Ramazanda Açılan Kapılar

Konusu 'Oruç tutmak' forumundadır ve Beyza tarafından 15 Ekim 2013 başlatılmıştır.

  1. Beyza

    Beyza Moderatör

    Ramazanda açılan 7 kapı

    Cenâb-ı Hakk’ın hazineleri pek geniş olduğu gibi, bu hazinelere açılan kapıları da pek çoktur. Bu kapılar, mü’min münafık, şâkir kâfir kim olursa olsun girip o hazineden istediği kadar alması, çalması veya gasp etmesi için her zaman açık bırakılmış değildir. Kim aczini ve fakrını anlar, iman ve ibadetle çalarsa, bu kapılar onlara açılır.
    Ramazan ayında ise, bu kapıların pek çoğu hep açık tutulur. Açık kapıların başında da, Rahmet Kapısı gelir. Çünkü Ramazan Ayı’nın bir adı da Rahmet Ayı’dır. Bu ayda mü’minlerin üzerine sağanak sağanak rahmet yağar.
    Allah Resulü (asm) bir hadis-i şerifinde; “Ramazan geldiğinde rahmet kapıları açılır, cehennem kapıları kapanır ve şeytanlar bağlanır.” (Buhari ve Müslim) buyurmuşlardır.
    Zaten insanın en büyük iki düşmanı, nefis ve şeytan değil midir? Rahmet ayından dolayı Rabbimiz büyük şeytanları bağlıyor. Böylece insanları şeytanın şerrinden koruyor. Nefsi de açlıkla terbiye ederek etkisiz hale getiriyor. Bu ayda insanı bir nevî melekleştiriyor. Belki meleklerden de ileri bir dereceye ulaşıyor.
    İşte Ramazan, böyle rahmeti bol bir aydır. Onu sevinçle karşılayıp, lâyık olduğu şekilde ağırlayan ve güzelce uğurlayan bir insan, bu ayın rahmetinden en güzel şekilde istifade eden insandır. Onun için gelişi ruhları şenlendirir, gidişi kalpleri hüzünlendirir.
    Biz de Ramazan ayı boyunca her gün bu kapıların birisinden içeri adım atmak suretiyle Allah’ın sonsuz hazinelerinden istifade etmeye çalışacağız.
    Ramazanınız mübarek, ibadetleriniz makbul, duâlarınız kabul olsun inşaallah.

    2. KAPI MERHAMET KAPISI

    Merhamet, acıma, esirgeme ve kötülüklerden koruma duygusudur. İnsan sevdiklerine merhamet eder ve onları her türlü kötülükten korumaya çalışır. Anne ve babalarda evlâtlarına karşı yüksek bir merhamet duygusu vardır. Özellikle küçük çocuklara ve âciz durumda olanlara karşı daha büyük bir merhamet duygusu beslenir.
    Merhametlilerin en merhametlisi ise, Cenâb-ı Hak’tır. Dünyadaki bütün validelerin merhameti, O’nun (celle celâlühû) merhametinin bir cilvesinden ibarettir. Hiçbir kulunu Cehenneme atmak istemez. Ama kul kendi ihtiyar ve iradesi ile Cehennem yolunu seçer.
    Rabbimiz bir âyet-i kerimede, Yusuf Aleyhisselâm’a şöyle söyletir: “De ki; ‘Bugün size karşı kınama yok; Allah sizi mağfiretiyle bağışlar! O, merhamet edenlerin en merhametlisidir.’” (Yusuf Sûresi, 92)
    Hazret-i Ömer (as) Saadet Asrında şahit olduğu bir olayı anlatırken, bu hususta Efendimizin (asm) müjdesini bize de ulaştırıyor:
    Bir savaş sonrasıydı. Esirler arasında çocuğundan ayrı düşmüş bir kadın da vardı. Kadıncağız çocuğuna olan özlemini gidermek için gördüğü her çocuğu kucaklıyor, bağrına basıyor ve emziriyordu.
    Resûlullah sallallâhu aleyhi vesellem çevresindekilere:
    “Bu kadının kendi çocuğunu ateşe atacağına ihtimal veriyor musunuz?” diye sordu.
    “Hayır; asla atmaz” dediler.
    Bunun üzerine Resûlullah sallallâhu aleyhi vesellem: “İşte Allahu Teâlâ, kullarına bu kadının yavrusuna olan merhametinden daha fazla merhamet eder” buyurdular.. (Buhârî, Edeb 19, Müslim, Tevbe 22.)
    İşte Ramazan-ı Şerif boyunca sürekli açık tutulan kapılardan birisi de, merhamet kapısıdır. Oruç tutanlar o kapıdan içeri girmek suretiyle, Cenâb-ı Hakk’ın sonsuz merhametine nail olurlar.


    . KAPI NECAT KAPISI
    Nefis ve şeytan kalbini kuşatmış, dünyanın cazibedar fitneleri ruhunu işgal etmiş, sefahat ve gaflet gibi musîbetlere müptelâ olmuş bir insan, bir kurtuluş çaresi arar. Nefis ve şeytanın kuşatmasını yarıp, ruhunun işgalden kurtulmasını ister. Onun için de büyük güce, kuvvetli bir istinat noktasına ihtiyacı vardır. Çünkü kendi cüz’i ihtiyarı ve zayıf iradesi ile bu kadar düşmana karşı koymaya gücü yetmez. Ramazan-ı Şerif, âciz insanın önüne öyle bir necat kapısı açar ki, düşman ne kadar gaddar, kuşatma ne kadar sağlam, musîbet ne kadar büyük olursa olsun, o kapıdan içeri adım atan adam, hepsinden kolaylıkla kurtulur. Çünkü orada hakikî imanı elde etmek vardır. Hakikî imanı elde eden adam ise, kâinata meydan okuyabilir. Ramazan ayında tutulan oruç ve yapılan diğer ibadetler kalbe kuvvet, ruha yükseklik, gönle ferahlık verirken, insanı da her türlü sıkıntı ve kederden kurtarır.

    5. KAPI HACET KAPISI


    Ramazan-ı Şerif, âciz insanın nihayetsiz ihtiyacını hissederek, Gani-yi Mutlak olan Rabbine yöneldiği hacet kapısıdır. İnsan her türlü ihtiyacın yalnız buradan karşılanacağını anlar, aczini idrak eder, sonsuz kudret ve nimet sahibi olan Rabbine yönelir. Kalbi temiz, imanı kavî, yakarışı samimî olan hiçbir ihtiyaç sahibi bu kapıdan boş çevrilmez. Hacet kapısından ihtiramla giren, ihsanla çıkar.
    Bediüzzaman Hazretlerinin dediği gibi, duâ kulluğun özü olduğundan, insan hacet kapısında duâ ve niyazda bulunmakla, yaratılışının asıl gayesine uygun bir davranış göstermiş olur.
    “Hem insan, nihayetsiz acziyle nihayetsiz beliyyâta maruz ve hadsiz âdânın hücumuna müptelâ; ve nihayetsiz fakrıyla beraber nihayetsiz hâcâta giriftar ve nihayetsiz metâlibe muhtaç olduğundan, vazife-i asliye-i fıtriyesi, imandan sonra, duâdır. Duâ ise esas-ı ubudiyettir.” (Yirmi Üçüncü Söz)
    Bir kapı ki, bir tek orada necat
    O dururken başkasına ne hacet?
    __________________





    6. KAPI BEREKET KAPISI

    Bir çiftçinin en büyük emeli ve isteği, tarlasından daha fazla ürün elde etmektir. Bunun için gece gündüz çalışır. Hasat zamanı geldiğinde ise, bu çalışmasının karşılığını almak ister. Tarlasında bire on ürün aldığı zaman sevinir. Bazen de rahmet bol yağar, bire yirmi alır. O zaman sevinci ikiye katlanır.
    Dünya da ahiretin bir tarlasıdır. İnsan burada ektiği sevap tohumlarının semeresini ahiret âleminde hasat edecektir. Ahiret tarlasının verimi, her zaman aynı olmaz. Bazı zaman dilimlerinde bir sevap on semere verirken, bazı zamanlarda bire yüz, bazen de bire bin verdiği olur. Ramazan ayında ise, bu artış on bine, Kadir Gecesinde ise otuz bine kadar çıkar. Yani bir güzel amel işleyen insan, bunun otuz bin katı bir sevapla karşılık görür.
    Meselâ, Kadir Gecesinde Kur’ân okuyan bir mü’min, okuduğu her harf için otuz bin sevap kazanabilir. Yani Rabbimiz o gecede kulunun bir amelini otuz bine çıkarır. Böylece bir gecelik ömür, seksen yıllık bir ömür kazandırabilir.
    Ramazan, amellerin kesreti ile sevapları bereketlendirir.
    İktisat ve şükürler rızkı bereketlendirir.
    Bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesiyle ömrü bereketlendirir.
    Bu kadar bereketli bir kapı açılmış bizleri beklerken, o kapıdan içeri girmeyenlerin kaybettikleri bu hadde hesaba gelmeyen kazançların yerini hangi dünya malı doldurur acaba?
    __________________




    7. KAPI LEZZET KAPISI

    “Hakikî zevk ve elemsiz lezzet ve kedersiz sevinç ve hayattaki saadet, yalnız iman dairesinde bulunur.” (Sözler, s. 244)

    Her insan hayattan lezzet almak, mutlu olmak, huzur içinde yaşamak ister. Ama hayat dikensiz bir gül bahçesi değildir. Zevkler kadar elemleri, lezzetler kadar da kederleri vardır. Bazen de lezzetler çok az, elemler çok fazla yer tutabilir. Bu durum insanın imanındaki tevekkül ve teslimiyetinin derecesine, hayata bakış açısına ve hayat tarzına göre değişir.
    Halbuki insana hayat vererek dünyaya gönderen ve ona belli bir ömür tayin eden Cenâb-ı Hak, kullarının hayatta mutlu ve mesut olmasını ister. Bunun yanı sıra, hayatı tekemmül ettirmek, ebedî saadetin yollarını açmak için de bir takım imtihanlara tâbi tutar. İşte insan, bu dünyadaki bazı elem ve keder verici olayları, başına gelen sıkıntı ve musibetlerin birer imtihan olduğunu bilerek sabır ve şükürle karşılarsa, sonuna ebedî lezzetlere kavuşur.
    __________________