Said Halim Paşa Kimdir? Osmanlı Devleti Birinci Cihan Harbi’ne girdiği zaman sadrazamlık koltuğunda oturan fikir adamı ve siyasetçi Mehmed Said Halim Paşa, modern Mısır’ın kurucusu Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın torunu ve vezir Halim Paşa’nın oğlu olarak Kahire’de, 19 Şubat 1864 tarihinde dünyaya geldi. 6 yaşlarında iken ailesiyle birlikte İstanbul’a intikal etti ve devletin kendilerine tahsis ettiği Baltalimanı’ndaki sahilhaneye yerleştiler. Özel hocalardan eğitim aldı; Arapça, Farsça, Fransızca ve İngilizce öğrendi. İsviçre’ye giderek üniversite tahsilini orada siyasî ilimler dalında tamamladı. İstanbul’a döndükten sonra Şura-yı Devlet azalığına tayin edildi (1888), Rumeli Beylerbeyiliği payesi aldı (1900). Yeniköy’de kendi adıyla anılan yalısını yaptırdı ve burayı bir kültür ve sanat merkezi gibi donattı. II. Abdülhamit’e Jöntürklerle ilgisi olduğuna dair verilen jurnal üzerine İstanbul’dan çıkarıldı (1903’ten sonra); Mısır’a gitti ve orada bulunan Ethem Ruhi’ye (Balkan) muhalif Osmanlı gazetesini çıkarması için yardımda bulundu, ardından Avrupa’ya gitti. Avrupa’da Jöntürklerle yakınlığını devam ettirdi, onlara maddi destek sağladı. (Said Halim Paşa, Mısır’a ve Avrupa’ya gitmesine sebep olan II. Abdülhamid’e hiçbir zaman sempati beslemeyecek, eserlerinde zaman zaman ondan, “kendi hakları ve serbestliği dışında her türlü hukuku inkâr eden…”, “esef verici idare”, “müstebit bir idare”, “bir müstebit”, şeklinde bahsedecektir). Said Halim Paşa Kimdir? Hayatı Said Halim Paşa II. Meşrutiyet’in ilânı üzerine Mısır yoluyla İstanbul’a döndü (1908), Meclis-i A’yan azalığına tayin edildi, yeniden canlandırılan Cemiyet-i Tedrisiye-i İslâmiye’nin (Darüşşafaka) Meclis-i İdare Heyeti’nde yer aldı. Belediye dairelerinde çalıştı, Şura-yı Devlet başkanlığına getirildi (1912). Aynı yıl sadrazam Said Paşa tarafından İtalya hükümet yetkilileriyle Trablusgarp savaşı konularını görüşmek üzere Lozan’a gönderildi. Said Paşa’nın istifası üzerine Şura-yı Devlet’teki görevinden ayrıldı. İttihat ve Terakki Cemiyeti sekreterliğine (umumi kâtiplik) getirildi. Mahmut Şevket Paşa’nın sadrazam olması üzerine Şura-yı Devlet’teki görevine döndü, kısa bir zaman sonra Hariciye Nazırlığı’na getirildi (Ocak 1913). Mahmut Şevket Paşa’nın öldürülmesi üzerine, padişahın istememesine rağmen Cemiyet’in ısrarlarıyla sadrazam oldu (Haziran 1913). Kurduğu kabinede Hariciye Nazırlığı’nı da kendi uhdesine bıraktı. Edirne’nin geri alınması (21 Temmuz 1913) ve Balkan ülkeleriyle sulh antlaşmalarının yapılması müsbet icraatı arasındadır. Osmanlı Devleti’nin Almanya’nın yanında ve Rusya limanlarına saldırarak I. Dünya Savaşı’na katılması Said Halim Paşa’nın sadrazamlığı sırasında oldu. Savaşa girmek konusunda ne kadar fikir ve bilgi sahibi olduğu tartışmalı olsa da bu hadiseden sonra İttihatçılarla arasının gittikçe açıldığı ve padişah tarafından kabul edilmemekle beraber istifa etmek istediği bir vakıadır. Sıhhî sebeplere istinad eden istifası çok sonra 3 Şubat 1917 tarihinde vuku buldu. Mütarekeden sonra kurulan Divan-ı Harb-i Örfî’de harp mesulü olarak sorgulandı ve birçok İttihatçı ileri geleniyle birlikte Malta’ya sürüldü (1919). 29 Nisan 1921’de tahliye edilmesi üzerine Sicilya’ya geçti. Buradan İstanbul’a dönmek istediyse de hükümetten izin almak mümkün olmadı. Roma’da bir Ermeni tarafından 6 Aralık 1921 tarihinde vurularak şehit edildi. Naaşı İstanbul’a getirildi ve Sultan Mahmut Türbesi haziresine defnedildi.