Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

Konusu 'Kuran-ı Kerim ayetleri' forumundadır ve Abdullah tarafından 22 Haziran 2012 başlatılmıştır.

  1. Abdullah

    Abdullah Süper Moderatör Süper Moderatör Admin Kayıtlı Üye

    Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
    Allah cc nimetleri


    Bizim imtihanımız kıyamet kopana kadar, ruhlarımız bedenlerimizden ayrılana kadar sürecek. Ondan sonra hesap gününe doğru yol alacacığız. Fani dünya bizim hoşumuza gidebilecek bütün güzelliklerle donatıldı.

    Ağaçlar filizlenip büyüdüğünde dallarından göğe doğru baş kaldıran yapraklarının arasından meyve vermek üzere hizmetimize sunuldu. Yağmur o ağaçların büyüyüp serpilmesi için damla damla bulutlardan dünyaya süzüldü.

    O, sizin için yeryüzünü bir döşek, gökyüzünü bir bina kıldı. Ve gökten yağmur indirerek bununla sizin için (çeşitli) ürünlerden rızık çıkardı.

    (Bakara Suresi, 22)

    Güneşin doğuşunda ve batışında oluşan o eşi ve benzeri olmayan mükemmellikte manzarayı izlemek için hangimiz saatlerce beklemedik ki?

    Sabahın köründe kalkıp o anın büyüsünü hissetmek için güneşin doğuşuna diktik hep gözlerimizi. Ve batışındaki görkemi yaşamak için bekledik sabırla güneşin batışını. Gününü ve saatini hiç şaşmadı güneş doğup batarken Allah’ın lutrunu her sabah ve akşam aynı düzen ve nizam ile güneşin doğuşunda ve batışında görebiliriz. Tefekkür ettik mi bilmiyorum fakat geceyi de, gündüzü de yaratan Allah onu da hizmetimize sundu.

    O sabahı yarıp çıkarandır. Geceyi bir sükûn (dinlenme), güneş ve ayı bir hesap (ile) kıldı. Bu, üstün ve güçlü olan, bilen Allah’ın takdiridir.

    (Enam Suresi, 96)

    Rüzgâr, görmeden sevilen ve hissedilen şey…

    Yolda yürürken bile yüzünüze küçük bir dokunuşuyla hissedersiniz rüzgârın varlığını. Gözle göremezsiniz fakat hissedersiniz. Gözle görmediğimiz hiç bir şeye inanmayız diyenlerin bile inandığı şeydir o! Allah’ı da gözle göremiyor ondan dolayı bazıları inanmıyordu!

    Varlığını hissettiğimiz rüzgârı “Rahmetinin önünde rüzgârları bir müjde olarak gönderen O´dur.”

    (Araf Suresi, 57)

    Daha saymakla bitiremeyeceğimiz nice nimet var. Ayaklarımızın altına serilmiş, insanoğlunun hizmetine sunulmuş. İmtihan bu ya birde nefsimiz var dünyaya eğilimi çok olan, bizi çoğu zaman zorlayan. Dünya nimetlerini elimizin tersiyle iterken kafamızın içerisini “bir daha mı geleceğiz dünyaya ne yaparsak, ne yaşarsak yanımıza kârdır” cümlesidir içimizi istila etmeye çalışan.

    Nefis bu cümleyi dünyanın aldatıcılığı ile kurarken iman etmişliğimle, Allah’a olan inancımın birleşimiyle şimşek gibi çakıyor yüreğim ve sen diyor ey nefsi!

    Sen sus!

    Bu kez o cümleyi biraz değiştirip tekrarlıyor kalbim bir hışımla “bir daha mı geleceğiz dünyaya Allah için ne yaparsak yanımıza kârdır.”

    İşte bu bakış açısının Allah’a adanmışlığın ortaya çıkışı. Ayaklarımın altına serilen nimetleri nefsime zulmetmeden onun (c.c) kuralları çerçevesinde kullanışımın lisanı.

    Sırtı hakka dönene şaşarım!

    Hem onun nimetlerini kullanıp rüzgârın varlığına inanan insanların Allah’ın varlığına inanmayışını ayıplarım. Tüm bu nimetlerin yaratıcısıdır şükrü, tefekkürü en çok hak eden.

    Şimdi söyleyin kardeşlerim:

    Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

    (Rahman , 30)

    Selma Ülger