Ebu Hüreyre (r.anh) anlatıyor: "Efendimiz Hz. Muhammed Aleyhi salatu vesselam, buyurdular ki: "Cenab-ı Allah şöyle demiştir: "Ben kimin iki sevdiğini almışsam ve o da sevabını umarak sabretmiş ise, ona cennet dışında bir mükâfaat vermeye razı olmam." (Tirmizî, Zühd: 58) Abdullah İbnu Amr İbni'l-Âs (r.anh) anlatıyor: "Efendimiz Hz. Muhammed Aleyhi salatu vesselam buyurdular ki: "Mü'min kul, arz ahalisi içindeki has sevdiği evladı elinden alındığı zaman sabreder ve mükâfaat umarsa Allah o kulu için cennetten aşağı bir mükâfaata razı olmaz." (Nesâî, Cenâiz: 2) Üsâme İbnu Zeyd (r.anh) anlatıyor: "Efendimiz Hz. Muhammed Aleyhi salatu vesselam'ın kızı Zeyneb, babasına birisini göndererek "Oğlum ölmek üzere, son nefesini verirken yanında hazır ol" diye rica etti. Efendimiz Hz. Muhammed Aleyhi salatu vesselam, adamı geri çevirirken: [Selamımı söyle ve şunu hatırlat: Alan da Allah'tır, veren de Allah'tır. Her şeyin O'nun yanında muayyen bir eceli vardır. Sabretsin ve Allah'ın sabredenlere vereceği mükâfatı düşünsün!] (Buharî, Cenâiz: 33) Yahyâ İbnu Vessâb, Efendimiz Hz. Muhammed Aleyhi salatu vesselam'ın Ashabından bir yaşlıdan naklediyor: [ Resulullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: [ İnsanlara karışıp onların ezalarına katlanan müslüman, onlara karışmayıp, ezâlarına katlanmayandan hayırlıdır.] (Tirmizî, Kıyâmet: 56)
