Sabır ne anlama gelir?

Konusu 'İslami sözlük' forumundadır ve saadet tarafından 6 Ekim 2015 başlatılmıştır.

  1. saadet

    saadet Moderatör Admin

    Acıya her türlü meşakkat ve sıkıntıya katlanma, bunlara karşı mukavemet etme, aklın ve dinin gösterdiği yolda sebat etme, yasaklarına karşı da direnme anlamı taşır.

    Sabır kavramını sadece bir yönlü düşünmek yanlıştır. Sabır sadece bela ve musibet anında lazım olan bir şey değildir. Hastalıklarda, ibadette devam ve kararlılık, günahlara ve masiyetlere karşı direnme anlamlarını ifade eder.

    Sabır ruhun bir melekesidir, güzel bir huydur. Bu meleke olayın ve hadisenin ilk anında kendini tepki olarak ortaya çıkarır. Yoksa düşünerek zorlamayla ortaya çıkmaz. Tahammülü zor ve nefse ağır gelen şeylere katlanmak ancak sabır ile olur. Bir hakkı müdafaa ve muhafaza etmek için gösterilen sebat, sabretmekle mümkündür. Allah'ın emirlerini yerine getirmek, aklın ve dinin hoş görmediği ve nefsin meşrû olmayan istek ve arzularına mukavemet edebilmek, hayatta elde olmadan başa gelen ve insana büyük elem ve keder veren bela ve musîbetlere karşı koyabilmek ve bunların üstesinden gelebilmek için sabırlı olmak ve sabretmeye alışmak lazımdır.

    Bütün faziletlerin anası, hayatta muvaffak olmanın ve kemale ermenin sırrı bu güzel özelliktir. Her türlü rezaletin sebebi sabırsızlık veya gerektiği kadar sabır gösterememektir. Sabır her faziletin üstünde bir değer taşır. "Şüphesiz Allah Teâlâ sabredenlerle beraberdir" (el-Bakara, 2/153, 155).

    Sabrın çeşitleri nelerdir

    Sabır üçtür

    "Biri: Masiyetten kendini çekip, sabretmektir. Şu sabır takvadır; اِنَّ اللهَ مَعَ الْمُتَّقِينَ “Allah sabredenlerle beraberdir” sırrına mazhar eder.

    "İkincisi: Musibetlere karşı sabırdır ki, tevekkül ve teslimdir.

    اِنَّ اللهَ يُحِبُّ الْمُتَوَكِّلِينَ - وَاللهُ يُحِبُّ الصَّابِرِينَ

    Allah tevekkül edenleri sever - Allah sabredenleri sever -

    şerefine mazhar ediyor.Ve sabırsızlık ise Allah’tan şikâyeti tazammun eder. Ve ef’âlini tenkit ve rahmetini ittiham ve hikmetini beğenmemek çıkar."

    "Evet, musibetin darbesine karşı şekvâ suretiyle elbette âciz ve zayıf insan ağlar. Fakat şekvâ Ona olmalı; Ondan olmamalı. Hazret-i Yakup Aleyhisselâmın اِنَّمَاۤ اَشْكُوا بَثِّى وَحُزْنِى اِلَى اللهِ demesi gibi olmalı. Yani, musibeti Allah’a şekvâ etmeli; yoksa Allah’ı insanlara şekvâ eder gibi “Eyvah! Of!” deyip “Ben ne ettim ki bu başıma geldi?” diyerek âciz insanların rikkatini tahrik etmek zarardır, mânâsızdır."

    "Üçüncü sabır: İbadet üzerine sabırdır ki, şu sabır onu makam-ı mahbubiyete kadar çıkarıyor, en büyük makam olan ubûdiyet-i kâmile cânibine sevk ediyor."(23. mektub)
     
    Son düzenleyen: Moderatör: 6 Mayıs 2016