Peygamberimiz (s.a.v)'ın hud suresi hakkındaki hadisler

Konusu 'Hz.Muhammedin hadisleri' forumundadır ve Beyza tarafından 5 Ekim 2012 başlatılmıştır.

  1. Beyza

    Beyza Moderatör

    Hud Suresi ile ilgili hadisi şerileri

    - İbnu Abbas (radıyallahu anhüma) anlatıyor: "Hz. Ebu
    Bekir (radıyallahu anh): "Ey Allah'ın Resûlü, saçların ağardı,
    yaşlandın" dedi. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm): "Beni, Hûd, Vakı'a,
    Mürselât, Amme yetesâelun ve İza'ş-Şemsü Küvviret sûreleri ihtiyarlattı"
    cevabını verdi." (Tirmizi, Tefsir, Vâkı'a, (3293).

    - Yine İbnu Abbas (radıyallahu anhüma)'ın anlattığına
    göre, kendisine Cenab-ı Hakk'ın şu mealdeki kelamından sual sorulmuştur: "Bilin
    ki, onlar, Kur'an okunurken gizlenmek için iki büklüm olurlar. Bilin ki elbiselerine
    büründüklerinde bile Allah onların gizlediklerini ve açığa vurduklarını bilir.
    Çünkü o, Kalplerde olanı bilendir (Hud, 5).

    İbnu Abbas (radıyallahu anhüma) şu açıklamayı yapmıştır:
    "Bunlar helâda soyununca avret mahallerinin açılıp, o manzaralarının semaya
    ulaşmasından, keza hanımlarıyla cinsi mukarenet sırasında soyununca çıplak
    hallerinin semaya ulaşmasından korkup haya duyan, (bu yüzden kendilerine sıkıntı
    veren) kimseler hakkında nazil olmuştur." (Buhari, Tefsir, Hud 1.


    - Ebu Musa el-Eş'ari (radıyallahu anh) anlatıyor: Resul-i
    Ekrem (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Allahu Teâla, zalime biraz fırsat
    tanır, amma bir de yakaladı mı artık paçayı kurtaramaz." Sonra da şu ayeti
    okudular: "Allah kasabaların zâlim halkını yakalayınca böyle yakalar,
    yakalaması da şiddetli ve elimdir" (Hid, 102).
    Tirmizi, rivayetinde: "Fırsat tanır (yümlî) değil,
    "mühlet tanır" (yümhil) olması muhtemeldir" demiştir.
    Buhari, Tefsir, Hud 5; Müslim, Birr 61, (2583); Tirmizi, Tefsir,
    Hud, (3109); İbnu Mace, Fiten 22, (4018).


    - İbnu Mes'ud (radıyallahu anh) anlatıyor: "Bir adam
    gelerek: "Ey Allah'ın Resulü! Ben şehrin öbür tarafında bir kadına elledim,
    cima yapmaksızın onunla nefsimi tatmin ettim. Ve işte ben buradayım, istediğin
    cezayı ver" dedi.

    Hz. Ömer atılarak: "Allah seni örtmüş, keşke sen de
    kendini örtüp açıklamasaydın" dedi. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)
    hiçbir cevap vermedi. Adam kalkıp gitti. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) peşine
    bir adam göndererek onu çağırtıp şu ayeti okudu: "Gündüzün iki ucunda ve
    gecenin gündüze yakın zamanlarında namaz kıl. Doğrusu iyilikler kötülükleri
    giderir... Bu, öğüt kabûl edenlere bir öğüttür" (Hûd, 114). Bunun üzerine
    bir adam: "Ey Allah'ın Resulü bu hüküm sadece soru sahibi için mi (başkasına
    da şâmil mi)?" diye sordu. Resûlulah (aleyhissalâtu vesselâm): "Herkes
    için" cevabını verdi. (Buhari, Mevâkitu's-Salât 4, Tefsir, Hûd 6; Müslim, Tevbe 39,
    (2763); Tirmizi, Tefsir, Hûd, (3111); Ebu Davud, Hudud 32, (4468.