. Yüce Allah (c.c.), şehitlerin kul hakkı dışındaki tüm günahlarını bağışlar. Peygamberimiz (s.a.v.) “Şehidin kul borcundan başka bütün günahlarını Allah bağışlar.”(Müslim, İmâre, 119.) buyurarak bu durumu ifade etmiştir. Dinimiz, şehitlik gibi gaziliği de yüce bir makam olarak değerlendirir.


    Gerek şehitlerimiz gerekse gazilerimiz vatan topraklarını savunmak için çarpışmışlar, bu uğurda canlarını ortaya koymuşlardır. Bugün bizler, cennet vatanımızda özgür, bağımsız bir şekilde yaşamamızı onlara borçluyuz. Onlar bu güzel vatanı bizlere, canlarını ortaya koyarak emanet etmişlerdir. Bizler bunun bilincinde olmalı, şehitlerimizi saygı ve rahmetle anmalıyız. Şehitlerimiz için dua etmeliyiz.
    Gazilerimizi de ziyaret etmeli, onların vatan için yaptıkları mücadeleleri dinlemeliyiz. Şehit ve gazilerimizin bize emanet ettiği vatanımıza sahip çıkmalıyız. Vatanımızı korumak için gerektiğinde onlar gibi her fedakârlığı yapmaya hazır olmalıyız.

    Yüce Allah (c.c.) şöyle buyurmuştur: “Allah yolunda öldürülenleri sakın ölü sanma. Bilakis onlar diridirler. Allah’ın lütuf ve kereminden, kendilerine verdiği (nimetler) ile sevinçli bir hâlde Rableri yanında rızıklara mazhar olmaktadırlar. Arkadan gelecek ve henüz kendilerine katılmamış olan şehit kardeşlerine de hiçbir keder ve korku bulunmadığı müjdesinin sevincini duyurmaktadırlar.” (Âl-i İmrân suresi, 169-170. ayetler.)