Ramazan-ı şerife Hürmetin karşılığı

Konusu 'Oruç tutmak' forumundadır ve Lasey tarafından 10 Haziran 2016 başlatılmıştır.

  1. Lasey

    Lasey Admin

    Ramazan-ı şerife Hürmetin karşılığı

    Herhangi bir özür ile oruç tutamıyanların, bu aya hürmet etmesi, oruç tutamadıkları günler, gizli yemeleri lazımdır. Bu aya hürmetsizlik çok tehlikelidir.

    Ramazan-ı şerifte umûmi yerlerde, müslümanların karşısında, oruç yiyenlerin ve oruç tutanları aldatarak, oruç tutturmıyanların imanı gider.

    Ramazan günlerinde lokanta, gazino, büfe gibi yiyip içme yerlerini işletmek günahtır. Bunların, oruç yiyenlerden kazandıkları, helal ise de, habistir, zararlıdır. Buralarını iftardan sonra açmalıdır.

    Oruca hürmet çok önemlidir. Eskiden bugünkü gibi değildi. Gayri müslimler bile müslümanların orucuna hürmet ederdi. Açıkta yemezlerdi. Yine böyle bir Ramazanda, gayr-i müslim bir kimse, evine geldiğinde, çocuğunu evin önünde açıktan yemek yediğini gördü. Hemen oğlunu azarlayıp,

    - Evladım bilmiyor musun, bugün müslümanların oruç tutma günü. Nasıl böyle onların gözü önünde açıktan karnını doyuruyorsun. Çabuk gir içeri. Bir daha böyle açıktan yediğini görmiyeyim, dedi.

    Aradan bir zaman geçtikten sonra, bu kimse vefat etti. Bu kimseyi, müslüman komşusu rü'yada gördü. Kendisini çok güzel yerlerde, rahat bir şekilde görünce merak edip kendisine sordu:

    - Senin bu bulunduğun yer neresidir?

    - Cennettir.

    - Peki dünyada iken, İslam dinine sen inanmazdın, nasıl oldu da Cennete girdin?

    - Doğru, son zamanlarıma kadar müslüman değildim. Fakat, vefatıma yakın, iman edip, müslüman oldum.

    - Bu nasıl oldu?

    - Bu büyük ni'mete kavuşmama sebep şu: Birgün Ramazanda çocuğumu açıkta yemek yediği için azarlayıp, oruca hürmet etmesini istemiştim. Cenab-ı Hakkın, beni bu hürmet sebebiyle ahir ömrümde, iman ile şereflendirdiği bildirildi. Gördüğün gibi Cennette rahat içindeyim.



    Fırsatı kaçırmamalı

    Bu ayı, ahıreti kazanmak için fırsat bilip, elden geldiği kadar ibadet etmeli, Allahü tealanın razı olduğu işleri yapmalıdır.

    Allahü tealanın gadabına sebep olabilecek bütün kötülüklerden, haramlardan sakınmak, iman, ibadet bilgilerini, haramları öğrenmek, kul haklarından sakınmak, varsa helalleşmek, günahlardan tevbe etmek lazımdır.

    Herşeyden önce, i'tikadı düzeltmelidir. Ehl-i sünnet alimlerinin bildirdiği i'tikadı öğrenmek ve buna göre inanmak lazımdır. İ'tikad düzgün olmazsa, tutulan oruçların, yapılan diğer ibadetlerin, bir faidesi olmaz.

    Çünkü, i'tikadı bozuk olanların, muhakkak Cehenneme gidecekleri hadis-i şerifte bildirilmiştir. Bunun için, Ehl-i sünnet alimlerinin yazdığı ilmihal kitaplarını alıp okumalı, doğru imanı öğrenmeli ibadetleri yapmalı, haramlardan sakınmalıdır.

    Allahü teala, şartlarına uygun yapılan tevbeleri kabûl edeceğini va'detmiştir. Böyle mübarek günleri, ayları fırsat bilip, çok çok tevbe istigfar etmeli, affedilmek için, cenab-ı Hakka yalvarmalıdır.

    Sonra ibadetleri, haram ve helal olanları öğrenmeli ve bunlara göre ibadet yapmaya çalışmalıdır. Kıymetli zamanlarda bu bilgileri okumak, öğrenmek, nafile namazdan ve diğer bütün nafile ibadetlerden çok kıymetlidir.

    Herhangi bir özür ile Ramazanda oruç tutamıyanlar, Ramazandan hemen sonra, kazasını tutmalıdır. Kaza namazı borcu olanların, kaza orucu olanların nafile ibadetlerle meşgûl olması, boşuna zahmet çekmektir. Önce farz borçları yerine getirmeli, ödemelidir.

    Ancak farz borçlardan kurtulduktan sonra, nafile olarak yapılan ibadetlerin bir faidesi olur. Bu, oruçta olduğu gibi namazda ve diğer ibadetlerde de böyledir.

    Önce farz borçları ödemeli sonra nafile ile meşgul olmalıdır.