Peygamberimizin (s.a.v) Keşfettiği Genç Sahabi Zeyd b. Sabit

Peygamberimizin (s.a.v) Keşfettiği Genç Sahabi Zeyd b. Sabit

Hz. Muhammed (s.a.v), kabiliyetli gençleri keşfederek onların yeteneklerini en güzel şekilde kullanmaları için imkan tanır ve önlerini açardı. O gençlerden biri de küçük yaşta yetim kalan Zeyd b. Sabit’ti. Annesi Nevvar Hanım, eşi öldükten bir süre sonra Neccaroğulları’ndan Ümare b. Hazm ile evlenmişti. Zeyd’i çok seven Ümare, onu sık sık şiir meclislerine götürürdü. Güçlü bir hafızaya sahip olan küçük Zeyd, burada pek çok şiir ezberledi. İslam Medine’de yayılmaya başlayınca Musab b. Umeyr’in öğrencisi oldu. Onu bir gölge gibi adım adım takip ederek Kur’an-ı Kerim öğrendi. Bir, iki, üç derken öğretilen tüm sureleri ezberledi. Peygamber Efendimiz ile ilk olarak Ebu Eyyub el-Ensari’nin evinde karşılaştı. Resul-i Ekrem Efendimize (s.a.v) ilk yemeği o götürmüştü. Allah Resulü (s.a.v) bunun üzerine: “Allah sana ve annene bereket ihsan etsin!” diye dua buyurarak Zeyd’in yaralı kalbini gül bahçesine çevirdi.

Hz. Peygamber’in yaşları küçük de olsa gençlerin büyük işler başaracağına olan inancı tamdı. Gençlere önemli ve kritik görevler vererek onlara güvendiğini her fırsatta ortaya koyardı. Resul-i Ekrem Efendimiz (s.a.v) Medine’ye teşrif ettikten kısa bir süre sonra akrabaları Zeyd b. Sabit’i huzur-u saadete çıkardılar. Ardından da:

“Ya Resulallah! Bu Neccaroğulları’nın çocuklarındandır. Sana inen Kur’an’dan on yedi sure ezberledi” diyerek Hz. Peygamber’e takdim ettiler. Allah Resulü (s.a.v) ona: "Bizim için Kur’an okur musun?" buyurarak ezberlediği sureleri okumasını istedi. Zeyd b. Sabit büyük bir heyecanla bildiği bütün sureleri okudu. Henüz on bir yaşında olan genç sahabiye kabiliyetlerini gösterme fırsatı veren Allah Resulü (s.a.v), onu taltif ederek onurlandırdı. Bu kadarla da kalmadı:

“Ey Zeyd! Benim için Yahudilerin dilini öğren! Vallahi yazışma konusunda onlara güvenemiyorum.” buyurarak ona son derece önemli ve kritik bir görev verdi.

Kısa zamanda birçok yabancı dil öğrenen Zeyd b. Sabit, Hz. Peygamber’in güvenini boşa çıkarmadı. Tercümanlık görevinden sonra önde gelen vahiy katiplerinden biri oldu. Allah Resulü (s.a.v), Tebük Savaşı'na giderken Neccaroğulları’nın sancağını üvey babası Ümare b. Hazm’dan alarak genç sahabiye vermişti. Neler olduğunu anlamaya çalışan Ümare, büyük bir kaygı ve endişeyle bunun sebebini sorduğunda Allah Resulü (s.a.v) :

“Kur’an onu öne çıkardı. Zeyd senden daha fazla Kur’an biliyor. Bunun için bayrağı ona verdim.” buyurmuş, yaptığı bayrak teslimiyle gençlerin önünü sonuna kadar açmıştı.