Ramazan Ayında Verilen Sadakanın Önemi

Konusu 'Oruç tutmak' forumundadır ve Adile tarafından 29 Haziran 2014 başlatılmıştır.

  1. Adile

    Adile Admin

    Ramazanda verilen sadaka

    Her amelin Ramazanda kazandığı manevi ivme gibi sadaka da bu ayda rahmetin coşması vesilesiyle daha faziletlidîr. İnsan sadaka konusunda her fırsatı değerlendirmeli, yani sadaka vermek içîn zengin olmayı beklememeli ve elindeki imkanları değerlendirerek azda olsa muhakkak sadaka vermeli. Çünkü Allah katında ihlasla yapılan hayrın azı çok kabul edilir. Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v) bir hadisi
    şeriflerinde şöyle buyurmuşlardır: "Yarım hurma ile de olsa kendinizi ateşten koruyun." Kur'an'ın ifadesiyle "Allah ribayı azaltır sadakayı artırır." Hele bir de bu helal kazançtan ve kazancın iyisinden
    yapılmış olursa onun ziyadeleştirilmesi ile Cenab-ı Allah'ı ilgilenerek "bir hurma tanesini Uhud Dağı kadar" yapacaktır.

    Bir başka hadiste Allah Rasulü (s.a.v) "Bir dirhem, yüz bin dirhemi geçmiştir." buyurunca bunu duyanlardan birisi hayretle "Ya Resulallah, bu nasıl olur? diye sordu. Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v) bunun üzerine "Çok malı bulunan bir adam, malının bir kenarından yüz bin dirhemi sadaka verir.
    Bir adam da ancak iki dirhemi bulunur o da bunlardan birisini verir."der. Yani bu bir dirhem çok malın bir parçası olan yüz bin dirhemden daha çok olur.

    Sadakada evla olan husus

    Sadaka verilecekse şayet veren kimse ihtiyaç içinde olmamalı ya da ne kendisi ne de ailesini "muhtaç" duruma düşürecek kadar her şeyini tasadduk etmemelidir. Çünkü bu hususta asıl olan kişinin kendisine ve
    bakmakla yükümlü olduğu kimselere yetecek kadarından artanı sadaka olarak vermesidir. Çünkü Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v) en iyi sadaka hususunda "Sadakanın en hayırlısı zengin olunduğunda verilendir." buyurmuşlardır. Yine bir başka hadiste de "Kişinin bakmakla yükümlü olduklarına bakmaması günah olarak yeter." buyurarak her halükârda önce aileye dikkati nazarı çekerek onların ihmal edilmemeleri gerektiğini hatırlatmıştır. Çünkü insan kendi aile efradının nafakasından "öncelikle" sorumludur. Zira aileye bakmak işin "farz" derecesindedir ve o asla ihmale gelmez.

    Bu konuda Fahri Kainat Efendimiz (s.a.v)'le bir adam arasında cereyan eden şu hadise
    konuyu ifade açısından oldukça manidardır. "Elinde yumurta büyüklüğünde bir altınla Allah Resulü'ne gelen adam "Ya Resulallah şunu tasadduk ediyorum, bundan başka bir şeyim de bulunmuyor." demiş. Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v) yüzünü çevirmiş, bu durum üç kez tekrar edince Allah Resulü altını alarak adama fırlatmış ve sonra da "Biriniz bütün sahip olduğu servetini getirip 'Bunu sadaka olarak veriyorum' diyor sonra da oturup avuç açıyor. Sadakanın hayırlısı zenginlikten sonrakidir."
    buyurmuşlardır.