Peygamberlerin Her Birinde Bulunması Gereken Nitelikler Nelerdir? 1.Doğru Olmak: Peygamberler doğru sözlü ve dürüst insanlardır. Gerek peygamberlikten önce, gerekse peygamberlikten sonra söz ve davranışlarında doğruluğu ilke edinmişlerdir. Onlar, sözlerinde, yaptıkları iş ve davranışlarında doğrudurlar. Onlarda hile, yalan, iftira, insanları aldatma, iki yüzlülük gibi kötü huyların hiçbiri bulunmaz. Kur’an’da peygamberlerin doğru ve dürüst olduklarını belirten ayetler vardır. “Kitapta(Kur’an’da) İbrahim’i an. Şüphesiz ki o,sıdık(özü-sözü doğru) bir peygamberdi.” (Meryem suresi, 41) Peygamberlerin Doğru Olması Niçin Önemlidir? Peygamberler Allah’ın öğütlerini, buyruklarını insanlara bildirmekle görevli kimselerdir. Bu görevi yerine getirecek kişinin öncelikle doğru ve dürüst olması gerekir. Eğer doğru ve dürüst olmasalardı, inandırıcı olamazlardı. Bu nedenle kimse onlara kulak vermez, kendilerine inanmazdı 2.Güvenilir Olmak: Güvenilir Olmak (Emanet)Ne Demektir? Emanet sözcük olarak kendisine bırakılan bir şeyi veya kendisine verilen bir görevi ihanet etmemektir. Emanet: Peygamberler kutsal görevlerini yerine getirme konusunda ve diğer konularda güvenilir olmalarıdır. Bütün Peygamberler Emin, Güvenilir Ve Dürüst İnsanlardır. Bütün peygamberler emin, güvenilir ve dürüst insanlardır. Onlar bunu söz ve davranışlarıyla ortaya koymuşlardır. Allah Kur’an’da peygamberlerin güvenilir insanlardan seçildiğini şöyle belirtmektedir: “Size Rabbimin vahyettiklerini bildiriyorum. Ben sizin için güvenilir bir öğütçüyüm” (A’raf, 68) Hz. Muhammed’in Güvenilirliği Peygamberler sağlam kişilikli, güvenilir insanlardır. Onlar sadece peygamberlik döneminde değil, kendilerine bu görev verilmeden önce de bu özellikleri ile tanınırlar. Bunun en güzel örneği kuşkusuz Peygamberimiz Hz. Muhammed’dir. O, içinde yaşadığı toplumun en güvenilir kişisi idi. O, her bakımdan kendisine güvenilen bir kimseydi. Dürüstlükten ayrıldığı, şaka bile olsa yalan söylediği hiç görülmemiştir. Bu yüzden ona henüz peygamber olmadan “Muhammed’ül emin”(Güvenilir Muhammed) denilmiştir. Kâbe hakemliğinde herkesi memnun edecek bir çözüm bularak muhtemel bir iç kavgayı önlemiş olması, haksızlık ve zulme engel olmak gayesiyle oluşturulan “Hılfulfudul”(Erdemliler anlaşması) cemiyetine aktif bir üye olarak katılması, peygamberlikten önce de “emin” sıfatını taşıdığını göstermektedir. Nitekim peygamberliğini açıkladığı zaman iman etmeyenler bile ona yalancı, yalan söylüyor diyememişlerdir. En yakın akrabalarını Safa tepesine toplayıp onları İslâm’a davet ettiği zaman “Size dağın arkasında düşman atlarının bulunduğunu söylesem, buna inanır mısınız? Dediği zaman, “ hepimiz inanırız, çünkü sen yalan söylemezsin” diye cevap vermişlerdir. Uzak yerlere giden kimseler kıymetli eşyalarını Hz. Muhammed’e teslim ederlerdi. Hz. Muhammed bu emanetlere asla ihanet etmez ve sahiplerine sağlam bir şekilde iade ederdi. O, emanetlere en zor anda bile hainlik yapmamıştır. Bilindiği gibi, Medine’ye hicret edeceği gece müşrikler, öldürmek amacıyla onun evini kuşatmışlardı. Evini terk etmeden önce, yanında bulunan emanetleri Hz. Ali’ye teslim etmiş, ertesi gün de sahiplerine vermesini istemiştir 3.Akıllı Ve Zeki Olmak · Peygamberler akıllı ve zeki insanlardır Peygamberler üstün bir akıl ve zekâya, kuvvetli bir hafızaya ve yüksek bir ikna gücüne sahip insanlardır. Bu sayede Allah’ın gönderdiği vahiyleri en doğru şekilde anlar ve en iyi biçimde insanlara aktarırlar. Sorunlara uygun çözümler getirirler. Konu ile ilgili olarak Yüce Allah Kur’an’da şöyle buyurmaktadır: “(Hepside) güçlü bir iradeye ve keskin bir kavrayış yeteneğine sahip olan İbrahim, İshak ve Yakub’u hatırla” (Sa’d suresi, 45) · Peygamberlerin elçilik görevini yerine getirmede akıllı ve zeki olmalarının önemi nedir? Peygamberlik büyük sorumluluk gerektiren bir görevdir. İşte Allah, peygamberlerin vahyi en iyi bir şekilde aktarmaları, sorumluluklarını yerine getirebilmeleri için onlara akıl, zekâ, doğru kavrama yeteneği vermiştir. Bu bakımdan peygamberler son derece akıllı ve zeki, ileriyi görebilen, dengeli ve ölçülü kişilerdir. Bu özellikleriyle Allah’tan aldıkları mesajları insanlara ulaştırma görevini başarıyla yapabilmişlerdir. 4.Günah İşlemekten Kaçınmak: Günah; Dince suç sayılan iş ve davranışlara denir. Dinimize göre yaptığımız her kötü davranışın bir karşılığı vardır. Dinimizin yapılmasını yasakladığı şeylerin yapılması durumunda günah işlenmiş olur. Yalan söylemek, iftira etmek, hırsızlık yapmak, dedikodu yapmak anne ve babaya saygısızlık, dinimizce günah sayılan davranışlardandır. Bu söz ve davranışlardan kaçınmamız gerekir. Çünkü bunlar kötü, çirkin, zararlı, Allah'ın hoşnut olmadığı ve Allah katında değer ifade etmeyen davranışlardır. Bu nedenle bu davranışlardan mutlaka kaçınmamız gerekir. · Peygamberlerin Günah İşlemekten Kaçınması Ne Anlama Gelir? Peygamberlerin günah işlemekten kaçınması; onların gizli açık her türlü günahtan ve peygamberlik onuruyla bağdaşmayan hareketlerden uzak bulunmaları anlamına gelir. Çünkü peygamberler, Allah'ın korunmasında, günahsız ve tertemiz insanlardır. Allah onları doğuştan peygamber olmalarını dilemiş ve onları bu görev için özel terbiye ederek yetiştirmiştir. Bu durum Kur'an'da şöyle belirtilmiştir: " O peygamberler, Allah'ın hidayet ettiği ve özel yetiştirdiği kimselerdir. (Muhammed) Sen de onların gittiği yoldan git." (En'am, 89-90) Her peygamber, doğumundan ölümüne kadar, Allah tarafından özel bir şekilde korunarak, günaha ve günaha giden yollardan alıkonularak himaye edilirler. Kur'an'da peygamberlerin görevlerini yaparken, Allah'ın onları koruyacağından söz edilmiştir. Böylelikle onların her türlü suç ve günah işlemelerinin önüne geçilmiştir. Bu durum Kur'an'da şöyle belirtilmiştir: "Ey Peygamber! Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan, onun elçiliğini yapmamış olursun. Allah seni insanlardan koruyacaktır." (Maide 67) · Peygamberler Niçin Günah İşlemekten Kaçınmalıdır? Peygamberler Allah'ın elçileridir ve insanlara tarafından örnek alınan kimselerdir. Onlar günah işlemezler. Çünkü peygamberler insanlara günahın ne olduğunu, onlardan nasıl kaçınılması gerektiğini öğretmek üzere gönderilmişlerdir. Kendilerinin günah işlemeleri durumunda bunu insanlara anlatmaları mümkün olmaz, ilettikleri mesajın doğruluğuna güvenilmezdi. Allah'tan aldıkları göreve ve üstün ahlaklı olma özelliklerine de ters düşerdi. İnsanların sevgisini kazanamaz ve peygamberlik görevini yapamazlardı. 5.Allah’tan Aldığı Mesajları Olduğu Gibi İnsanlara Bildirmek (Tebliğ) Peygamberlerin Allah'tan aldıkları mesajları olduğu gibi insanlara bildirmesi ne anlama gelir? Peygamberin Allah'tan aldıkları mesajları olduğu gibi insanlara bildirmeleri; onların kendilerine verimleş olan elçilik görevini tam olarak yapmaları anlamına gelir. Peygamberler kendilerine verilen görevi ihmal etmeden en iyi şekilde yerine getirirler. Bu nitelik zaten peygamberlik görevinin varlık nedenidir. Yüce Allah bu gerçeği Kur'an'da şöyle belirtmiştir: "Ey peygamber! Rabbinden sana indirileni ulaştır. Eğer bunu yapmazsan onun elçiliğini yapmamış olursun. Allah beni insanlardan korur." (Maide 67) · Her Topluma Bir Peygamber Gönderilmiştir Peygamberlerin ilki Hz. Âdem, sonuncusu ise Hz. Muhammed'dir. Bu ikisi arasında birçok peygamber gönderilmiştir. Yüce Allah Kur'an'da: Her ümmetin(toplumun) bir peygamberi vardır." buyurarak, her topluma bir peygamber gönderildiğini haber vermektedir. Ancak Kur'an'da Allah peygamberlerin sayısını bildirmemiştir. Konu ile ilgili olarak Yüce Allah Kur'an'da şöyle buyurmaktadır: "Ey Muhammed! Ant olsun, senden önce de birçok peygamber gönderdik. Sana onların kimini anlattık, kimini de anlatmadık" ( Mümin suresi, ayet 78) Peygamberlerden 25 tanesi Kur'an'da yer almaktadır. Onların isimleri şöyledir: Bu peygamberlerin dışında, Kur'an'da Meryem, Lokman, Zülkarneyn, Üzeyir gibi örnek kişilerden de bahsedilir. Hz. Muhammed Peygamberlerin Sonuncusudur En son gönderilen, İslam peygamberi Hz. Muhammed'dir. Ondan sonra Allah tarafından başka bir peygamber gönderilmeyecektir. Kur'an'da konu ile ilgili olarak şöyle buyrulur: "Muhammed… Allah'ın resulü ve peygamberlerin sonuncusudur." (Ahzab, ayet 10)