Rahmet Peygamberi Hz. Muhammed (a.s) Muhammed Zeki Ceylan Hz. MUHAMMED SAV "Andolsun, size kendi içinizden öyle bir peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya düşmeniz ona çok ağır gelir. O, size çok düşkün, mü’minlere karşı da çok şefkatli ve merhametlidir" TEVBE – 128 Rabbimiz c.c "Habibim kuşluk vaktine yemin ederim. Gecenin sakin vaktine yemin ederim. Ben seni seçtim seceli terk etmedim.sevdim seveli sana kızmadım. Elbette ağiret sana dünyadan daha hayırlıdır.sana öyle nimetler verecemki; yeter ya Rabbi dedirtene kadar verecem.’’ - Ya Rabbi sen yeter dedirtene kadar verecen öylemi. - Evet verecem habibim. - Bende bir ümmetim Cehennemde oldukca hepsını çıkarana kadar yeter demiyyecem. O'nda öyle bir sevgi ve şefkat vardır ki, doğduğu zaman "Ümmeti, ümmeti"[ demiş ve her nebinin, her velinin "Nefsi, nefsi" diyeceği yerde o yine "Ümmeti, ümmeti" diyecektir... Efendimiz a.s "Benim misâlim ile sizin misâliniz, büyük bir ateş yakan kimsenin misâli gibidir. (Ateş etrafı aydınlatınca,) çekirgeler ve kelebekler, ateşe düşmeye başlayınca o kimse, bu hayvanların ateşe düşmelerine engel olmaya çalışıyor, ben sizin kuşağınızdan tutmuş ateşe düşmenize engel olmaya çalışıyorum. Siz ise, elimden kurtulup kendinizi ateşin içine atıyorsunuz.” (Müslim, hadis no: 2285 ) (Ey Muhammed!) Seni ancak alemlere rahmet olarak gönderdik. ENBİYÂ – 107 Öyle bir rahmetki tüm Dünyayla beraber özellikle kadınlara, kız çocuklarına ve mazlumlara rahmet olarak gönderildi. Efendimiz a.s yaşamı boyunca güçsüzlerin ve korumasız kalmışların koruyucusu olmuştur. Yaşadığı dönemde en çok kadınlar, köleler ve korumasız kalmış öksüz ve yetimler ezilmekteydi. Hz. Muhammed (a.s) onların durumlarını iyileştirmeye yönelik çeşitli önlemler almıştır. Kadınlar konusunda Efendimiz a.s şöyle demiştir: “Ey insanlar! Kadınların haklarını gözetmenizi ve onlara haksızlık etme konusunda Allah’tan korkmanızı tavsiye ederim.” Bir çocuğun ağlaması Peygamberimizi çok etkilerdi. Bir defasında şöyle demişti: “Ben namazı uzun tutmak isterim, fakat geriden bir çocuğun ağlamasını duyunca, annesine güçlük çıkarmamak için namazı kısa keserim.” Ne diyordu Hatice annemiz; Efendimiz a.s hitaben: "Allah, seni asla mahcup etmez. Çünkü sen sözüne güvenilir bir adamsın. Çünkü sen akrabalık bağlarını gözetirsin. Çünkü sen kimsesizleri korursun. Çünkü sen konukseversin. Çünkü sen haklının hakkını almasına yardım edersin." 10 yıl mekkede bu iş olmadı. Çalmadık kapı bırakmadı. Kazandığı insan sayısı sadece 250 Abdullah ibni mesut rivayet ediyor. Efendimiz a.s kabenın yanında namaz kılıyor . bizde birkaç zayıf müslüman bir kenarda beklıyorduk. Ebu cehil ve birkaç adamı efendimiz hakında konuşuyor . ebu cehil filan adam deve kesti onun işkenbesini kim getirecek o nun sırtına ve başına bırakabilir. Ukbe ibni ebu muaid ben dedi. Yanına aldı bir kaç adamı ile dolu işkenbeyi getirdi hz. Resulullah a.s secdede sirtına koydu. Biz mudahale edemedik . Biri hz. Fatımaya haber vermiş. 10 yaşındadır hz. Fatıma geldi babasını o halde görünce bir feryat getırdı. İteklıye iteklıye babasının sırtında işkenbeyı aşağıya attı . hz. Resulullah a.s namazı bitirdi. Sarıldı kızına kızı ağlıyor. Diyordu ki "Üzülme kızım Allah c.c babanı zayı etmiyecek.’’ Yanina alacak zeyd bin hariseyi gidecek tayife gidecek abdi kulalın evine uzaktan akrabadır efendimize yillar sonra Aişe anamız soracak bir soru bizim öyle haberimiz olacak. - Ya resulullah a.s hayatında uhudan sonra en şidetli gün hangisiydi. Bir ah çekecek Aişe anamız bile pişman olacak. O soruyu sorduğuna tayıfı anlatacak Abdi kulalın evinde 3 oğlu var.(abdi yağlel, Habib, mesut) o dini anlatıyor kabul etmiyorlar alay ediyorlar. Öyle laflar söyluyorlarki efendimiz o lafların her birisiyle yüreginden hancerleniyor Efendimiz cıkıyor dişarıya niye taşladıklarını bilmiyen insanların ve çocukların taşlaının hedefi oluyor. Kan revan içinde kendini atıyor ninovali atlasın üzüm bahçesine. Orada o ızdırabını biraz teskin edeiyor. Öyle bir şevkat ve merhamet ki, kendisini taşlayan ve vücudunu kan revan halde bırakanlara Allah c.c bir Melek gönderecek "Müsaade et de şu dağı onların başına geçireyim!" diyor; fakat O: "Kıyamete kadar onların zürriyetinden bir fert ümmetime dahil olacaksa, hayır istemem." karşılığını veriyor Yine harp meydanında dişi kırılıp yüzüne miğferinin bir parçası saplandığı ve yüzünden dökülen kan yere düşeceği esnada, hemen ellerini kaldırarak Allah’dan c.c bir azap gelmeden "Allah'ım kavmime hidayet et, çünkü onlar (beni) bilmiyorlar" Olmuyor hiç demedi efendimiz. - Hade Ebubekir minaya hac için, ticaret için gelen çadırlara gidelim. Variyorlar çadırlara büyük bir umutla çadırlara Beni şeybenin çadırı efendimiz buyuruyor. -Bu insanlar ikramı severler. Misafırliği severler.bizim sözüzümüzü dinlerler. Çıkıyor gözlerinde yaş. Benu hanıfeye gidiyor olmuyor. Benu kelbe gidiyor olmuyor. Amir bin sasaya ayıt iki ayrı cadıra gidiyor………. Ümütler bitecek takatler tükenecek. Artik dönüş yolundalar. Artik sonudur gecenin. Akabe denilen yerde ufak bir cadır vardır. Hz. Ebubekir r.a - Gel burayada gidelim ya Resullelah a.s Esad ibni zurare ve 5 arkadaşi iman ediyorlar. Efendimiz a.s çıkıyor çadırdan Oldu diyor Ebubekir şimdi oldu, Kendisi değilde bizim için seviniyordu. Hiçbir zorluğu düşünmüyor nasıl bir kişi daha imanla şereflendiririm derdi, tasası içinde idi.hicretin 2. Yılında abdullah ibni çaş r.a seriyesınde tutuklanarak medineye getırılen ebu cehilin babası hişam ibni muğirenin azatlı olan kölesi hakem ibni kays’ı mescidi nebevide bir yere yerleştırdi her gün gidecek ona islamıyetı anlatacak. Amma o efendimize a.s her defasında hakaret edecek. Buna şahıt olan hz. Ömer kılcını çekecek - Ey allah’ın resulu a.s kanı beş kuruş etmiyen bu adamıbana bırakbunun anladığı dilden konuşayım. Efendimiz a.s - Ya ömer cehenneme adam göndermek kolay maharet cennete adam göndermekte . Evet ey Allah’ın habibi Efendimiz a.s o mahareti Allah c.c sana vermişti. Sen bizi burda unutmadın bütün peyganberler senin ümmetin olmak için Allah’a( c.c) dua edecek Allah c.c yanlızca hz. İsa a.s duasını kabul edecekti. Sen "kardeşlerimi çok özledim’’ diyordun. Allah c.c Senin kardeşlerım dediğın ümmetinde bizleri daim kilsın. Cennetede bizleri senden ayırmasın. Ümmetinin ona olan sevgisi Yamalıklı elbıseler içerisinde dünyadan göçüp giden ihtiyar bir kadını Allah Resulu a.s 18 yaşında bir kızı sever gibi sevmişti. Son anlarında yanına oturmuş ellerinden tutmuş - Haticem benimle evlenirken dünyalar dolusu malın vardı. Ebu cehil hz. Hatıceye r.a defalarca evlenme teklıf etmiş senin malın benimde siyasetım bir araya gelıse bizi kimse yıkamaz diyecek. Hz. Hatice hayır diyecek ben hayatımı cocuklarıma adadım. Gel görki hz. Hatice r.anh. hz. Resulullaha aşık olacak bütün zamanlarda evlılık teklıfi erkeklerden geldiği halde bu sefer teklif kadından gelecek Hz. Hatice annemız - Benimle evlenir misin diyecek ya Muhammed a.s Evlenecekler zenginler amma hz. Hatice r.anh. Allah ve resulu için her şeyini feda edecek.vefat ederken çadırı andıran bir yerde yamalı elbiseler içinde vefat edecek. Mushab bin ümer r.a bütün varlığını ve ihtışamlı zengınlığını birakacak. Allah Resulu a.s bir gün karşıda yamalı bir cübbe ile onun geldiğini görünce mübarek gözlerinden yaş akacak ‘’ şu adama iyi bakın ki annesi dünya namına ona her şeyi vermişken O Allah ve Resulu için terketti’’ Ümmetinin ona olan sevigisi “Canım sana kurban olsun, anam babam sana feda olsun ya Rasulallah!” bu öyle bir sevgiydi ki. Bu sevgi efendimize zarar gelmesin diye canlarını bile ortaya koyacak kadar büyük bir sevgiydi. Uhud savaşında Efendimiz’e ( a.s) atılan oka karşı Hz. Talha r.a elini tutacak, ona duyulan aşkın ve muhabbet ile dolu bir kalbin, belki bazen dille anlatılamıyan bir sevginin fiili olarak gösterilme halıydı bu. Hz. Ali r.a., “Allah Rasulü’nü ne kadar seviyordunuz?” diye sorulunca şu cevabı vermiştir: “Rasulullah a.s bizlere mallarımızdan, çocuklarımızdan, anne ve babamızdan, susuzken ele geçirdiğimiz soğuk sudan daha sevgili idi.” Hz. Hubeyb bin adiy yakalanacak iğdam sehpasında müşriklerin “Sen akrabalarının arasında sağ ve salim olup da, Muhammed’in (a.s) şimdi senin yerinde olmasını arzu eder miydin?” sorusuna Hz. Hubeyb r.a ‘’ Allah’a (c.c) yemin ederimki. Hz. Muhammed’ın (a.s) ayağına bir diken batmaktansa, evimden, hayatımdan, çoluk çocuğumdan olmaya razıyım’’ diyecekti. Fedakarlığın, sevginin , muhabbetin ulaştığı son noktaydi. Hz. Hubeyb’e (r.a) yapılan teklifin aynısı Zeyd b. Desinne r.a yapılacak amma cevap aynıdır. Ebu süfyan bu durum karşısında hayret edecek ‘’ben, insanlar arasında ashabının Muhammed’i (a.s) sevdiği kadar hiç kimsenin , hiç kimseyi sevdiğini şimdiye kadar görmedim’’ diyecek. Allah c.c bizi bu muhabbet ve sevgide daim kılsın. Cennetede sana komşu olmayı nasıp etsın. Amin! M.Zeki Ceylan:muhammedzekiceylan@hotmail.com