RESÛLULLAH’A (s.a.v.) BİR ŞEY OLDU MU?

Konusu 'Kıssadan Hisse' forumundadır ve Lasey tarafından 28 Eylül 2018 başlatılmıştır.

  1. Lasey

    Lasey Admin

    RESÛLULLAH’A (s.a.v.) BİR ŞEY OLDU MU?

    Peygamber Efendimiz bir gün Erkam’ın (r.a.) evinde ilk Müslümanlarla birlikte oturuyordu. Başta, Hz. Ebu Bekir (r.a.) olmak üzere hepsi de İslam davasını müşriklere karşı açıklamak ve savunmak için Peygamberimizden (s.a.v.) izin istediler. Peygamberimiz (s.a.v.): “Ey Ebu Bekir! Biz henüz az kişiyiz, buna gücümüz yetmez!” dediyse de, Hz. Ebu Bekir (r.a.) ve arkadaşlarını kıramadı. Hep birlikte Mescid-i Haram’ın bir tarafına oturdular. O sırada müşrikler de orada toplu bir hâlde oturmuş bulunuyorlardı. Hz. Ebu Bekir (r.a.) ayağa kalkıp Allah’a ve Resulüne inanmanın gerekliliğini anlatmaya başlayınca müşrikler hep birden Hz. Ebu Bekir (r.a.) ve arkadaşlarına saldırmaya ve onlara zararvermeye başladılar. Hz. Ebu Bekir’i (r.a.) yere düşürüp fena hâlde dövdüler. Yüzü gözü kanlar içinde kalan Hz. Ebu Bekir’i (r.a.) müşriklerin elinden akrabaları kurtardı. Sonra da onu alıp evine götürdüler. Evinde istirahat eden Hz. Ebu Bekir (r.a.), bir türlü kendine gelemiyordu. Babası ve akrabaları onu konuşturmaya çalıştılarsa da başaramadılar. Aldığı ağır darbelerin etkisiyle ancak akşam saatlerinde kendine gelebildi. Kendine geldiğinde ilk sözü “Resûlullah (s.a.v.) ne yapıyor, ne hâldedir? Ona dil uzatıp hakaret etmişlerdi.” oldu. Annesi Ümmü-l Hayr ona “Ne yersin, ne içersin?” diye sorsa da Hz. Ebu Bekir’in (r.a.) ağzından tek bir cümle dökülüyordu: “Resûlullah (s.a.v.) ne yapıyor, ne hâldedir?”

    Annesi cevap verdi: “Vallahi, arkadaşın hakkında hiçbir bilgim yok.“ Hz. Ebu Bekir (r.a.) annesine “Hattab’ın kızı Ümmü Cemil’e (r.a.) git, Resûlullah’ı ondan sor.” dedi. Annesi kalkıp Ümmü Cemil’in (r.a.) yanına gitti ve “Ebu Bekir (r.a.), senden Abdullah’ın oğlu Muhammed’i (s.a.v.) soruyor?” dedi. Ümmü Cemil (r.a.): “Benim, ne Abdullah’ın oğlu Muhammed (s.a.v.) ne de Ebu Bekir (r.a.) hakkında bilgim var! İstersen seninle birlikte geleyim?” diyerek cevap verdi. Ümmü-l Hayr “Olur.” deyince, kalktılar ve Hz. Ebu Bekir’in (r.a.) yanına geldiler.Ümmü Cemil (r.a.), Hz. Ebu Bekir’i (r.a.) perişan hâlde görünce, çok üzüldü ve “Bunu sana reva gören bir kavim, zalimlerden başkası olamaz. Allah’tan dileğim, onlardan öcünüalmasıdır!” dedi. Hz. Ebu Bekir (r.a.) Ümmü Cemil’e (r.a.) merak içinde “Resûlullah (s.a.v.) ne yapıyor, ne hâldedir?” diye sordu. Ümmü Cemil (r.a.): “Burada annen var, işitir.” deyince Hz. Ebu Bekir (r.a.) “Annemden sana hiçbir kötülük gelmez.” diyerek cevap verdi. Ümmü Cemil’den (r.a.): “Resûlullah iyidir, selamettedir.” cevabını alan Hz. Ebu Bekir (r.a.) ona: “Peki şimdi nerededir?” diye sordu. Ümmü Cemil (r.a.): “Erkam’ın (r.a.) evindedir.” deyince Hz. Ebu Bekir (r.a.) şöyle dedi: “Allah’a (c.c.) andolsun ki, Resûlullah’a (s.a.v.) gitmedikçe ne bir yiyecek tadarım ne de bir içecek içerim!” dedi.
    Derken ortalık sakinleşti. Hz. Ebu Bekir (r.a.) annesi ve Ümmü Cemil’e (r.a.) dayanarak yavaş yavaş Resûlullah’ın (s.a.v.) yanına vardı, ona sarıldı ve hasret giderdi. (M. Asım Köksal, İslam Tarihi, “Mekke Dönemi”, s. 159-161.)