Şair ve Tabip Şifai Şaban Efendi

Konusu 'Biyografiler' forumundadır ve Lasey tarafından 13 Aralık 2018 başlatılmıştır.

  1. Lasey

    Lasey Admin

    Şair ve Tabip Şifai Şaban Efendi

    Şair ve Tabip Şifai Şaban Efendi, Osmanlı döneminde yetişmiş ünlü hekimlerdendir. 17. yüzyılın ortalarında Ayaş’ta doğmuş, İstanbul medreselerinde tıp tahsil ederek 1671 yılında dönemin hekimbaşı Mustafa Fevzi Efendi’nin desteğiyle saray doktorları arasına girmiştir.

    Ayaşlı Şair ve Tabip Şifai Şaban Efendi, Süleymaniye Tıp medresesinde özellikle çocuk hastalıkları konusunda dersler vermiş ve Osmanlı tıbbında doğum ve Çocuk hastalıkları konusunda ilk eser sayılan “Tedbirü’l-Mevlüd” isimli kitabını yazmıştır. Bu eseriyle dünya tıp literatüründe haklı bir yer edinen Şifai’nin, tespit ettiği bir çok husus bugün bile doktorlar tarafından uygulamaya değer bulunmaktadır. Pediatri dalında yazılmış bu önemli eserde bilginimiz, daha önceki büyük tıpçılardan Fahreddin Razi ve Hacı Paşa’nın eserlerinden istifade etmişse de asıl olarak kendi tecrübe ve tespitlerini kaleme almıştır.

    Çocukların beslenmesinde anne sütünün önemini asırlar önce açıklayan ve bu hususta gerekli tıbbi bilgileri veren Şair ve Tabip Şifai Şaban Efendi 1705 tarihinde Ankara’da vefat etmiştir.

    Şair ve Tabip Şifai Şaban Efendi Türk tababet tarihinin en özgün simalarından Şifai Şaban Efendi, yüksek öğrenimini yapmak üzere geldiği İsanbul’da tıp tahsilini tamamlamış, 1671 yılında saray doktorları zümresine dahil olunmuş, böylece ilmi kariyerine başlamıştır. 1704 yılında Diyarbakır Kadılığına terfi ettirilen Şifai Efendi, kısa bir zaman sonra emekli edilmiş ve memleketi Ankara’ya dönmüştür. Tedavilerinde nevi şahsına münhasır bir yöntem uygulayan Ayaşlı Şifai Efendi, hasa psikolojisinin üzerinde hassaten durmuş, güzel söz ve muamelenin hasalıkların iyileştirmedeki nihai etkisine inanmış, evvelen hasaları ve hassaten devletin ileri gelenlerince pek sevilen bir hekimdir. Tıp camiasındaki şöhretinin yanında kendisinin şiirle de ilgilendiği,gazeller kaleme aldığı; İsanbul’daki ilim ve şiir meclislerinin,engin ilmi birikimi ve gazelleri ile de taltif edilen ve mutlak surette aranan bir siması olduğu biliniyor.