Safâ ve Merve Tepeleri, bugünkü Zemzem Kuyusu’nun bulunduğu noktada susuzluktan bunalmış olan İsmâil -aleyhisselâm-’ın vâlidesi Hazret-i Hâcer’in telâş ve heyecan içerisinde su bulmak maksadıyla gidip geldiği iki mübârek tepedir. Bu sebeple Safâ ile Merve arasındaki gidiş ve geliş, insanın Cenâb-ı Hakk’a büyük bir huşû, hiçlik ve acziyet îtirâfı içerisinde ilticâ etmesi hikmetini taşımaktadır. Onun için, hac ibâdetinin esasları arasına sa’y adıyla ilâve olunmuştur. Cenâb-ı Hak, bu iki tepenin ehemmiyetini şöyle ifâde buyurur: اِنَّ الصَّفاَ وَالْمَرْوَةَ مِنْ شَعاَئِرِ اللهِ “Şüphesiz Safâ ile Merve, Allâh’ın nişânelerindendir…” (el-Bakara, 158) Mü’minlerin, Allâh’ın nişâneleri karşısında takınmaları gereken tavrı da yine Rabbimiz şöyle beyan buyurmaktadır: “…Her kim Allâh’ın nişânelerine tâzîm gösterirse, şüphesiz bu, kalblerin takvâsındandır.” (el-Hac, 32)