Peygamberimizin Şemaili Ve Ahlakı peygamberimiz, orta boylu güzel endamlı. Dişleri seyrekce,saçları ne dümdüz, ne de kıvırcık, sakalı sık. Gözlerinin siyahı pek siyah, akı da pek aktı. Kirpikleri siyah ve uzun. Yüzü çok sevimli ve güzel. Çevresindeki hakimiyet herkes üzerinde büyük bir tesir bırakır.Simasını canlılığı içe birden dokunur, doğruluğu gün yüzünde Kur'an gibi okunurdu. Kendisini ilk defa görenler sarılır, fakat sonra da canlarını feda ederlerdi. Gayet sade ve temiz giyinir, açık renkli elbiseden hoşlanır. Ayağına bazen sandal biçimi bir ayakkabı giyer, bağlarını düğümleyip hafif hafif gezer Omuzunda uzunca bir ihram taşır. Sarığının Sarığının uçları omuzuna kadar dökülür. Yürürken çanlı yürür, iki yana sallanmaz. Göz ucuyla yan tarafı süzmekten çekinir, bakacağı şeye veya tarafa tam dönerek bakar. Peygamberimiz çok düşünür, ekseriya susar. Sözü tane tane söyler. Sözlerinde duruluk, açıklık ve tatlılık, Konuşurken manalı, kısa ve açık konuşur, sözleri herkes tarafından anlaşılır. Bir sözünü bitirmeden başka bir söze başlamaz. Peygamberimiz kendiliğinden söz söylemez, Onun sözünü ilahi vahyden ibarettir. Peygamberimizin sesi gür ve güzel, Şahsen pek güzel olan Peygamberimiz, huyca da güzel, Onun ahlakı Kur'an'dır. Daima af ile muamele eder, kendisine tecavüzde bulunanları bağışlar. Hısım ve akrabaya ve herkese yardımda bulunur. Kusurları yüze vurmaz, hiç kimseyi azarlamaz, kendisine yapılan tecavüzlerden öç almaz. Güler yüzlü, tatlı sözlü, nazik ve ince hisli. Kahkahayı sevmez, ekseriya gülümser. Hayatında sert bir hareketi görülmemiş. Peygamberimizin aklı, zekası en yüksek derecede, Gençliğinde bile aklı ve doğruluğu ile herkesin saygısını kazanmış doğrulukta parmakla gösterilir, bundan dolayı kendisine El-Emin denilir. Sabrı, sebatı ve azmi hiç kimse ile ölçülemeyecek kadar ileri; imanı, Allah'a itimadı çok kuvvetli, Dünyada Allah'tan başka hiçbir kuvvetten korkmaz. Başladığı işi bitirmeden bırakmaz, hayatında tereddüde düştüğü görülmemiş. Ziyarete güler yüzle karşılar, ellerini sıkar, onları tatlı sözle ağırlar. Hoşlanmadığı bir sözün aleyhinde bulunmaz. Herkesi müsavi derecede tutar, hiç kimsede dünyada bir imtiyaz ve paye görmez. Gösterişten, imtiyazdan hoşlanmaz, tevazudan ayrılmaz. Her kim olursa olsun davetine gider, gönüllerini hoş eder. Fakirlerin, kimsesizlerin, dulların işlerini görmekten, dertlerini dinlemekten geri kalmaz. Sadelik, feragat onun göze çarpan vasıflarındandır. Gözü gönlü tok, geçici göçücü saltanatlara meyli yoktur; fakirlik içinde zengin, zenginlik içinde fakir yaşamıştır. Kendisinde toplanan bütün vasıflar yüksek; sade ve mübarek hayatı herkes için güzel örnektir. Peygamberimiz ahlakça en yüksek mertebededir. "Peygamberimiz, koyu bir cehalet muhiti içinde yetişmiş olduğu halde ahlakın en güzellerini öğretmiş, her zaman ve mekanda en büyük adamlardan sayılan kamil insan nümuneleri yetiştirmiştir. Bütün insani kemalleri kendisinde yaşayan Hazreti Ebu Bekir; adaletin yeryüzünde canlı bir timsali olan Hazreti Ömer; hilimde, fedakarlık ve feragatkarlıkta en yüksek mertebeyi bulan Hazreti Osman, ilim ve fazilette, ilahi marifette "vicdanlara rehberlik eden Hazreti Ali gibi zatlar hep o ümmi Peygamberin feyzi ile yükselmiş ve O'dan aldıkları ışıklarla" dünyayı aydınlatmışlardır. Peygamberimizdeki Allah sevgisi, Allah saygısı her şeyin ve her derecenin üstündedir. Allah'a ibadetten en büyük hazzı alır, gecenin karanlıklarında saatlerce ibadete dalar kalır. Peygamberimiz, peygamberlerin güzidesi ve hatemidir. Bütün insanlara gönderilmiş Getirdiği din ve şeriat kıyamete kadar yaşayacaktır. Hiçbir Peygamberin erişemediği mertebeye erişmiş, bir gece Allah'ın emriyle Kudüs'teki Aksa mescidine gitmiş, oradan göklere çıkarak Allah'ın kudret ve melekütunu seyrettikten sonra aynı gecede Mekke'deki evine dönmüştür.