“Salat-ı nariye” olarak bilinen salavat-ı şerifenin Arapça olarak yazılışı “Cevşen-i Kebir”in “Delalilü’n-Nur” bölümünde yer almaktadır. Okunuşu şöyledir. “Allahümme salli salaten kamileten ve sellim selamen tammen ala seyyidina Muhammedi’nillezi tenhallü bihi’l ukadü ve tenfericü bihi’l kürabü ve tükda bihi’l havaicü ve tünalü bihi’r regaibü ve hüsnü’l havatimi ve yüsteska’l ğamamü bi-vechihi’l kerimi ve ala alihi ve sahbihi fi külli lemhatin ve nefesin bi adedi külli ma’lumin lek” Okunması ve fazileti büyük olan bu salavat-ı şerife esas itibariyle bir duadır; okunmasında büyük sevap olan bir salavattır. Anlamı ise şöyledir : “Allah’ ım! Her göz açıp kapamada ve her nefeste, Sana ma’lum nesneler adedince mükemmel bir salat ve tam bir selamı Efendimiz Muhammed (s.a.v) ‘in ve bütün al ve Ashabının üzerine indir ki; Onunla düğümler çözülür, sıkıntılar dağılır, ihtiyaçlar giderilir, istekler ve hüsn-ü hatimeler elde edilir ve mübarek yüzü hürmetine bulutlardan yağmur istenilir.” Bu çeşit duaların hem maddi hayatımız için, hem de uhrevi istikbalimiz için şüphesiz pek çok faydası vardır. İhtiyaçlar bu duayı okumanın vakti ve zamanı olarak değerlendirilmeli ve dua Allah rızası için okunmalı ve istediğimiz şeyin hakkımızda hayırlı ise tahakkuk etmesi istenilmelidir. Kur’an-ı kerimin şu ayetleri bu hususta İlahi takdirin karşısında en büyük tesellisi olmalıdır: “Göklerin ve yerin mülkü Allah’ındır. Dilediğini yaratır. Dilediğine kız çocukları, dilediğine de erkek çocukları bahşeder. Yahut onlara hem kız, hem erkek çocuklarını birarada verir. Dilediğini de kısır bırakır. O her şeyi bütünüyle bilendir. Herşeye gücü yetendir.”( Şura Suresi, 49-50 ) Bunun için Allah’tan hakkımızda hayırlı olan ne ise onu istemeli. Dua ederken bu husus dikkatten uzak tutulmamalıdır.