Peygamberimizin Gece Namazı Peygamberimiz sallallahu aleyhi vesellem seher vakitlerini teheccüd namazı kılarak geçirirdi. Teheccüd namazı, geceleyin bir müddet uyuduktan sonra kalkıp kılardı. Peygamberimiz yatsı namazından önce uyumayı uygun görmez, yatsı namazından sonra ise fazla oturmazdı. (Buhari, Mevakit, 13,Müslim, Mesacid, 236) Peygamberimiz sallallahu aleyhi vesellem gece uyanınca Allah’ın ayetlerini okuyup tefekkür ederek hisli ve huşulu bir şekilde ibadete koyulurdu. Namaz, Peygamberimizin en çok ehemmiyet verdiği ibadetti. Peygamberimize beş vakit namaz farz olmadan önce gece namazı emredilmişti. “Ey örtünüp bürünen (Resulüm)! Birazı hariç geceleri kalk namaz kıl…” (Müzzemmil 1-4) Sonra inen ayetlerde gece namazı, Peygamberimize farz, ümmet-i Muhammed için sünnet kılındı. (Müzzemmil,20) Beş vakit namaz farz olduktan sonra ümmet-i Muhammed için gece namazı sünnet olarak kaldıysa da Peygamberimiz için gece namazı yine farz idi ve o ömrünün sonuna kadar gece namazını hiç terk etmedi. Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem gecelerini ibadetle ihya etmeye çok önem verirdi. Çünkü Allah-u Zülcelal şöyle buyuruyor: “Şüphesiz ki gece kalkışı, sağlam bir kıraate daha elverişlidir. Zira gündüz vakti, sana uzun bir meşguliyet var. Rabbinin adını an. Bütün varlığınla O’na yönel.” (Müzzemmil; 6-8) Geceleri insan gündüz saatlerindeki meşgalelerden uzaklaşmış olur. İnsanın gün boyunca lüzumsuz malayani işlerle kirlenen kalbini arındırmak için en müsait saatler gece saatleridir. İnsan gecenin karanlığı ve sessizligi sayesinde İbadetin huzurunu daha güzel duyar. Gecenin ıssızlığı içinde insan Rabbiyle başbaşa kalır, Rabbinden başka her şeyden sıyrılması kolay olur. Peygamberimiz şöyle müjdeliyor: “Gecenin (üçte ikisi geçip de) son üçte biri kaldığında Rabbimiz dünya semasına nazil olarak (rahmetiyle tecelli ederek) buyurur ki: Hani bana kim dua eder ki, duasını kabul edeyim! Benden kim istekte bulunur ki, dileğini vereyim. benden kim mağfiret diler ki onu bağışlayayım! (Buhari, teheccüd: 14) Bir geceyi, Rasulullah’ın yanında geçiren ibn Abbas Radiyallahu anh şöyle anlatmıştır: “Allah’ın Nebisi gecenin sonuna doğru kalktı. Dışarı çıktı, gökyüzüne baktı, sonra al-i İmran suresi’nin şu iki ayetini okudu: “göklerin ve yerin yaratılmasında gece ile gündüzün değişmesinde akıl sahipleri için şüpesiz deliller vardır. Onlar, ayakta iken, otururken, yanları üzere yatarken, Allah’ı zikrederler. Göklerin ve yerin yaratılışını düşünürler ve şöyle derler: Rabbimiz! sen bunu boşyere yaratmadın. Seni tesbih ve tenzih ederiz. Bizi cehennem ateşinden koru” (Al-İmran; 190-191). Sonra eve döndü. Dişlerini misvakladı ve abdest aldı. Ayağa kalkarak namaz kıldı, sonra yan üstü uzanıp dinlendi. Sonra yeniden kalkarak dışarı çıktı, gökyüzüne bakarak, aynı ayetleri tekrar okudu, sonra dönerek yine dişlerini misvakla temizledi, abdest aldı, sonra kalktı ve namaz kıldı. (Müslim, tahare, 47, ebu Davud, tahare, 30) Peygamber Efendimiz gece ibadetine olan düşkünlüğü hakkında şöyle buyurmuştur: “Allah, her peygamberde, belli bir şeye karşı aşırı istek yaratmıştır. Benim en çok hoşlandığım şey de gece ibadetidir. “ (Heysemi, II, 271) Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem teheccüde ilk başlayanlara, bıkkınlık göstermemeleri için iki rek’atle başlamaları tavsiye ederdi. Kendisi 8 veya 12 rek’at kılardı. Gece namazında kıyamda uzun uzun okur, rükû ve secdelerde uzun süre durup tesbih ederdi. Peygamberimiz sallallahu aleyhi vesellem ailesini ve bilhassa kızıyla damadı gece namazı kılmaya teşvik etmiştir. Hz. Ali şöyle buyurmuştur: “Bir gece Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve vesellem evimize gelip beni ve kızı Fatma’yı kaldırıp: “haydi namaz (teheccüd) kılmıyor musunuz?!.” buyurdu. “(Buhari, teheccüd, 5; Müslim, Müsafirin, 206) Hz. Peygamber bir hadis-i şerifte şöyle buyurmuştur: “İnsan uyuduğu zaman, şeytan kişinin ensesine üç düğüm atarak; her birinde sana, ‘uzun ayaklar’ der. Kişi uyanıp Allah’ın ismini ararsa bir düğüm, abdest aldığında ikinci düğüm, namaza durduğunda üçüncü düğüm çözülür. Böylelikle huzurlu ve temiz olarak sabahlar. Bunları yapmadığı zaman da tembel ve pis olarak sabahlar. (Buhari, teheccüd, 12) Peygamberimizin namaz için ayakta durmaktan ayağı şişiyordu. Peygamberimizin böyle ibadet ederken kendini yormasına kıyamayan sahabiler “Allah senin geçmiş ve gelecekteki günahlarını bağışladığı halde bu kadar zahmete niye katlanıyorsun? “diye sorarlardı. Hz. Peygamber de “şükreden bir kul olmayayım mı?” cevabını verirdi. (Tirmizi, “şamail”, 44; Müsned, IV, 251) Ashabına da gece namazını tavsiye ederdi: “Aman gece kalkmaya gayret edin! Çünkü o sizden önceki önceki salih kimselerin ibadeti ve Allah’a yakınlıktır. (Bu ibadet) günahlardan alı kor, hatalara kefaret olur ve bedenden dertleri giderir. (Tirmizi, De’avat, 101)