Eğer ashaptan olan birisinin sahabi olduğu, Hz. Ebu Bekir hakkında olduğu gibi, Kur’an-ı Kerim’de belirtilmişse (Tövbe, 9/40) onun sahabi olduğunu inkar etmek, dinden çıkma sebebidir. Çünkü bu, Kur’an’ın bir ayetini inkardır. Kur’an-ı Kerim’de kendisi ile ilgili açık bir ifade bulunmayan bir sahabinin, sahabi olmadığını söylemek ise küfrü gerektirmese de Müslüman’a yakışan bir davranış değildir. Çünkü onlar İslam için canlarını ve mallarını feda etmişler, Cenab-ı Hakk’ın övgüsünü kazanmışlardır (Tevbe 9/100; Fetih 48/18, 29). Ashab-ı Kirama dil uzatmak, onlar hakkında edep dışı ifadeler kullanmak, sövmek, onları küfürle itham etmek büyük günahlardandır. Kafir olduğu açıkça ortaya çıkmamış bir kişinin, bazı söz ve davranışlarıyla küfre girdiğini söylemek doğru değildir. Hz. Peygamber (s.a.s.), “Ben Müslümanım” diyeni küfürle suçlamaktan sakınmayı emretmiştir. Bir hadiste “Kim bir insanı kafir diye çağırırsa yahut öyle olmadığı halde ey Allah düşmanı derse söylediği söz kendisine döner” (Buhari, Feraiz, 29; Müslim, İman, 27) buyrulmaktadır. Başka bir hadiste de şöyle denilmiştir: “Bir insan Müslüman, kardeşine ey kafir diye hitap ettiği zaman, ikisinden biri bu sözü üzerine almış olur. Şayet söylediği gibi ise küfür onda kalır, değilse söyleyene döner” (Buhari, Edeb, 73; Müslim, İman, 26). Hz. Peygamber (s.a.s.) ashapla ilgili olarak şöyle buyurmuştur: “Ashabıma sövmeyiniz. Canım elinde olan Allah’a yemin ederim ki, sizden biriniz Uhut dağı kadar altın sadaka olarak verse, ashabımın infak ettiği bir müd (küçük bir hacim ölçüsü) veya onun yarısı kadar bile sevap alamazsınız” (Ebu Davud, Sünne, 11; Tirmizi, Menakıb, 59). “Kim ashabıma söverse Allah’ın, meleklerin ve bütün insanların laneti onun üzerine olsun” (Taberani, el-Mucemu’l-kebir, XII, 142). Bir Müslümana sövmek veya onu küfre nispet etmek çok büyük bir günah olunca, Yüce Allah’ın ve Hz. Peygamber (s.a.s.)’in övdüğü, sövülmemesini emrettiği ashaptan birine küfretmenin günahı elbette çok daha büyük olacaktır.