Sadakayı Başa Kakmamak Kısaca " Mallarını Allah Teâla yolunda harcayıp da arkasından başa kalkmayan, fakirlerin gönlünü kırmayan kimseler var ya, onların Allah katında has mükâfatları vardır. Onlar için korku yoktur, üzüntü de çekmeyeceklerdir." (Bakâra 2/262.) Mallarını Allah rızasını ve O'nun katında olan sevabı umarak Allah yolunda harcayan ve bunu yaparken de harcadıklarını başa kakıp eziyet ve kötülük yapmayanların alacakları sevap ve mükafat, Rab'leri katındadır. Onlar, kıyametin sıkıntılarından korkmaz, dünyada bıraktıklarına da üzülmezler. Âyet-i Kerimede, mallarını Allah'u Teâla yolunda harcayanların, Rab'leri katında kendilerine hazırlanan mükafatları alabilmeleri için iki husustan kaçınmaları gerektiği beyan edilmektedir. Bunlardan birisi yapılan iyiliği başa kakmaktır.Bu hususta Resûlü Ekrem Aleyhissalâtü Vesselam bir hadis-i şerifinde şöyle buyurmaktadır: "Üç kimse vardır ki kıyamet gününde Allah'u Teâla onlarla konuşmayacaktır. Bunlardan biri verdiği her şeyi başa kakan , diğeri yalan yeminle malını satan, üçüncüsü ise elbisesinin eteğini [kibir için] uzatandır." (Müslim, İman, 171, [nr. 106]; Ebû Davud, Libaâs, 25,[nr.4087].) Velilerden Dehhâk (k.s) diyor ki: " Kişinin, Malını harcayıp sonra da başa kakıp eziyet etmesindense hiç harcamaması daha eftaldir." "Bir tatlı söz, bir kusur bağışlama, peşinden incitme gelen maddî yardımdan (sadakadan) çok daha iyidir. Zira Cenab-ı Allah gaâni ve halimdir (sizin sadakalarınıza muhtaç değildir, çok müsamahalı olup cezayı çabuk vermez)." (Bakâra 2/263.) Kişi, müslüman kardeşi için dua etmesi suretiyle ona güzel bir söz söylemesi ve fakirin düşük halini örterek kusuruna bakmaması, Cenab-ı Hak katında, önce verilip sonra da verilen, kişiye eziyet edilen sadakadan daha hayırlıdır. Allah'u Teâla, insanların sadaka olarak verdiğiniz şeye ihtiyacı yoktur. O, yaptığı yardım sebebiyle eziyet edenlerin cezasını vermekte acele etmez. Çünkü O, yumuşak davranandır.
