Sahte Sahabi Reten-i Hindi Hakkında Bilgi Dünyanın en çok yalan söyleyen adamlarından biriydi. 1200’lü yıllarda Hindistan’ın Pencap eyaletinin en doğusunda bulunan Bedrerte köyünde ortaya çıkmış ve bir takım seyahatler gerçekleştirdikten sonra köyüne dönerek Hz. Peygamberin sahabelerinden biri olduğunu iddia etmişti! “Bu nasıl olur?” denildiğinde, Peygamberin kendisi için uzun ömür duası yaptığını, şu anda 700 yaşını aştığını, hendek savaşında Hz. Muhammed aleyhisselamın yanında çarpıştığını ve ondan 300’den fazla hadis duyduğunu söylemişti! Güya o, 30 yıl kadar Resulullah ile beraber olmuş, Hz. Ali ile Hz. Fatıma’nın düğün merasimlerine de iştirak etmişti! Yine kendi ifadesine göre o, önce Hıristiyanlığı kabul etmiş, daha sonra Mekke’ye giderek İslamiyeti kabul etmişti. Etrafında bulunan ve yalanlarına inanan bazı sapkınlar tarafından uydurdugu hadisler not edilmiş, bunların daha çok Hz. Ali ve ehlibeyt sevgisiyle ilgili olduğu görülmüştü!.. Bazı görgü şahitlerinin ifadesine göre Reten, büyükçe bir ağaca asılı sepet içinde, pamuklara gömülü olarak oturmakta, kuş gibi görünen bir vücuda ve keskin sivri dişlere sahip bulunmaktaydı! Çenesinden diken gibi sert kıllar sarktığı için, bu haliyle ürkütücü bir hayvan gibi görünmekteydi. Bir başka görgü şahidi ise onun bir ağaç dibinde yaşadığını, dişlerinin bir yılan dişi kadar sivri olduğunu, kılları hemen hemen beyaz olan sakalının dikene benzediğini, yanaklarına kadar inen kaşlarının kanca ile yukarı kaldırıldığını, asla evlenmediğini ve oturduğu zaman işgal ettiği yerin üç zira (yaklaşık 2.5 metre) olduğunu nakletmekteydi.! Rivayetler arasındaki bu bariz farklılıklar zamanla Reten’in efsanevi bir yaratık haline dönüştürüldüğünü göstermektedir… Sürekli olarak Farsça konuşan ve sesi bir arının vızıltısını andıran sahte sahabi Reten’in evli olmadığını söyleyenler yanında, bulunduğu köydeki herkesin onun çocukları ve torunları olduğunu söyleyenler de vardır! Daha sonraki yıllarda hayatı efsane haline dönüşen ve adına büyük bir cami ve türbe de yapılan Reten’in köyü şimdilerde bile bazı kimseler tarafından ziyaret edilmektedir. İşin ilginç tarafı bazı Müslüman Sufi ve tarihçiler Reten’den hadis rivayet etmiş ve bunu eserlerine almakta bir sakınca görmemişlerdir! Ona inananlardan ve lehinde konuşanlardan biri de Muhammed Nakşibendi’nin halifelerinden Muhammed Parsa imiş. Vahdet-i vücuda ve Şiilere temayülü olan Muhammed Parsa’nın bu hali de hayli ilginç görünüyor!.. Hatta Şeyh Radiyyüddin Ali Lala el-Gaznevi isimli bir sufi, Reten’le görüştüğünü ve bu sırada onun, peygamberden aldığı bir tarağı kendisine verdiğini söylemiştir! Zehebi bunların tamamen uydurma olduğunu; Reten’in, hakkında konuşulmaya bile değmez bir mecnun, bir yalancı, insan suretinde bir soytarı olduğunu; hatta hiç yaşamamış, mevzû hadislere kaynaklık etmek için uydurulmuş bir kişi olabileceğini ifade etmiştir. İbn-i Haceru’l-Askalanî Reten’in 340 hadis uydurduğunu söyleyerek bu mevzulardan 17’sine eserinde yer vermiştir. Sahabilik İddiasında Bulunan Reten-i Hindi Reten, eğer gerçekten yaşamış biri ise dünyanın en büyük yalancı ve sahtekarlarından biri kabul edilebilir. Zira hiçbir aslı ve esası olmadığı halde 700 yıl yaşadığını etrafına kabul ettirebilmiş. Peygamberimizin: “bugün yaşayanlardan hiçbiri yüz yıl sonra hayatta olmayacaktır.” Sahih hadisine rağmen yalanını sürdürebilmiş, olmadık hikayeler uydurarak, Nübüvvetin ilk zamanlarında gerçekleşen Şakku’l-Kamer mucizesine bile şahit olduğunu iddia etmiştir. Acaba döneminde birileri çıkıp da: “Sen bu kadar yalanı nasıl uydura biliyorsun? Niçin sahabelerden hiç kimse seni tanımamış ve senden bahsetmemiş? Niçin bu kadar hadis uydurduğun halde senden önceki bir hiç bir muhaddis senin hakkında tek kelime olsun konuşmamış?” demişler midir? Hoş, demişlerse bile Reten’in adamları ya onları öldürmüş, yahut köyden kovmuşlardır!.