Peygamberimizin Hz Hatice İle Evliliği Nasıl Gerçekleşmiştir

Konusu 'Hz.Muhammedin hayatı' forumundadır ve Lasey tarafından 27 Ekim 2017 başlatılmıştır.

  1. Lasey

    Lasey Admin

    Peygamberimizin Hz. Hatice ile Evlenmesi

    Hatice bint Huveylid, Kureyş’in en asil kadınlarındandı. Son derece olgun ve güzel ahlaklı idi. Bu sebeple İslam’dan önce de “Tahire” (temiz, nezih) lakabıyla anılırdı. Zeki ve cömertti. Maddi durumu da iyiydi. Malını ticaret yoluyla genişletir, çoğaltırdı. Kocası Ebü Haie ölmüş dul kalmıştı. Kadın olması sebebiyle mallarını kendisi işletemez, ticarî kabiliyetine güvendiği, dürüst olduğuna inandığı insanlarla sermaye-iş gücü (diğer adıyla sermaye-işletme) ortaklığı yapardı. Yani sermayeyi o verir, diğer insan da bu sermayeyi işletir, edilen karı da anlaştıkları oranda bölüşürlerdi.

    Mekke’de ticaret, daha çok kervanlarla gerçekleşirdi. Kervan. lar Mekke’de üretilen deri mamullerini, özellikle de deve derisinden yapılan eşyayı, Yemen’den getirilen ticarî malları alır, Şam’a, Bizans topraklarına götürürler oralarda satarlar, oradan aldıklarını da yol. da uğradıkları yerleşim yerlerinde, Mekke’de veya Yemen’e gidecek diğer kafilelere satarlardı. Seferler bitip kar-zarar ortaya çıkınca da bölüsürlerdi.

    Ticaret, diğer mesleklerden farklı kabiliyetlere ihtiyaç duyulan bir meslektir. Ortaklık ise ticarî kabiliyetin yanında hem dürüstlük hem de güvenirlilik ister. Hele de bu ortağınız, mal varlığınızı bütünüyle eline teslim edeceğiniz bir ortak ise.

    Arayış içinde olan Hz. Hatice o günlerde yirmi beş yaşlarında olan Resülullah’ın methini duymuştu. Dürüstlüğü, davranış güzelliği, iyilikseverliği, hikmetli sözleri, cömertliği ve maddi imkanlarının darlığı dile getirilmişti.

    Bunlar kendisiyle ortaklık kurmak istediği insanda aradığı özelliklerdi. Ancak Hz. Muhammed’in (sallallahu aleyhi vesellem] bu özellikleri, diğerlerinden çok daha fazla vurguyla ve “içtenlikle dile getiriliyordu. Hz. Hatice, onun her bir güzel hasleti anlatılırken anlatan kişinin sanki diğerini de söyleyebilmenin sabırsızlığını yaşadığını hissetmişti.

    Bu güzel hasletleri çoğu yakınları olan kişilerden, ticaretten anlayan, kendi ahlakını ve aradığı vasıfları bilen insanlardan duymuştu. Sermayesi olmayan fakat sermayeden daha kıymetli hasletlere sahip olan bu insanla ortaklık kurdu ve mallarını ona emanet etti.

    Hz. Hatice hizmetinde bulunan Meysere’yi de genç Muhammed’e [sallallahu aleyhi vesellem] yardım etmesi için kervanla birlikte gönderdi. Ancak Meysere’den istediği sadece bu gence yardım etmesi değildi; onu daha yakından tanımasını ve dönüşte kendisine bilgi vermesini istiyordu. Belki bu her seferinde genç, güvenilir ve dürüst ortak aramaktan onu tamamen kurtarabilir, Muhammed’le [sallallahu aleyhi vesellem] istikrarlı bir ticaretin temellerini atabilirdi.

    Aklında bundan öte şeyler de var mıydı, bilemiyoruz, Meysere’ye tembihlerinden olabileceğini hissediyoruz. Çünkü asaleti, güzelliği, ahlak ve olgunluğu, mal varlığı ve dürüstlüğü sebebiyle Kureyş’in ileri gelenlerinden kendisine birçok evlilik teklifi gelmiş, onlara olumlu cevap vermekten hep uzak durmuştu. Kendisi kırk yaşlarında, olgunluk devresindeydi. Her açıdan istikrarlı bir hayat kurmak istiyordu.

    Genç Muhammed [sallallahu aleyhi vesellem] bu ticarî seferi unutulmayacak bir başarı ile tamamladı. Alışta kar etmiş, satışta kar etmiş, yaptığı ticarî muamelelerde kimsenin gönlünü kırmamış, kimseyle kısır çekişmelere girmemiş, yol arkadaşlarına yakınlık göstermiş, yardım etmiş, çalıştırdığı kimseler onunla çalışmaktan huzur duymuş, onu sevmişler ve ona bağlanmışlardı. Zekiydi, çalışkandı, tevazu sahibiydi, dürüsttü, güler yüzlü ve tatlı sözlüydü... Bir insandan bundan dahafazla ne beklenebilirdi ki?

    Meysere bu yolculuğa-katıldığı için çok sevinçliydi. Bu güzel insanı tanımış ve onun davranışlarından çok şey öğrenmişti. Yaptığı bu yolculuğu en kazançlı yolculuk sayıyordu. Dönüşte yaşadıklarını, şahit olduklarını hürmet ettiği ve kendisine büyük iyilikleri dokunan Hz. Hatice’ye anlata anlata bitiremedi. Tek kelimeyle genç ve asil Muhammed’e, güzel ahlakına ve ticari zekasına hayran olmuştu. 0, her açıdan örnek bir insandı.

    Evlilik teklifi genellikle erkeklerden kadınlara gelirdi, öyle olmadı. Hatice validemizden Peygamber Efendimiz’e gitti. 0 zeki bir kadındı ve zekice bir yol bularak teklifini Resül-i Ekrem’e ulaştırdı.

    Yıne de örf gereği Resülullah’ın yiğit amcası Hamza, Hatice’nin ailesine vararak onu yeğenine istedi. Teklif hemen karşılık buldu. Düğünde Ebü Talib oğlan tarafı olarak, Hatice validemizin amcaoğlu Varaka b. Nevfel de kız tarafı olarak güzel birer konuşma yaptılar. Aıle ve dostları buluşturan hoş bir yemek verildi. Evlilik gerçekleşti ve bir daha unutulmayacak bir yuva kuruldu.

    Evlilikle birlikte Peygamber Efendimiz, amcası Ebü Talib’in evinden Hz. Hatice’nin evine taşındı. Bu ev, daha sonra nice vahyin geldiği, nice feyiz ve bereketin, nice fedakarlığın, nice vefa dolu davranışların sergilendiği bir mekan olacaktı.